Güncelleme Tarihi:
BİR MUCİZE OLSUN
İlk durak, çöken 2 blokta arama kurtarma çalışmalarının halen devam ettiği Emrah Apartmanı’nın hemen karşısındaki çadırkent. Hem çöken 2 bloktan kurtulup bir şekilde hayata tutunmaya çalışan depremzedeler, hem de boşaltılan çevre apartmanlarda yaşayanlar bu çadırkente sığınmış durumda. Şu ana kadar apartmanın enkazından 12 kişinin cansız bedeni çıkarıldı. Ancak umutlar tükenmiş değil. Kimle konuşsam “Bir mucize. Neden olmasın?” diyor. Dahası, haklılar da... Dağcı ve şampiyon bir dalgıç olan Ufuk Koçak, 17 Ağustos depreminde Gölcük’teki 5 katlı Güven Apartmanı’ndan 72 saat sonra kurtarılmıştı. Hâlâ ulaşılamayan 14 yaşındaki İdil Şirin ile 8 yaşındaki kardeşi İpek Şirin’in yakınları umutla haber bekleyen ailelerden biri. Çadırkentte çocuklarından iyi bir haber bekleyen ailenin yakınlarından Selin Çatal, “Çadırda olmamız bir şey değiştirmiyor. Sabaha kadar uyumuyoruz çünkü. Her an gelecek güzel bir haberde kulağımız. Yüreğimizi o enkazın altında bıraktık. Deprem olduğunda kardeşlerin öğretmen olan anneleri evde değildi. Çocuklar depreme yalnızken yakalanmışlar. Dualarınızı eksik etmeyin. Onlar bir kurtulsun, varsın ömür boyu çadırda yaşayalım” diyor.
TEYZEM DE EVİNDEN AYRILDI
Ben de İzmirliyim. Teyzem Güldem Eğrice, eşi Recai ve oğlu Berkan Bayraklı’daki Seyhan Kent sitesinde yaşıyor. Sitenin orta hasarlı olduğu belirlendi. Birer bavul alıp 20 yıldır yaşadıkları evlerini terk ettiler...
BURADA GÜVENDE HİSSEDİYORUM
Annesi ve oğlu ile yaşadığı evde depreme yakalanan ve korkudan çadır kente sığınan Ezgi Urgan da “O an gördüklerim, yaşadıklarım... O kadar etkilendim ki bir daha eve girebilecek miyim? İnanın bilmiyorum. Geceleri evet çok soğuk oluyor, ama burada kendimizi daha güvende hissediyoruz” diyor.
SICAK EV HAYALİ
Bornova Stadyumu’na kurulan 210 çadırda 1008 yatak bulunuyor. Günlük 3 öğün yemeğin çıktığı çadırkentte yaşayan Ayşe Yılmaz, evlerinde çatlaklar olduğu ve girmeye korktukları için bir müddet çadırkentte yaşamaya karar verdiklerini anlatıyor. Yılmaz, “Çevrede oturan çok akrabamız var, onlara da gidebilirdik ama bir evden çıkıp ötekine girmek istemedik. Sonuçta gideceğimiz ev ne kadar sağlam? Bilmiyoruz” diyor. Ayşe Yılmaz’ın eşi Bilal Yılmaz da “Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce yardım geldi. Battaniyemiz, yatacak yerimiz, sıcak yemeğimiz var çok şükür. Ama insanın evi gibi yok. Bu zor günleri atlatıp, sağ salim sıcak evimize gidebileceğimiz günü hayal ediyorum” diye konuşuyor.