Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2008 12:12
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,6 büyümesinin sanal bir büyüme olmadığını vurgulayarak, “Büyüme vatandaşa yansımaya da devam ediyor” dedi.
Şimşek, Gaziantep'te düzenlediği basınla sopbet toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. İlk çeyrekteki yüzde 6,6 büyümenin sanal büyüme olduğu görüşlerine ve halkın cebine para girmediğine ilişkin soru üzerine Şimşek, Türkiye'nin büyüdüğünü ve bunun vatandaşa da yansıdığını söyledi.
Şimşek, Türkiye'de son 5-6 yıldır araç sayısının 8-9 milyondan 13 milyona civarına geldiğine, konut sayısının 13 milyondan 19 milyonu aştığa, cep telefonu kullanan sayısının 23 milyondan 63 milyonu aştığına, uçakla yolculuk yapanların sayısının katlandığına dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:
“Neresinden bakarsanız bakın aslında Türkiye hızlı şekilde gelişmiş ve bu vatandaşa yansımış. Ama, herkese eşit şekilde yansıması hiçbir ülkede de olmuyor. Bütün ülkede gelir dağılımı, önemli bir sorun. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,6 büyüme nasıl ki gerçekse, yılın son çeyreğinde büyüme düştüğü zaman o da gerçekti. Geçen sene büyüme yılın son çeyreğinde yüzde 4'ün altına inmişti. Nasıl ki o rakamlar gerçekçi bulunduysa, aynı hesaplama yöntemiyle yüzde 6,6'da hesaplanmıştır. Dolayısıyla sanal bir büyüme rakamı değil.”
Türkiye'de hesaplama sisteminin AB ve dünya ile aynı teknikle olduğunu vurgulayan Şimşek, “Bence, büyüme vatandaşa yansımaya da devam ediyor” dedi.
Şimşek, İMKB'de banka ve finans sektörü dışında 219 tane şirket bulunduğunu, bu şirketlerin yılın ilk çeyreğinde satışlarının yüzde 21,5 artığına dikkati çekti.
“DEVLET, 25 KATRİLYON SÜBVANSİYON SAĞLADI”
Elektrik zammının enflasyona etkisine ilişkin soruyu yanıtlarken Şimşek, tüketici fiyatları endeksini oluşturan yüzlerce mal ve hizmet olduğunu anlattı.
Türkiye'nin 2002-2007 yılları arasında elektrik fiyatlarını hiç artırmadığına, o dönemde petrol fiyatlarının ortalama yaklaşık 20 dolardan 70 dolara çıktığına, doğal gaz fiyatlarının buna paralel arttığına dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:
“3,5 kat artışa karşın elektrikte sıfır zam yapmışız. Bu, devlet tüketicilere, sanayicilere büyük bir sübvansiyon sağlamış demektir. Geldiğimde hesapladım, üretici fiyatları endeksi ile fiyatları güncelleseydik, yani 2002'deki fiyatları her sene üretici fiyatları endeksi ile 2007'ye getirseydik ve onu tüketilen miktarla çarpsaydık; Türkiye 2002 ile 2007 yılları arasında sanayiciye 13 katrilyon lira (13 milyar YTL) sübvansiyon sağlamıştır, hane halkını ve diğer tüketicilere de 12 katrilyon (12 milyar YTL), toplamda 25 katrilyon (25 milyar YTL) sübvansiyon sağlamıştır.”
“ELEKTRİKTE KAR EDELİM ANLAYIŞINDA DEĞİLİZ”
Türkiye'de bu yıl elektrikte birikimli yüzde 35-45 fiyat artışı söz konusu olduğunu anlatan Bakan Şimşek, “Aslında Türkiye hala sübvansiyon sağlıyor. Biz, elektrikte otomatik fiyat mekanizmasına geçtiğimiz zaman ne dedik; maliyet esaslı bir fiyatlama mekanizmasına geçelim. Biz, elektriği üretelim, vatandaşa ve sanayiciye satalım, bundan kar edelim yaklaşımı içinde değiliz” dedi.
Şimşek, şu anda elektriğin yüzde 52'sinin doğal gazla üretildiğini, doğal gazın ise yüzde 99'unun ithal edildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye 1970'li yılların sonunda petrol fiyatları 30 dolarken ülke yoluna devam edememiş, bugün 140 dolar ile Türkiye yoluna devam ediyor. Mayıs ayında Türkiye'de yıllık cari açık 43 milyar dolar, enerji ithalatı 41,5 milyar dolar. Bizim elektrikte yaptığımız fiyat ayarlamaları, Türkiye'nin sanayicinin rekabet ve tüketicinin ödeme gücünü dikkate alarak, hala büyük fedakarlık yaptığı bir fiyat ayarlamasıdır.”
Şimşek, elektriğin enflasyonu belirleyen en önemli faktör olmadığını ifade etti.
“TÜRKİYE, DÜNYA ENFLASYON LİGİNDE 59. SIRADA”
Bakan Şimşek, Türkiye'nin 1990'lı yıllarda enflasyon liginde her zaman 4. ile 7. sıra arasında yer aldığını belirten Şimşek, “Ben bu hesaba bu yılın başında baktırdım; Türkiye şu anda dünya enflasyon liginde 59. sırada” dedi.
Şimşek, dünyada her yerde enflasyonun yükseldiğinin altını çizdi. Şimşek, şunları kaydetti:
“1950 yılında biz, Kore'nin iki katından fazla kişi başına milli gelire sahibiz. 2002'ye geliyoruz, Kore'nin kişi başına milli geliri bizim 5-6. Neden? Çünkü sürekli şekilde siyasi istikrarsızlık, demokrasinin sekteye uğraması, iş-aş üretenlerin önünün açılmaması sorunlarıyla karşı karşıya kaldık. Türkiye, o performansı devam ettiremedi.
Bugün Türkiye, Avrupa ile arayı hızlı şekilde kapatıyor. Beğenmediğiniz yüzde 4,5 büyüme bile Avrupa büyümesinin bu yıl için konuşuyorum, en az
2-3 katı olacak. Eğer bizi dönemimiz talihsiz bir dönem olmasaydı, yani metal, gıda ve enerji fiyatlarının sürekli yükseldiği bir dönem olmasaydı, Türkiye'nin net ihracatı büyümeye nötr olsaydı, son 6 yılda yıllık büyüme yüzde 9 civarında olacaktı.”
"