Büyüklere oyunlar

Güncelleme Tarihi:

Büyüklere oyunlar
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 1998 00:00

Haberin Devamı

Herşeyin sorunu olur da kuklanın olmaz mı? Dün Kenter Tiyatrosu'nda ‘‘Bir Beckett Oynamak’’ adlı oyunla başlayan, 8 Mayıs'a kadar sürecek olan Uluslararası Kukla Festivali'nde yerli ve yabancı grupların kukla gösterileri izlenebilecek, Türkiye'deki kukla sorunları tartışılacak, kukla sergileri gezilecek. Festivaldeki gruplardan biri olan Show Tiyatro'dan Cengiz Özek'e göre, festivalin bütününü izleyenler, kukla sanatı hakkında bir fikir sahibi olacaklar.

Özek, kukla sanatının özellikle Asya'da geliştiğini bunda Şamanizmin büyük etkisi olduğunu söylüyor: ‘‘Bu geleneklerde, ölen birinin taban derisi yüzülüyor ve bundan bir figür yapılarak o kişiyle ilişki kuruluyor. Tanrılara gölgeler aracılığıyla ulaşılıyor. Türkler de bir zamanlar şaman inanışıyla yaşadıkları için, bizim tarihimizde inanılmaz boyutlarda ve çeşitlilikte kukla geleneği var.’’

Festivalde geleneksel kukla tiyatrosu yok. Çünkü, Özek'e göre, tam anlamıyla geleneksel gösteri bulmak zaten çok zor. Ancak festival boyunca sürecek olan sergilerde Karagöz merakınızı gidermeniz mümkün. Topkapı Sarayı Müzesindeki sergi, değişik dönemlerden oluşmuş bir Karagöz koleksiyonu. İstanbul Şehir Müzesi'ndeki sergide ise ‘‘19. ve 20. Yüzyılda Halk Tiyatrosu’’nun örnekleri sergileniyor. Festivalin bir özelliği de oyunların yüzde 70'inin büyüklere yönelik olması. Amaç, kukla tiyatrosunun yalnızca çocukların ilgisini çektiği önyargısını yıkmak.

Biletlerin Kenter Tiyatrosu gişesinden edinilebileceği festivalin yapımcılığını Kenter Tiyatrosu, organizasyonunu Show Tiyatro üstlenmiş. Şişli Belediyesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Avusturya Konsolosluğu, TOBAV, Hadi Çaman Yeditepe Oyuncuları, Arel Koleji ve Ulusoy festivali destekleyen kurumlar. Altı yerli, üç yabancı tiyatro topluluğunun oyunlarının yanısıra, video gösterileri, sergiler, seminerler festivali zenginleştiriyor.

Kukla tiyatrocuları, bu sene Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi'nde bir sanat dalı olarak kabul edilen kuklanın, bundan sonra daha çok tanınıp sevileceğine inanıyorlar. Onlara göre, diğer tiyatroların aksine kukla tiyatrosunun en az sıkıntı çektiği sorun seyirci sorunu. Ancak, kukla yapacak insan ve ona ruh verecek oyuncu olmayınca seyircinin de bir anlamı kalmıyor haliyle. Kendisi de oyunculuk eğitimi almış olan Özek, Türkiye'de oyunculuk eğitimi alan insanların kukla tiyatrosuna yönelmeyişlerini şöyle açıklıyor: ‘‘Bugün konservatuarlarda Stanislavski ekolünün öğretiliyor, insanlar başka türlere yönlendirilmiyor. Sistem daha çok bir star stüdyosu gibi işliyor. Oyuncu, bedenindeki enerjiyi, elindeki ayağındaki bir aksesuar uzantısına, kostüm uzantısına nasıl aktaracağını öğrenmeden mezun oluyor. Bir de oyuncu sahnede görünmek istiyor. Bir kuklanın arkasına geçip ona ruh vermektense kendi bedeniyle varolmak istiyor sahnede.’’

Cengiz Özek, ortaokuldan beri Karagöz'le uğraşıyor. Onun Karagöz'ü o gün gündemde ne varsa onu konuşuyor. Bugünlerde kafayı çevre kirliliğine takmış.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!