"Halkımız, feci hayat ÅŸartları altında ve en ufak varlığı dahi tehdit edilmektedir. Bu durumda, siz ekselanslarından, hükümetinizden ve Türk halkından, Müslüman Kürt kardeÅŸlerine yardım etmelerini istemekten baÅŸka çare bulamadık."Biz, sizin kardeÅŸiniz ve dindaşınız olan mazlum bir milletiz. Büyük Türk hükümeti, bizden niçin lütfunu esirgiyor? Biz, Osmanlı’nın çocuklarıyız. Kader bizi, Türk kardeÅŸlerimizden ayırdı. Åžimdi biz, bu topraklarda özgürlük mücadelesi veriyoruz. Bizi sindirmek isteyen Irak ordularına karşı kendimizi savunuyoruz.Kürdistan Demokrat Partisi Genel BaÅŸkanı Mesut Barzani'nin babası Molla Mustafa Barzani, 1968 yılında Türkiye CumhurbaÅŸkanı Cevdet Sunay ile BaÅŸbakan Süleyman Demirel'e, benim aracılığımla gönderdiÄŸi mektuplarda Kürt halkının Irak'taki Arap yönetimi tarafından imha edildiÄŸini bildiriyor, bu baskı rejimine engel olunması için Türkiye'nin yardım etmesini istiyordu. Molla Mustafa Barzani ile 18 Mayıs 1968 tarihinde Kuzey Irak'ın kuzeydoÄŸu ucundaki Dilman Köyü'nde bir araya geldik. Köyün giriÅŸinde Molla Mustafa'nın oÄŸlu Ä°dris Barzani tarafından karşılandım, daha sonra Ä°dris Barzani ile birlikte ve peÅŸmergelerin sıkı koruması altında yola koyulduk. Toprak bir damın altına girdik. Saray gibi süslenmiÅŸ, yerlere göz alıcı Kürt halıları döşenmiÅŸti.HAZIR OL! GENERAL GELÄ°YORİçeriye giriÅŸimizle, yanımdaki tercümanım Åžekip'in ‘‘hazır ola’’ geçiÅŸi bir oldu, bu arada bir ses, ‘‘General geliyor’’ diye uyarıda bulunuyordu. Ä°ÅŸte o anda peÅŸmergeler de adeta heykele dönmüştü. Evet, Kürtlerin efsaneleÅŸen lideri Molla Mustafa Barzani ile karşı karşıya, göz göze idik. Barzani, bana ayakta uzun süre iltifat edip yarı Kürtçe, yarı Türkçe konuÅŸarak ‘‘Hoj geldin’’ dedi. Kürt liderin üzerinde ‘‘şeliÅŸepik’’ adı verilen mahalli kıyafet ile kırmızı beyazlı ‘‘puÅŸi’’ denilen sarık bulunuyordu. Benim kıyafetim de, Molla Mustafa'nınkinden farksızdı. Barzani, beni bu kılıkla görünce, hal hatır sormadan önce, ‘‘Bu kıyafet de pek yakışmış’’ dedi. Yedi yıldan beri, Araplarla kıyasıya dövüşen ve Irak'ta ‘‘Devlet içinde devlet’’ yaratan Barzani, masanın üzerinde duran Amerikan malı sigarasını yaktıktan sonra konuÅŸmaya baÅŸladı:TÃœRKÇE KONUÅžABÄ°LÄ°YORDU‘‘Aramıza giren ilk Türk gazetecisi olmanız bakımından sizi özellikle selamlarım. Biz, sizin kardeÅŸiniz ve dindaşınız olan mazlum bir milletiz. Büyük Türk Hükümeti, bizden niçin lütfunu esirgiyor?’’ Irak Kürtlerinin lideri, 66 yaşındaki gerilla Molla Mustafa, hemen yanı başımdaki koltuÄŸa iyice yerleÅŸtikten sonra, bana yönelttiÄŸi ilk sorunun cevabını beklemeye koyuldu. Masanın üzerindeki Amerikan sigarası Molla Mustafa'yı doyurmamış olacak ki, elini koynuna attı ve elle sarılmış bir sigara çıkararak ateÅŸledi. Kendisine ÅŸu karşılıkta bulundum: ‘‘Buraya, Türk milletini veya Türk hükümetini temsilen gelmiÅŸ deÄŸilim. Ben bir gazeteciyim, sizin yaÅŸam koÅŸullarınızı öğrenmeye geldim.’’Barzani ile aramızda tercüman Åžekip vardı, ancak Kürt lider, benim söylediklerimi tercümeye gerek kalmadan anlıyordu. Kurt gerilla, başını salladıktan sonra ‘‘BaÅŸ, zor baş’’ dedi, yani ‘‘İyi, çok iyi’’ demek istiyordu. Barzani, daha sonra ‘‘Benim sizden soracağım baÅŸka soru yoktur, ÅŸimdi siz sorun, ben cevaplandırayım’’ dedi.MOLLA’YI GÃœLDÃœREN SÖZLERMolla Mustafa Barzani ile buluÅŸtuÄŸumuz yer, bir ilkokul binası idi. Duvarlar suluboya tablolarla süslenmiÅŸti. Mesela, iki elma yapılmış, ikisinin arasına bir artı iÅŸareti konulmuÅŸ, karşısına da Arapça 2 rakamı yazılmıştı. Tabloları incelerken Barzani, ‘‘Arap harfleri okuyabilir misin?’’ dedi. ‘‘Arap harfleri okuyamam ama rakamları okurum’’ deyince, bir kahkaha attı. Zaten alt tarafı on tane rakam demeye getiriyordu. Ä°ÅŸte bu kahkahalı anında Barzani'ye yönelttiÄŸim ÅŸu ilk soru, kendisinde sanki soÄŸuk bir duÅŸ etkisi yaratmış gibiydi: ‘‘Sayın general, Türkiye'nin sınır bölgelerinden devamlı ÅŸekilde vergi toplatıyormuÅŸsunuz. Bu vergilerle neler alıyorsunuz? EÄŸer sakıncası yoksa öğrenmek istiyorum.’’İhtiyar gerilla, derin bir ‘‘ahhh’’ çektikten sonra her zamanki gibi sigarasını tazeledi, oturduÄŸu koltukta gerildi ve konuÅŸmaya baÅŸladı:BÄ°Z OSMANLI’NIN ÇOCUKLARIYIZ‘‘Biz, Osmanlı'nın çocuklarıyız. Kader bizi, Türk kardeÅŸlerimizden ayırdı. Åžimdi biz, bu topraklarda özgürlük mücadelesi veriyoruz. Bağımsızlık hevesinde olmayan, mazlum bir milletiz. Bizi sindirmek isteyen Irak ordularına karşı kendimizi savunuyoruz. Hal böyle iken, büyük komÅŸumuz Türkiye hakkında fena emeller besleyemeyiz. Bizi, büyük Türk Devleti'ne düşman göstermek isteyen kötü niyetli menfaatperestler var. Düşmanlarımız bizi Türkiye' ye kötü göstermek için olumsuz propaganda yarışındalar. Biz, yeraltı faaliyetleriyle toplanmış para istemiyoruz. Maddi yardımı, büyük Türk Devleti'nden direkt olarak istemeyi tercih ederiz. Bu konularda size geniÅŸ bilgiler vereceÄŸim, siz de bizim ne kadar masum bir millet olduÄŸumuzu görerek ve vicdanınızın sesini dinleyerek yazacaksınız.’’CUMHURBAÅžKANI SUNAY’A20 Mayıs 1968Mektup 1Düşmana karşı kanımızı birleÅŸtirdikEkselpans Cevdet Sunay, Türkiye Cumhuriyeti CumhurbaÅŸkanı Sayın BaÅŸkanIrak’ta yaÅŸayan Araplarla eÅŸit haklara sahip olmayı arzulayan ve sadece hak istedikleri için yedi yıldan beri savaÅŸ halinde bulunan ve buna paralel olarak dış dünyaya müracaatları ilgisizlikle karşılanıp anlaşılmak istenmeyen Irak'taki Kürt halkının isteklerini, siz ekselanslarına iletebilmek bahtiyarlığını, bölgemizi ziyaret eden bir Türk gazetecisini tanımak ÅŸerefine nail olduÄŸumda bulabildim. Bu savaÅŸ, binlerce köyün, çiftliÄŸin, camilerin ve diÄŸer yerleÅŸme yerlerinin tahrip edilmesine, halkımızın da saÄŸlık ve eÄŸitim hizmetlerinden mahrum kalmasına sebep olmuÅŸtur. 29 Haziran 1966'da, Irak hükümeti ile aramızda bir anlaÅŸma planı hazırlanıp ‘‘ateÅŸkes’’ kararı alınmış, fakat bugüne kadar o dahi bir sonuç vermemiÅŸtir.HAYATIMIZ FECÄ°DÄ°RAnlaÅŸmanın ana noktaları, Irak hükümeti tarafından tanınmamakta, aksine yıllardan beri mevcut olan gergin durum deÄŸiÅŸmediÄŸi gibi, Iraklılar zaman zaman bizimle çarpışma yoluna giderek gerginliÄŸin muhafazasına gayret etmektedirler. Ve bu ÅŸartlar altında Iraklıların bizim meselelerimizi barış içinde çözeceklerine inancımız kalmamıştır. YaÅŸamakta olduÄŸumuz feci hayatımızı, siz ekselanslarına ve vasıtanızla Müslüman Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nun devamı olan Türk halkına ve Türk hükümetine anlatıp Türklerle mevcut olan baÄŸlılığımızın kuvvetlenmesini istiyoruz. Türklerle Kürtler, tarih boyu beraber yaÅŸamışlar, Ä°slam dini ile birbirlerine baÄŸlanmışlar ve son olarak ortak tarihleri ve ortak amaçlarıyla, yaygın düşmanlarına karşı kanlarını birleÅŸtirmeleri, beraberliklerinin sembolü olmuÅŸtur. Bütün bunların yanı sıra Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaÅŸadığımız toprakların BaÄŸdat hükümeti tarafından alınışına, Türkiye Cumhuriyeti en iyi tanıktır.IRAK’A BASKI YAPINÃœmit ederiz ki, Müslüman ve barışsever Türk kardeÅŸlerimizin, Kürt kardeÅŸlerinizin zulüm altında tutulmasına ve imha edilmesine karşı olan Ä°slam dini prensipleriniz, bizimle savaÅŸan Irak'a karşı bir baskı olarak kullanılabilsin. Ayrıca, Irak'ın ablukası altında olan Kürt halkına her ne açıdan olursa olsun, yardımınızı diler, bu yardımın sizinle paylaÅŸtığımız sınır boyundaki emniyet ve kurulan barışın bozulmadan kabul edileceÄŸine emin olmanızı isterim. Ä°ki taraf için de verimli ve tabii olacak bulunan bu karşılıklı temasın saÄŸlanmasını yüce hükümetinizden sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu mektubumda kısaca anlattıklarımı bütün detayları ile izah edecek olan bir temsilcimizi kabul etmek ÅŸerefini bize bahÅŸederseniz, ben ve Kürt halkı ekselanslarına minnettar olacaktır. Sayın BaÅŸkan, benim ÅŸahsi saygı ve takdirlerimi lütfen kabul buyurunuz.Mustafa Barzani BAÅžBAKAN DEMÄ°REL’E20 Mayıs 1968Mektup 2Çaremiz yok, yardım edinEkselans Süleyman Demirel, Türkiye Cumhuriyeti BaÅŸbakanı Sayın BayKürtler olarak kalmak, hür hareket edebilmek ve ırk, din ve milliyet ayrılığına raÄŸmen Irak halkının da severek paylaÅŸacağı eÅŸit haklar istememiz sebebiyle, Irak hükümetinin açtığı savaşın yedinci yılında, yaÅŸadığımız feci hayatı siz ekselanslarına anlatabilmek, benim için çok kıymetli bir fırsattır. SavaÅŸ, halkımızı saÄŸlık, tahsil ve en ufak isteklerimizden mahrum bıraktığı gibi, arazimizin büyük bir kısmını tahrip etmiÅŸ, mahsulü ve birçok çiftlikleri, camileri ile birlikte yüzlerce köyü yakmış, böylece tam anlamı ile yoksulluk yaratmıştır. KARDEŞÇE YAÅžIYORSUNUZBaÄŸdat hükümeti ile 29 Haziran 1966'da yapılan ‘‘ateÅŸkes’’ anlaÅŸmasının üstünden bugün iki yıl geçmesine raÄŸmen, iyi bir gelecek ÅŸansı için hükümet tarafından hiçbir pratik sonuç yaratılmamıştır. Sebep yalnız bu olmamakla beraber, tahrikler ve ufak çatışmalar artmaktadır. Bu anlaÅŸmalar, halkımıza karşı savaşın yürütülmesi tehlikesini ve buna paralel olarak doÄŸacak trajik olayları bünyesinde taşımaktadır. Sizin büyük milletiniz, sınırları içinde Türklerle Kürtlerin tam beraberlik ve iÅŸbirliÄŸi ile bir millet olarak yaÅŸadığı, aynı tarihe ve emellere sahip olduÄŸu, Ä°slam dinini korumak amacıyla yaygın düşmanlara karşı müşterek olarak çarpıştığı büyük Ä°slam Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu'nun devamıdır.BÄ°ZÄ° Ä°MHA EDECEKLERBütün bunların yanı sıra, sizin hükümetiniz ve halkınız, nüfusun büyük çoÄŸunluÄŸunun arzularına aykırı olarak Irak Kürtlerinin topraklarının nasıl BaÄŸdat hükümetine baÄŸlandığına en iyi tanıktır. Bizim halkımız, kendisini feci hayat ÅŸartları altında bulmakta ve en ufak varlığı dahi tehdit edilmektedir. Bu durumda, siz ekselanslarına ve vasıtanızla hükümet ile Türkiye Cumhuriyeti'nin halkına, Müslüman Kürt kardeÅŸlerine yardım etmelerini istemekten baÅŸka çare bulamadık. Bu yardımınız, bizi imha edecek savaşın durdurulması için Irak rejimine her ne ÅŸekilde olursa olsun baskı yapmayı denemek ve diÄŸer taraftan hastalık, tahsil imkánsızlığı ve yoksulluk altındaki halkımıza her alanda moral ve malzeme yardımı yoluyla olabilir.TEMSÄ°LCÄ° GÖNDERELÄ°MÅžu durumu ekselanslarına açıkça anlatmak isterim ki, bizim katiyetle Irak sınırları içindeki tabii olarak savunma hareketimiz, eÄŸer hükümetiniz anlaÅŸma yapılması için bize izin verirse, memleketinizle paylaÅŸtığımız sınırlar ve civar arazide emniyet ve sulhun korunup kuvvetlenmesi için en büyük yardım olacaktır. Bu mektubun bizim davamıza olan anlayışınızın artmasında tesir göstereceÄŸine ve kısaca anlattıklarımı detayları ile izah edecek bir temsilcimizi memleketinize gelmek ÅŸerefine nail olacağına büyük ümidimiz vardır. Ekselans, benim hürmetlerimi ve takdirlerimi lütfen kabul buyurunuz.Mustafa BarzaniDönemin bakanlar kuruluMolla Mustafa Barzani'nin 1968 yılında Kuzey Irak'ta oluÅŸturduÄŸu yasadışı hükümetin bakanlar kurulu üyeleri, baÅŸbakanlık binası olarak kullanılan derme çatma yapının önünde toplu halde görülüyorlar. SaÄŸdan ikinci kiÅŸi, bugün Irak Geçici Yönetim Ãœyesi olan Dr. Mahmut Osman. Dr. Osman, o yıllarda Barzani'nin baÅŸbakanlığı ve dışiÅŸleri bakanlığını da yapıyordu. Ä°ÅŸte dönemin bakanları:BAÅžBAKAN ve DIŞİŞLERÄ° BAKANIDr. Mahmut Osman / Aslen Süleymaniyeli, kalp hastalıkları mütehassısı; Arapça, Fransızca ve Ä°ngilizce biliyor. 30 yaşında, bekar.DEVLET BAKANI Nuri Åžaviz / Irak Ä°skán Bakanlığı'nda çalışmış, 50 yaşında. DEVLET BAKANI Ali Abdullah / Ä°nÅŸaat mühendisi, evli.DEVLET BAKANI Åžekip Sait / Hukuk Fakültesi mezunu. Arapça, Türkçe ve Ä°ngilizce biliyor. 30 yaşında, bekar. İÇİŞLERÄ° BAKANI Åžeyh Rıza. / BaÄŸdat Polis Fakültesi mezunu, 43 yaşında ve bekár. MALÄ°YE VE BASIN-YAYIN BAKANI Sami Mahmud / Mühendis, Irak Ä°skán Bakanlığı'nda çalışmış; aslen Musul'lu, evli.AŞİRETLER BAKANI Abdülvahap M. Ali / 60 yaşında, aslen Revandiz'li. Türkçe biliyor; babası, Osmanlı Meclis-i Mebusan üyeliÄŸi yapmış. SAVUNMA BAKANI Abdurrahman Kadı / Irak ordusunun eski komutanlarından. 54 yaşında, aslen Musul'lu.Mesud Barzani’nin aÄŸabeyiGazeteci Hulusi Turgut, Molla Mustafa'nın oÄŸlu Ä°dris Barzani ile bir arada. Mesud Barzani' nin aÄŸabeyi olan Ä°dris, bir süre önce vefat etti.YARIN: Talabani için ne dedi?Â
button