Halil Aksu haksu@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2008 00:00
Facebook konusunda birkaç gazete haberi, Türkiye’den milyonlarca insanın bu siteye girmesine ve üye olmasına neden oldu. Pek çok kişi ilkokul arkadaşını, asker arkadaşını yeniden orada buldu. Ne güzel. MSN konusunda 20 milyon üzerinde kullanıcısı ile Brezilya sonrasında dünya ikincisi durumundayız. Türkiye’de İnternet’e giren herkes bir şekilde ya "hotmail.com" ya da MSN kullanarak haberleşiyor ve arkadaşlarıyla yazışıyor.
Peki başka hangi siteleri kullanıyoruz? Dünyanın kullandığı pek çok siteyi biz de kullanıyoruz, ayrıca lokal
haber siteleri, arkadaş bulma sitelerini, e-ticaret sitelerini, ilan sitelerini ve forumları kullanıyoruz. Bu siteler bugünlerde önemli bazı özellikler kazanıyorlar. En önemlisi de programlanabilir kaynak kodları ve arayüzleri kullanılabilir bir hale geliyorlar.
Yahoo, Google, eBay, Amazon, MySpace, Facebook ve daha pek çok başka site açık arayüzler vermektedir. Bu arayüzlere API (Application Programming Interface) deniyor ve bunları web sitesi işletmecileri ücretsiz ve açık kaynak olarak kullanıma sunuyorlar. Daha da güzeli, bunları kullanarak karma ve bütünleşik fonksiyonlar ve uygulamalar geliştirebiliyorsunuz.
Bu tür bütünleşik uygulamalara "Mesh-Up" deniyor. Böylece YouTube’dan videoların, Flickr’dan resimlerin, Blogspot’tan blog yazılarının olduğu, Google ile arama yapılabilen ve Amazon üstünden e-ticaret işlemleri gerçekleştirilebilen, son derece kompleks ve bütünleşik siteler ve uygulamalar geliştiriliyor.
Amatörler gelİŞtİrİyorBu uygulamalar profesyonel programcılar veya sistem entegratörü firmalar tarafından geliştirilmiyor. Bunlar daha çok genç ve amatör ruhlu İnternet meraklıları tarafından geliştiriliyor. İnternet bu şekilde hızlıca gelişiyor, çeşitleniyor ve daha bütünleşik ve kullanışlı bir hale geliyor.
Gençler ve amatörler arasında bu son derece yaygınlaşmış iken, kurumlarda durum böyle değil. Kurumlar zaten İnternet sitelerine ve özellikle daha çok eğlence amaçlı gibi algılanan Web 2.0 sitelerine pek sıcak bakmıyorlar. Hatta pek çok Web 2.0 sitesine erişim yasak, bazı "modern" iletişim siteleri (Skype, MSN, G-Talk, vb.) kurumlarda yasak ya da az sayıda kişinin kullanımına izin veriliyor.
Hal böyle olunca, kurumlarda bu sitelerden yararlanmak, hatta bunları "Mesh-up" olarak bütünleştirme konusunda herhangi bir uzmanlık gelişmesi mümkün olmuyor. Böylece kurumlardaki BT uzmanları veya programcılar, "sokaktaki" amatör ruhlu gençlerden çok geride kalıyorlar. Oysa Web 2.0 ve "Mesh-up" siteleri ve yaklaşımları kurumlar için de son derece yararlı olabilir ve son derece önemli kazanımlar elde edebilirler.
23 Nİsan’dan esİnlensİnlerIBM gibi vizyoner firmalar bu durumu fark etmiş ve kurumlar için özel Web 2.0 ve "Mesh-up" ile ilgili hem hizmetler hem de çözümler geliştirmeye başladılar. Firmalar mademki kendileri bu konuda uzmanlık geliştirmeyi beceremiyorlar, diğer konularda da olduğu gibi, dışarıdan profesyonel hizmetler alarak bu eksiklerini giderebilirler. IBM bu boşluğu iyi fark etmiş durumda. Şüphesiz IBM yalnız kalmayacaktır, pek çok başka teknoloji ve servis sağlayıcısı yakın zamanda bu alana hizmet ve çözüm sunmaya başlayacaktır.
Oysa şirketler sadece tavırlarını birazcık esnetseler ve muhtemelen bu konularda amatörce kendini geliştirmiş kişilere imkan ve fırsat verseler, profesyonel hizmet almadan, inovatif yaklaşımlar sergileyebilirler ve kendi gereksinimlerini kendi imkanlarıyla karşılayabilirler.
Belki bunu da akıl edecekleri günler gelecektir. Çocuk Bayramı’ndan esinlensinler. 23 Nisan’da bir çocuk seçilir ve Cumhurbaşkanı’nın koltuğuna oturur, sembolik de olsa, bir manası vardır. Buna benzer bir uygulamayı genel müdürler de düşünsünler. Bence güzel olur.