Güncelleme Tarihi:
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı destekleyen El Vatan gazetesine konuşan adı açıklanmayan diplomatik bir kaynak Şam yönetiminin ülkenin ticari kalbinde devam eden çatışmalara dair bakış açısını, “Halep, Suriye ordusu tarafından teröristleri ezmek için sürdürülen ve sonrasında ülkeyi krizden çıkaracak son savaş olacak” sözleriyle özetledi.
Suriye ordusu, bu bakış açısına uygun olarak İdlib başta olmak üzere çevre kentlerdeki birliklerini bölgeye sevk etmeye devam ediyor. İki bin kadar özel eğitimli asker, tanklar ve zırhlılar kentin dış mahallelerinde silahlı grupları kentten söküp atmak için büyük bir operasyon hazırlığında.
MUHALİFLER DE AĞIR SİLAHLARA SAHİP
Geçtiğimiz Pazar günü “militanlarımıza Halep’i özgürleştirme emri verdik” diyerek savaşı duyuran Özgür Suriye Ordusu Sözcüsü Abdil Cabbar El Okaydi bu kez AFP’ye, “Özellikle kentin güney hattında, doğudan batıya geniş bir taarruzu her an bekliyoruz” dedi. 10 kadar mahalleyi kontrol altında tuttuklarını belirten muhalifler, Suriye ordusu karşısında son ana kadar direnmeye hazırlanıyor.
Bu amaçla muhalifler, kırsal bölgelerden kente 2 bin kadar muhalif soktuklarını söylüyor. Hâlihazırda Halep’te bin kadar silahlı muhalifin bulunduğu belirtiliyor. Üstelik CNN ve El Cezire’den geçen görüntülerde, bu grupların elinde tanksavar, uçaksavar, havan topu, roket atar gibi ağır silahların bulunduğu görülüyor.
HALEP İÇİN BİNGAZİ SENARYOSU
Muhaliflerin Halep'i ele geçirmek için bu kadar istekli olmasının askeri ve siyasi nedenleri var.
Muhalifler, ülkenin kuzeyindeki bu kenti ele geçirerek, kendileri için güvenli bir bölge yaratmayı hedefliyor. Böylelikle silah tedariki, militanların eğitimi ve Suriye ordusunun saldırılarından saklanmak için bu güvenli bölgeyi kullanabilecekler.
Reuters'e konuşan "An Eye On Syria" blog'unun yazarı eski diplomat Ignance Leverrier, Libya'da Muammer Kaddafi'ye karşı yürütülen savaşta Bingazi örneğini hatırlattı.
Bingazi'nin Kaddafi karşıtlarının eline geçmesiyle, ülkenin diğer bölgelerine yönelik bir saldırı için "güvenli bir bölge" oluşturulmuştu. Ancak şehrin güvenli bir bölge olması için Libya ordusuna uçuş yasağı getirilmesi de gerekmişti.
Halep'te çatışmalar başladığından beri ABD, Türkiye ve Arap ülkeleri de insani yardımlar için “güvenli bölge” taleplerini gündeme getirdi. Ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bunun terörizmin aklanması olduğunu belirterek, ülkesinin böyle bir önerinin BM Güvenlik Konseyi’nden geçmesine izin vermeyeceğini açıkladı.
ESAD’IN İTİBARINI SARSMAK
Suriye’de olayların sürdüğü 17 ay boyunca, Şam ve Halep kentlerinde sakin bir görüntü olması, Esad’ın gücünü koruduğunu ve ciddi bir toplumsal desteğe sahip olduğunu gösteriyordu. Her iki kent de isyanların başladığı günden bu yana Esad yanlılarının düzenlediği dev mitinglere sahne oldu.
Şimdi kırsal bölgelerden sokulan silahlı militanlar, bu görüntüyü tersine çevirmeye çabalıyor.
Nitekim kentte Hıristiyan azınlık ve özellikle ticaretle uğraşan kesimlerde Esad’ın meşruluğu oldukça fazla. Ayrıca kentteki Arap aşiretler, 1980’li yıllarda baba Hafız Esad’ın Müslüman Kardeşler’in isyanını bastırmasında önemli bir rol oynamıştı.
KÜRTLER KRİTİK
İşte bu tabloda kentteki hatırı sayılır Kürt nüfus önem kazanıyor. Leverrier'e göre kentin kontrolü için en önemli unsur Kürtler... "Kürtler muhaliflerin yanına geçerse, Esad'ın kontrolü sağlaması zora girer" diyen Leverrier, muhaliflerin Kürtleri yanına çekememesi durumunda kenti ele geçirmek konusunda şanslarının azalacağını düşünüyor.
Temmuz ayının ortasından bu yana Afrin, Kobani, Ayn El Arap gibi bölgelerde yönetimi ele geçiren Kürt gruplara, Suriyeli muhalifler sert mesajlar göndermişti. Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Abdulbasit Seyda bu kararı tanımadıklarını ve Kürtlerin Suriye’den ayrılmasını kabul etmeyeceklerini söylemişti. Kürt grupların tepkisini çeken bu açıklama, Halep’te tavırlarını belirlerken son derece önemli olabilir.
Ancak, Kürt grupların bu denli önem kazanması da muhaliflerin önceki tavrından bir tavizi beraberinde getirebilir. Halep’i kazanmak bu denli kritikken muhalifler, Kuzey Suriye için de daha ılımlı bir tutumu benimsemek zorunda kalabilirler.