Ayten SERİN
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2008 00:00
Biyofizik Profesörü Mehmet Ali Körpınar, yıllardır işyeri camlarına güneş ışınlarını yansıtan cam filmleri yapıştırıyor.
Siyah değil, açık renk otomobil alıyor, oğlunun düğününde nikah şekeri yerine ÇEKÜL’ün "adınıza ağaç diktik" sertifikasını dağıtmış. Bütün bunları küresel ısınmaya karşı kişisel bilincinden yapıyor. Son olarak da oturduğu apartmanın çatısını ve terasını beyaza boyatmış. Beyazın yazları ev için serinletici etkisinin yanı sıra yeni bir iddia daha var: 100 büyük kentteki çatılar beyaza boyandığında devasa bir küresel serinleme etkisi yaratılabilir!
Siyahın ısı topladığını, beyazın ise ışınları yansıtıp yüzeyi serinlettiğini bilmeyen yok. Bu renklerden faydalanan yerel yönetimler de var. Örneğin LA Times gazetesinin haberine göre Kaliforniya eyaletinde 2005’ten beri yeni inşa edilen ticari yapılarda beyaz çatı yapılması zorunlu. "Etkin enerji kullanımlı yapılar kanununa" göre gelecek yıl da buna tadilat yapılan ticari binalar ve evler dahil olacak. Çatıları ister düz ister eğimli olsun, bina yapanlar ısı yansıtan çatı sistemleri kullanmak zorundalar. Eyalet asfalt konusunda ise henüz bir düzenleme yapmamış.
Türkiye’de beyaz çatılar fikrini ortayan atan kişi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Profesörü Mehmet Ali Körpınar (57). Prof. Dr. Körpınar bir biyofizikçi olarak, fizik, elektrik ve elektronik biliminin insana uygulanmasıyla ilgileniyor. Ses kirliliğin, elektromanyetik alan kirliliğin, radyasyon kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştıyor. UV ışınları ile ilgili çalışmalar da yapmış, UV’nin katarakt hastalığına etkisi konusunda bir makalesi var. Prof. Dr. Körpınar işiyle doğrudan ilgili olsun veya olmasın çevre ile ilgili araştırmaları okuyor, yazı yazıyor ve üye olduğu e-gruplara gönderiyor. Yazıları etkili de oluyor: Alakargaların meşe palamutlarını alıp ektiğini yazması ya da kuruyan barajlar için "hazır içleri boşalmışken diplerini temizleyelim" önerisi hep seferberliklere neden olmuş. Şimdiki önerisi de çatıları, terasları beyaza boyamak:
"Ben güneş ışınlarını da inceliyorum, nasıl yansıyor nereden yansıyor bunları ortaya çıkartıyoruz. En iyi yansıtıcı ortamın beyaz cisimler olduğunu, en iyi emen cisminse siyah cisimler olduğunu herkes biliyor. Yazın bir beyaz zemine ayağınızı koyun, bir de beyaz olmayan yere ayağınızı koyun; apaçık görürsünüz aradaki farkı. İzlediğim bir belgeselde ortam sıcaklığı 27 derece olan bir yerde 1 metrekareyi beyaza, 1 metrekareyi de siyaha boyadılar. 1 saat sonra beyazın sıcaklığı 27.5 olurken siyah 48.5’a çıktı."
AZALAN BUZULLARA YARDIMCI OLALIM
Küresel ısınmanın bir numaralı suç aleti "karbondioksit fazlası". Özellikle fosil yakıtlar yüzünden atmosferde karbondioksit fazlası var. Karbondioksit güneş ışınlarının bir kısmını daha yere inmeden havada tutuyor ve atmosferi ısıtıyor. Işınların yere inen bölümü de ayrıca dünyayı ısıtıyor. Ancak beyaz cisimler sayesinde dünyaya inen ışınların bir bölümünü aynen geri göndermek mümkün. Kutuplardaki buzullar, karlar ve bulutlar, ışınların bir kısmını yansıtarak atmosferden geri çıkarma görevi görüyor. Ama acı olan şu: "Küresel ısınma nedeniyle buz dağları erimeye başladı. 1980’de buz alanı yaklaşık 10,5 milyon kilometrakare iken 2005’te 7 milyon kilometrekareye düştü. Kutuplar eridikçe ışınlar yansımayacak. Yansımadıkça daha da kötü erime olacak, bunlar arkası arkasına gelen darbeler."
Körpınar da azalan buzullara, diğer bilim adamlarının da söylediği gibi dünyanın başka yerlerinden destek verebileceğimizi anlatıyor: "Eğer kutuplar ve dünyadaki beyaz cisimler güneş ışınlarını yansıtmazsa yukarı hiç bir şey çıkmayacak. Azalan buz dağları ve eriyen karların yerine bir şey yapmamız lazım! Küresel ısınmanın en büyük sebeplerinden biri bu olacak."
YAZIN SİYAH OTOMOBİL DAHA FAZLA ISINIR
Türkiye’nin de Akdeniz kıyısında örneğin Kaş, Bodrum gibi yerlerde evlerin beyaza boyandığı, bunun evleri serin tuttuğu bilinir. Belki artık bunu İstanbul, Ankara gibi daha kuzey illerde de deneme zamanı. Körpınar çatıları ve damları beyaza boyamanın zincirleme faydalarını şöyle anlatıyor: "Bu bizi önce klima masrafından tamamen ya da kısmen kurtaracak, elektrik masrafımız azalacak, elektrik harcamamız azalınca elektrik üretiminde kullanılan fuel-oil ve katı yakıt daha az kullanılacak."
Peki çatıları beyaz yapmak bu kez evleri kışın soğutmaz mı? Körpınar’ın bu konuya da cevabı şöyle: "Soğutmaz. Kışın beyaz cisim nedeniyle soğuma olmaz. Biz kuzey yarımküredeyiz. Güneş kışın güney yarımküreye gidiyor ve bize etkisi zaten çok az, yani beyaz cismin yansıtma olanağı azalıyor. Ama yazın güneş yukarı çıktığı zaman beyaz yüzeyler devreye giriyor ve bizi koruyor. "
Bunun yanısıra siyah asfalt yerine beton oranı yüksek yollar, sadece toplu taşıma araçlarında değil otomobillerde de daha çok beyaz ve yansıtıcı renk kullanımını tavsiye ediyor: "Ben hep açık renk otomobil alırım, siyah otomobil kullananlara bir sorun, araçları en az 4- 5 derece daha fazla ısınır. Yazın kaportanın üzerine bir elinizi koyun anlarsınız."
KENDİ EVİNİN DAMINI BEYAZA BOYATTI
Körpınar kendi evinin bulunduğu apartmanın terasını beyaza boyatmış, evinde 15 yıldır bulunan klimasını geçen yaz çok daha ekonomik olarak kullanmış.
AMERİKALI AKADEMİSYENLER, 100 KENTİN ÇATILARI VE YOLLARI BEYAZ OLSUN DİYE BM’YE BAŞVURACAK
ABD Sacramento’da geçen ay yapılan iklim değişimi araştırmaları konferansında bir bildiri sunuldu. İddia çarpıcıydı. Dünyadaki 100 büyük kent çatılarını beyaza boyar, kaldırımları daha yansıtıcı materyallerle döşerse (örneğin asfalt yerine beton içerikli materyal) büyük bir küresel serinletme etkisi olur! Lawrence Berkeley Laboratuvarı fizikçilerinden Haşim Akbari’nin, meslektaşı Surabi Mennon ve Berkeley Üniversitesi’nden Fizikçi Arthur Rosenfeld ile birlikte yaptığı "Küresel Serinleme: Dünya Çapında Kenstel Yansıtmayı Artırarak Karbondioksidi Telafi Etme" adlı çalışmaydı bu.
Araştırmaya göre Amerikan evlerinin ortalama çatı genişliği olan 93 metrekarelik çatı kaplaması koyudan beyaz renge çevrilirse atmosferdeki 10 ton karbondioksit emisyonunun etkisini telafi edebiliyor. Birçok şehirde çatılar tüm yüzeylerin yüzde 25’ini, yol ve kaldırımlar ise yüzde 35’ini oluşturuyor. Eğer 100 büyük şehirde tüm bu yüzeyler ışığı yansıtır hale döndürülürse 44 gigatonluk sera gazı telafi edilebiliyor. Bu miktar dünyadaki tüm ülkelerin bir yılda yaydığından fazla. Serin çatılara geçiş, emisyon büyümesini 10 yıl daha geri götürebiliyor, üstelik endüstriyel kirliliğin kesilmesini bile hesaba katmadan...
Akademisyenler, Birleşmiş Milletler ile bağlantıya geçerek büyük kentlerin çatı ve yollarının değiştirilmesi için bir organizasyon yapılmasını isteyecekler. Akbari gazeteye yaptığı açıklamada şöyle diyor: "Buna kazan - kazan - kazan politikası deniyor. Birincisi, daha serin bir çevre sadece enerji kazanımı değil konfor da sağlar. İkincisi, bir kenti bir kaç derece soğutmak, üzerindeki dumanlı sisi azaltır. Ve üçüncüsü de bu durum küresel ısınmayı azaltır."