Bütçeden sonra kapsamlı reform

EKONOMİDE SEFERBERLİK

“Salgının yol açtığı ekonomik sıkıntıları çözmek için her tedbiri alıyoruz. Ekonomide yeni bir yatırım, üretim, ihracat, istihdam seferberliği başlatıyoruz. Bütçe görüşmelerinin ardından bu doğrultuda kapsamlı reformları birer birer hayata geçireceğiz. Yatırım ikliminin ayrılmaz bir parçası olan hukuk reformlarını da hızlandırıyoruz. Geçen yıl 3 yargı reformu paketi Meclis’te kabul edildi. Hazırlıkları süren diğer reformları da Meclis gündemine taşıyacağız. İnsan Hakları Eylem Planı’nı, ekonominin temeli olan güven iklimini de arttıracak şekilde genişleterek, tüm kesimlerle istişare ederek Meclis’in takdirine sunacağız.

CUMHUR İTTİFAKI, EN GENİŞ SİYASİ DAYANIŞMA

Türkiye’nin Cumhuriyet tarihindeki en büyük reformu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiştir. Biz bunu söylerken, hâlâ parlamenter sistemi savunanlar var, hâlâ parlamenter demokrasiden bahsedenler var. Bu ülke yıllar yılı bu sistemi denemedi mi? Neler çektiğimizi bilmiyor muyuz? Cumhur ittifakı, Türkiye’nin en geniş tabanlı siyasi dayanışma örneğidir. İnşallah hukuki ve ekonomik reform gündemini de yine cumhur ittifakı olarak hayata geçireceğiz. Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi, bu ittifak gizli veya açık pazarlıklar üzerine kurulu değildir.

NE KÜRT SORUNU, HAMDOLSUN ÇÖZDÜK

Demokrasiden, insan haklarından, hukuktan, adaletten, özgürlüklerden yana en küçük bir sıkıntımız yok. Hangi kesimin ne sıkıntısı varsa hepsini birer birer çözdük. Üniversitenin olmadığı il kalmadı. Parlamenter demokrasinin olduğu dönemlerde bunlar niye yapılmadı? Şırnak’a, Muş’a üniversiteyi biz götürmedik mi? Ondan sonra diyorlar ki Kürt sorunu. Ne Kürt sorunu? 2005’te Diyarbakır’daki konuşmamda söyledim: ‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur. Varsa bunun sorumlusu benim ve bunu da biz çözeceğiz’ dedim. Allah’a hamdolsun bunları biz çözdük.

ARKASINDA ART NİYET ARARIZ

Oraları çukur hale getiren, camilerimizi yıkanlar onlar değil miydi? Onlar bunları yaparken; işte ‘niçin kayyum atanıyor’ diyenlere sesleniyorum, bunlar devletten aldıkları imkânları dağa gönderenlerdi. Biz de bu kayyumlarla enerjisi, sağlığı, eğitimi, adaleti, emniyetiyle düzenlemeleri yaptık. Bambaşka bir Diyarbakır, Siirt, Hakkâri, Şırnak var. Teröre bulaşmamış olması şartıyla hiç kimseyi dışlamadık. Hal böyleyken birilerinin çıkıp da Türkiye’yi bambaşka bir fotoğrafın içinde göstermeye kalkmasının arkasında, haksızlığın ötesinde art niyet ararız. Hadi yeminli Türkiye düşmanlarını, CHP gibi içerideki tetikçilerini de anladık. Peki, yıllarca bu mücadeleyi birlikte verdiğimiz kimilerinin de aynı trene binmesine ne demeli? Neymiş? Filancalar filancalar niye hâlâ hapisteymiş. Bunları herhalde ödüllendirecek halimiz yok.

HAKİKATEN BENİ RENCİDE ETTİ

Hatta daha da ileri gidip bu teröristlerden birinin yazdığı kitabı herkesin okumasının tavsiye edilmesi, hakikaten beni rencide etmiştir. Kitabını herkes okusun dediği kişi, elinde binlerce Kürt kardeşimin, askerimin, polisimin, öğretmenimin kanı olan, bölücülük peşinde koşan bir terör örgütünün siyasetçi maskesi takmış savunucusudur. Bizim ömrümüz, insanları inançları, kökenleri, kıyafetleri, meşrepleri sebebiyle aşağılayan, zulümle değiştirmeye çalışan faşist anlayışla mücadele etmekle geçti. Bunun da bir numaralı temsilcisi CHP’dir.

Sadece hak ve özgürlük alanlarını genişletmekle kalmadık, yaptığımız yatırımlar ve hizmetlerle geri kalmışlık zincirini de biz kırdık. Tüm bu gerçekler ortadayken birilerinin sanki hiçbir şey yapılmamış da sadece kendileri gerçekleri söyleyebiliyor gibi bir edayla konuşmalarını kabul edemeyiz.

YARGI NİYE GEREĞİNİ YAPMIYOR

Ben buradan da yargıya sesleniyorum: 138. maddeyi eze eze kullananlara karşı gereğini niye yapmıyorsunuz? Size birilerinin talimat verme hakkı var mı? Benim ne kadar talimat verme hakkım yoksa ana muhalefetin de yok. Bunun dışındakilerin de talimat verme hakkı yok ama bu talimatlar verilirken niçin gereğini yapmıyorsunuz? Bunu söylemek zorunda kaldım çünkü atılan adımlar karşısında yargının bu denli sessiz kalmasını ben kabullenemiyorum.”

YERLİ AŞI EN GEÇ NİSANDA

“Çin, Rusya, Amerika ve Avrupa’da geliştirilen tüm aşıları yakından takip ediyoruz. İnşallah önümüzdeki ayın sonuna doğru aşıda ilk uygulamaları yapabilmeyi ümit ediyoruz. Daha önemlisi, kendi aşımızla ilgili de önemli bir yere geldik. En geç nisan ayında kendi geliştirdiğimiz aşıyı da uygulama seviyesine getirmiş olmayı planlıyoruz. Söz aldığımız tüm uluslararası platformlarda, aşı çalışmalarının siyasi veya ticari hırslara kurban edilmemesi, tüm insanlığın ortak malı olması çağrısında bulunuyoruz. Kendi geliştirdiğimiz aşıyı da en uygun şartlarda inşallah tüm insanlığın hizmetine sunmak düşüncesindeyiz.”

KILIÇDAROĞLU’NA ‘ÖĞRETMEN’ TEPKİSİ

“CHP’nin başındaki zat ‘Hâlâ bu iktidarın peşinde giden öğretmen varsa ben ona öğretmen demem’ diyerek, faşizmin en sefil örneklerinden birini, hem de Öğretmenler Günü’nde tekrar sergilemiştir. Haddini bil. Sen öğretmenlerimize saygısızlık yapsan da hakaret etsen de öğretmenler başımızın tacıdır. Kendine tabi olmayan herkese hakaret etmeyi siyaset sanan bu sefil zihniyet, ülkenin utanç kaynağı haline gelmiştir. Bizim için her öğretmen, hangi siyasi partiye oy verirse versin değerlidir, hürmete layıktır.”

SİVİL GEMİMİZE SALDIRDILAR

“Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin provokasyonlarına rağmen Doğu Akdeniz’de daima sabırlı ve soğukkanlı davranıldı. Ama ne yazık ki, en son yine Libya’ya insani ihtiyaçları karşılayacak mal götüren sivil gemimize saldırı oldu. Bunun uluslararası deniz hukukunda yeri yok. Kaptanı bir Yunan. Sivil mürettebatı da bunlar maalesef taciz ettiler. Bütün bunların video kayıtları var ve gerekli yerlere de gönderildi.”

MGK’DAN ‘İRİNİ’ TEPKİSİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında dün yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sonrası yapılan açıklamada, AB’nin ‘İrini Operasyonu’ kapsamında bir Türk ticaret gemisini durdurup arama yapmasına tepki gösterildi ve her alanda gerekli adımların atılacağı belirtildi. Dünyada yürütülen aşı çalışmalarına da yer verilen açıklamada aşıların siyasi ve ticari hırslara kurban edilmeyerek tüm insanlığın hizmetine sunulması gerektiğinin altı çizildi.