Güncelleme Tarihi:
Şenay Şenses, Genelkurmay Başkanlığı’nda sivil memur olarak çalışıyordu. Çalıştığı birimin görev alanı ‘Terörle Mücadele’ olan Şenses, 17 Şubat 2016 akşamı mesai bitiminde, eve gitmek üzere diğer arkadaşları gibi servise binmişti. 4.5 yaşındaki kızı Buse kucağındaydı. Buse, her gün annesiyle işe gidiyor, annesi mesaideyken o Milli Savunma Bakanlığı’nın kreşinde kalıyordu. O gün de annesi kreşten almış, servise binmişlerdi. Servis otobüsü evlerine doğru yol alırken o da camdan dışarıyı seyrediyordu. Dışarıyı daha iyi görebilmek için de eliyle camı da siliyordu. Diğer elinde de oyuncağı vardı. Merasim Sokak’a geldiklerinde araç kırmızı ışıkta durdu. Henüz yeşil ışık yanmamıştı. Bir anda kulakları sağır eden bir patlama oldu. Her yerden dumanlar yükselmeye başladı. Buse annesinin kucağından savruldu. Dağılan camlar gözlerine saplanmış, kafatasının bir tarafı da ciddi yara almıştı. Anne Şenay Şenses’in de eli ve kulağı parçalanmış şuurunu kaybetmişti. Terör örgütü bombayla saldırmış, askeri servis araçlarını hedef almıştı. 29 kişi hayatını kaybetmiş, 61 kişi yaralanmıştı.
KENDİNE YETEBİLSİN
* Saldırı sonrasında yaşadıklarını anne Şenay Şenses, Hürriyet’e şöyle anlattı:
'TERÖR MAĞDURU'
* Buse ilk iki gün annesinden ayrı bir hastanede tedavi gördü. Sonra bir araya geldiler. 21 gün yan yana, kucak kucağa tedavi gördüler. Buse çocuk aklıyla elektrikler kesildiği için etrafın karanlık olduğunu sanıyordu. Ama elektrikler hiç gelmeyecekti. Taburcu edildiler. Buse zoru başarmış ve hayata tutunabilmişti. Zira doktorları durumunu riskli görüyordu. Ölümden kurtulmuştu ama iki gözü de saplanan camlar sebebiyle artık görmüyordu. Tedavileri bir yıl boyunca devam etti. Anneye 2017’de gazilik unvanı verildi. Buse’ye de ‘terör mağduru’ maaşı bağlandı.