Güncelleme Tarihi:
Bursa Eski Eserleri Sevenler Derneği Başkanı Zafer Ünver, "Victoria and Albert Müzesi'nde ortaya çıkan çinilerimiz İngiltere müzeciliğinin kirli çamaşırı gibi. Umarım bundan sonra eserlerimiz elimizden kaçmaz. Gidenler ise en kısa zamanda yerine gelir" dedi. 1421 yılında inşa edilen Bursa ve Türkiye'nin önemli sembollerinden Yeşil Türbe'nin çinileri 1855 depremi sonrası restorasyon bahanesiyle kaçırılmıştı.
Tarihi hırsızlık, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Victoria and Albert Müzesi’ni ziyarete giden bir Türk öğretim görevlisinin yanlış asansöre binip müzenin depo kısmına inmesi ile ortaya çıktı. Türkiye'ye ait olduğunu düşündüğü birbirinden farklı eski eseri depoda farkeden öğretim görevlisi, ilk etapta izin alamasa da, müze ile yaptığı yazışmalar sonrası eserleri incelemek için izin aldı. Öğretim görevlisi, aralarında Bursa Yeşil Cami ve Yeşil Türbe'de restorasyon çalışmaları sırasında ortadan kaybolan çinilerin de bulunduğu 44 parça çininin Türkiye'deki tarihi mekanlardan söküldüğünü belgeleriyle tespit etti. Müze deposunda bulunan eserlerin, 1855 yılında Bursa'da meydana gelen büyük depremde Yeşil Türbe'de oluşan hasarı onarması için Ahmet Vefik Paşa tarafından görevlendirilen Fransız restorasyon uzmanı Leon Parville ile bağlantısı tespit edildi.
YENİ NESLİN BİLİNÇLENMESİ ŞART
Bursa'da Yeşil Külliyesi dışında pek çok tarihi mekandan tarihi eserlerin çalındığını ve büyük bir kısmının halen bulunamadığını belirten Ünver, "Bursa’nın Yenişehir ilçesinde Sinan Paşa Camii var. 16. yüzyılın eseridir. Camiden 2007 yılında üzerinde 23 tane ayet bulunan çiniler çalındıktan uzun bir süre sonra Türkiye’ye getirildi. Kayhan Camii’nin 140 yıllık tablosu, Muradiye Türbesi’nin örtüleri, Yeşil Cami’nin mermerden minyatür şadırvanı çalınmış, ancak henüz yerine konamamıştır. Kültür Bakanlığı'nın bilgisi dışında Sinan Paşa Camii’nin külliyenin tarihi duvarı yıkılmıştır. Bütün bunlar ülkenin tarihi değerlerine sahip çıkanlar için bir hayal kırıklığıdır. Bu yaklaşım ile eserlerimizi nasıl koruyacağız? Bu konuların sık sık gündemde tutularak gelecek nesillerin koruma konusunda bilinçlenmesi gerekiyor. Umarım bundan sonra eserlerimiz elimizden kaçmaz. Gidenler ise en kısa zamanda yerine gelir" dedi.
"ORTAYA ÇIKAN SERAMİKLERİMİZ İNGİLTERE MÜZECİLİĞİNİN KİRLİ ÇAMAŞIRI GİBİ"
Victorya and Albert Müzesi'nde ortaya çıkan Osmanlı dönemine ait seramiklerin İngiltere müzeciliğinin kirli çamaşırları gibi olduğunu belirten Mimar Zafer Ünver, "Pek çok eser buralarda saklanmakta, kırılmakta ve eksilmektedir. Onları ülkelerine göndererek, pek çok kişinin ziyaretine açmak daha doğrudur. Bundan Türkiye’nin çok fazla kazancının olacağını düşünüyorum. Gaziantep’teki tarihi eserin geri iade edilmesi bir başarıdır. Yıllar evvel Elmalı sikkelerinin de müzelerdeki yerini aldığını biliyoruz. Bunun için dış ülkelerdeki müzelerle ilişkilerimizi sıklaştırmalıyız. Bu ülke zenginlikleriyle büyük bir ülkedir. Meraklısı gelip Türkiye’de görsün. Leon Parvillee burada görev aldığı sürece kendini ve Fransız hükûmetini korumuştur. Pek çok çiniyi götürdüğü ve daha sonra da oğlu tarafından müzelere satılmak istendiği ortaya çıkmıştır. Bu konuda yanlışa düşmemek gerekiyor. Ahmet Haşim ve Tahsin Öz’ün yazılarıyla ortaya çıkan eserler var, ama daha birçok belirlenememiş eserlerin olduğunu düşünüyorum. Müzelerdeki korumacılık yeterli olmadığı için bulunan veya geri getirilen eserler başka yerlerde tutuluyor. Bakış açımızı değiştirmeliyiz. Dünyada nasıl kullanılıyorsa bizim de bunun için çalışmalara imza atmamız gerekiyor. Ancak bu konulara ilginin artması gerekiyor. Bizim için önemsiz görüldüğü sürece bir yol almamız mümkün görülmüyor" diye konuştu
Yıldırım Bayezid'in oğlu Sultan Mehmet Çelebi tarafından 1421 yılında yaptırılan Yeşil Türbe'deki İznik çinilerine paha biçilemiyor.