Güncelleme Tarihi:
Olay, 23 Şubat'ta merkez Osmangazi ilçesi Altınova Mahallesi Karınca Caddesi’nde meydana geldi. Yusuf Yiğit'in, evin önünde tamir etmeye çalıştığı bazı parçaları eksik olan motosiklet, çalındı. Birkaç gün sonra Yiğit, önünden geçtiği hurdacı dükkanında gördüğü motosikletin, çalınan motosiklet olduğunu öne sürüp, içeri girdi. Yiğit, iş yeri sahibi Nihat Öztürk'e motosikleti nereden aldığını sordu. Yiğit, motosikleti isteyince tartışma çıktı. Esnafın araya girmesiyle dükkandan ayrılan Yiğit, bir süre sonra geri döndü. Çıkan tartışma sırasında belindeki tabancayı çıkaran Nihat Öztürk, Yusuf Yiğit'e 3 el ateş etti. Vücuduna isabet eden 2 kurşunla yaralı halde kaçmaya çalışan Yusuf Yiğit, yaklaşık 50 metre sonra yere yığıldı. O anlar ise güvenlik kamerasına yansıdı. Çevredekilerin ihbarı üzerine gelen ambulansla bir özel hastaneye kaldırılan Yusuf Yiğit, tüm çabalara karşın kurtarılamadı.
Gözaltına alınan Nihat Öztürk ve oğlu Osman Öztürk (31) ile torunu A.Ö. (15), adliyeye sevk edildi. Nihat Öztürk tutuklanırken, diğer iki kişi serbest bırakıldı.
Cumhuriyet Savcısı, hazırladığı iddianamede, Nihat Öztürk hakkında müebbet hapis cezası istenirken, oğlu ve torunu hakkında ise kasten öldürme suçundan kovuşturmaya yer olmadığı belirtildi.
PANİKLE ATEŞ ETTİM
Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakkında 'kasten öldürme' suçundan dava açılan Nihat Öztürk hakim önüne çıktı. Duruşmaya tutuklu sanık Nihat Öztürk cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile (SEGBİS) katılırken, sanık avukatı Şenol Akyürek, maktulün babası Murat Yiğit (48), annesi Döndü Yiğit (44) ile avukatları Mine Özdemir hazır bulundu. Öztürk, "Savcılıkta verdiğim ifademi aynen tekrar ediyorum. Ben konteynerin sağ penceresindeydim. Oğlum ve torunum dışarıdaki kişi ateş edecek diye sol pencerenin dibine dizlerinin üzerine yattılar. Ortada çelik kasa vardı. Ben tabancayı kasadan aldım, belime koydum. Ben öldürmek istemedim. Ama panikle ateş ettim, öldürmek kesinlikle aklımdan geçmiyordu. Elim ayağım titriyordu. Öyle isabet etmiş olabilir” dedi.
'OĞLUM 3 AYLIK EVLİYDİ'
Müşteki Döndü Yiğit, "Oğlum 12 yaşından beri çalışıyordu. Motor işlerinden anlıyordu. Evin önünde motorla uğraşırken, yukarı çıkıp, aşağıya indiğinde motor iskeletinin çalındığını fark etmiş. Hurdacının önünden geçerken iskeleti görmüş. Benim oğlum, kimin getirdiğini ve çaldığını öğrenmek istemiş. Sürekli evde bulunan piknik sandalyelerini içine koyduğu koyu yeşil çanta, omuz çantası vardı. Onu sürekli güncel malzemelerini koymak için kullanırdı. Görüntülerde görülen bu çantadır. Bizim evimizde tüfek, tabanca yoktu. Benim oğlum 3 aylık evli idi. Ayrıca sağının oğlu Osman’dan da şikayetçiyim. O silah oğlunun elinde gözüküyor. Şikayetçiyim” diye konuştu.
'OĞLUM TEK BAŞINA GİTMİŞTİR'
Oğlunun olay yerine tehdit amacıyla gitmediğini, hurdaların arasında motorunun iskeletini gördüğünü söyleyen Murat Yiğit ise, "Parçalarını göstererek, iskeletin kendisine ait olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Tek başına gitmiştir. Herhangi bir tüfek yoktur. Tüfek kılıfı olarak bahsedilen de piknik sandalyesi kılıfıdır. Oğlum oraya kendi çalınan malını sormak için gittiğinde öldürülmüştür. Öldürülmeyi hak etmemiştir. Genç ve yeni evliydi. Şikayetçiyim. Ayrıca sanığın korkutmak amacıyla ateş ettiği beyanını kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
PARAYI VER KAR İSTEMİYORUZ
Duruşmada tanık olarak dinlenen sanık Nihat Öztürk'ün oğlu Osman Öztürk, "Hurda deposunda odun kesiyordum. Babam motor iskeletini 30 liraya aldı. Hurdaların içine attı. Yarım saat sonra gelen bir kişi motor iskeletinin kendisine ait olduğunu söyledi. Bunu size kim sattı ise söyleyin, bunu da bana verin dedi. Biz de buna 30 lira verdik. Kar istemiyoruz, parayı ver sana verelim dedik. O da para vermeyeceğini söyledi. Biz de bunu sana parasız veririz, ama seni tanımıyoruz dedik. Fotoğrafını çekelim bir sıkıntı olursa biz bu kişiye verdik deriz dedik. Maktul bunu duyunca sinirlendi. Fotoğrafını çektirmeyeceğini söyleyip, arkadaşlarımla birlikte iş yerimizi basıp zorla alacağını söyledi. Biz gittiğini düşünürken, o köşede bekliyormuş. Öfkeli bir şekilde kılıftan fermuarını açıp tüfeğini çıkartmaya çalışırken ben kısmen silahı görüp babamı ve yeğenini uyardım. Sonra konteynerin içine kaçtık. Şahsa gitmesini söyledik. Babam polisi aramamı söyledi. Maktul 10 dakika sonra üzerinde askeri kamuflajlı tüfekle yeniden geldi. Tehditler savurdu. Kimden aldığımızı yine sordu, 'Siz kim oluyorsunuz, benim motosiklet iskeletimi alıyorsunuz' dedi. Tartıştığımız sırada konteynerdeydik. Babam bu esnada kötü bir şey olacağını düşünerek kasadan silahı alarak, beline koydu. Yine gelen kişi uyardı. Omzundaki silaha davranınca babam iki üç el ateş etti. Ondan sonra maktul kaçtı. Polis olay yerine gelmeyince, biz de can güvenliğimiz için amcamın evine sığındık" dedi.
A.Ö. de, "Dedem olay sırasında sağdaki pencereden ateş etti. Ben o sırada yerde bulunuyordum. Daha sonra hep beraber çıktık. Şahsın yerde yattığını gördük. Daha sonra da oradan araçla ayrılıp amcamızın dükkanına gittik. Giderken de ambulansı aradık” diye konuştu.
Yeniden söz alan tutuklu sanık Nihat Öztürk, “Benim kimseye zararım olmadı. Tahliyemi istiyorum” dedi. Sanık avukatı Şenol Akyürek de, “Dosyada tüm deliller toplanmıştır. Müvekkil sanığın üzerine atılı suç vasfının değişeceği kanaatindeyiz, tutuklu kaldığı süre, göz önüne alınarak tahliyesine karar verilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve eksik evrakın tamamlanması için duruşmayı erteledi.