Bursa’da polis memurunu şehit eden sanığın yargılanmasına başlandı

Olay, Yıldırım ilçesi Yavuz Selim Mahallesi Su Deposu Caddesi'nde geçtiğimiz yıl Aralık ayında meydana geldi. Bir apartmanda komşular arasında çıkan kavga nedeniyle polise ihbarda bulunuldu. Kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri, tarafları ayırmaya çalıştı. Ancak yaşanan arbede sırasında, kavga eden taraflardan Murat Dağkoçak, polis memuru Alaattin Özdemir'in silahını aldı. Ardından da Özdemir'i başından vurdu. Ağır yaralanan evli ve 2 çocuk babası Alaattin Özdemir, Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Dağkoçak da polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Murat Dağkoçak sevk edildiği adliyede tutuklanırken, tedavi altına alınan polis memurunun beyin ölümü gerçekleşti. Bunun üzerine ailesi tarafından bağışlanan organları, 6 kişiye umut oldu. 

Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın bugünkü ilk duruşmasına tutuklu sanık Murat D., cezaevinden SEGBİS ile katıldı. Tutuksuz sanıklar Serkan D.(35), İsmail D. (60), Tekin B.(54), Mahmut Y. (50) ile polis memurunın eşi Naciye Özdemir, oğlu Emre Özdemir, duruşma salonunda hazır bulundu. Polis memurları Emre A., Necdet K. ve Sinan U.'nun da müşteki olarak yer aldığı duruşmada, hakkında 'kasten adam öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık Murat D.k,  daha önceki ifadesini emniyette baskı altında ve darp edilerek verdiğini iddia ederek, kabul etmedi. Polis memurunun olay dağıldıktan sonra iş yerlerine gelip kendisiyle konuşmak istediğini öne süren tutuklu sanık  agresif bir tavırla kendisini tutuklayacağını söylediğini, silah doğrulttuğunu ve namluya mermi sürdüğünü iddia etti. D., o sırada diğer polis memurunun da içeri girip üzerine atladığını, polisin kendisini vuracağını düşünerek silaha sarıldığını, o sırada silahın ateş aldığını ifade etti.

Haklarında 'görevi yaptırmamak için direnme' suçundan 4'er yıla kadar hapis cezası istenen tutuksuz sanıklardan Serkan D. ise kardeşi Murat’ın, mahallede yaşanan başka bir olayda sinirlendiğini, 10 yıldır psikolojik tedavi gördüğünü anlatarak, şöyle konuştu:

"Polis memuru kardeşimin yanına gitti, sakin olması gerektiğini söyledi. Ben de polis memurunun yanına gidip, kardeşimin rahatsızlığını söyledim. Kavga yatışınca kardeşimi olay yerine yakın olan iş yerimize götürüp yatıştırdım. Daha sonra polisler kardeşimi gözaltına almaya geldi. Murat'a 'Bana küfredemezsin' dedi rahmetli polis ağabeyimiz. Kardeşimin rahatsızlığından tekrar bahsettim, 'Benim de onun yaşında oğlum var' deyip, Murat'ın koluna girip konuşmak için konteynerin oraya girdiler. Kardeşim tekrar rahatsızlanmasın diye içeri girmek istedim, almadılar. Üç polis konteynerin önündeydi, iş yerinden biraz uzakta. Bir polis daha içeri girdi, konteynerden silah sesi geldi. Polisler de ne olduğunu anlamadı, sonra kapıyı açtılar, o esnada bir el silah sesi daha geldi. Kapıyı açınca şehit polis memurumuz, yaralı halde yerde yatıyordu. Silah yerdeydi, herkes şaşkındı. Kimse içeri giremedi, her tarafımız uyuştu, 'Beğendiniz mi yaptığınızı?' dedim. Ambulansı aradık defalarca. Polislere iddia edildiği gibi direnmedim. Suç işlediğim iddiasını kabul etmiyorum."

Diğer tutuksuz sanıklar da polise direndikleri iddiasını reddetti.

SİLAH TUTUKLUK YAPMASA BENİ DE VURABİLİRDİ

Şehit polis memuru Alaattin Özdemir’in eşi Naciye Özdemir ile oğlu Emre Özdemir'in sanıkların cezalandırılmasını istediği duruşmada, müşteki polis memuru Emre A. ise şunları fade etti:

"Alaattin ağabey, küfreden şahsı alma girişimimiz engellenince, şahsı ortamdan izole etmek için konteynere soktu. Biz de kalabalığı engelledik. Bir ara sesler yükseldi, ben girmek istediğim sırada Alaattin abi çıkmak istedi. Sanık Murat, o sırada silahı almak için hamle yaptı. Silahı çıkarır çıkarmaz namluya mermiyi sürdü ve tetiğe bastı. Sanıkla benim aramda Alaattin ağabey vardı, o yere düştü. Sanığın üstüne atladığım sırada eline sarıldım, bir daha sıktı. Boğuşunca yere düştük. O esnada bana doğru da hedef gözeterek, sıktı. Aramızda bir metre vardı, silah tutukluk yaptı, anlayınca hemen üstüne yeniden atladım. Silahı aldım ve etkisiz hale getirdik şahsı."  

Sanık avukatı Merve Babaoğlan, silahta parmak izi bulunmayan sanığın olayda bir etkisi olmadığını öne sürerek, akıl sağlığının bozuk olduğu gerekçesiyle tahliye talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.