Pakize SUDA yazıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2004 01:42
Bursalılar çok ketum. Esnaf, söylediği parti kazanmazsa işi tehlikeye girecek sanıyor. Gönlü başka adayda olan bile AKP'ye oy vermek zorunda hissediyor kendini. Ama, ‘‘Eskilerin Allah bir daha yüzünü göstermesin. Bunlar da babamızın oğlu değil, olmazsa bunlara da vururuz tekmeyi’’ demeyi de biliyorlar.
SEÇİM öncesi nabız tutma işi için Bursa'ya bu üçüncü gelişim. 1999, 2002 ve 2004. Yani Ankara
‘‘seçim’’ dedi mi ben elimde teyp Bursa'dayım.
Fakat Bursalılar çok ketum insanlar. Ser verip sır vermiyorlar. Hele esnaf...
‘‘Dediğim parti kazanmazsa işim gücüm tehlikeye girer’’ diye düşünüyorlar herhalde. Bir de Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan'ın, gazetelerin deyimiyle aba altından para göstermesi etkili olmuş. Gönlü başka adaylarda olanlar kendilerini AKP'nin adayına oy vermek zorunda hissediyorlar. Oysa
Tayyip Erdoğan böyle bir şeyin söz konusu olmadığını ifade etti hemen. Aslında herkes bu işlerin keyfe keder işler olmadığını biliyor ama yine de
‘‘Başka belediyelere ekstradan katkı sağlanır da biz payımıza düşen yasal miktarla yetinmek zorunda kalırız’’ diye düşünmeden edemiyor. Benim şahsi fikrim, hükümetin ayrımcılık yapmayacağı yönünde. Çünkü ya önümüzdeki genel seçimde de vatandaş onları cezalandırırsa ne olacak? Hiçbir aklı başında parti bunu göze alamaz.
Şimdi ben susayım, Bursalılar konuşsun. İşte
‘‘Kime oy vereceksin?’’ sorusuna Bursalıların verdiği yanıtlar:
Meral Selvi: AKP. AKP güzel gidiyor çünkü.
Ayten Samancı: Ecevit'e veririm.
Fahrettin Sağlam: AKP. Öyle icap ediyor.
Mansur Çelik: CHP. Bizim eski partimiz, en dürüst o.
Oya Karabulut: AKP. Tanıdığımız delegeler var.
Mehmet Tekke: AKP'ye veririm
Mehmet Eraslan: Herhalde AKP. Eskilerin Allah bir daha yüzünü göstermesin. Ha, öteki dünyada göstersin, hakkımızı alalım. Bunlar da babamızın oğlu değil, olmazsa bunlara da vururuz tekmeyi.
Ayşe Uytun: AKP dışında herhangi bir partiye...
Fuat Haşal: DYP. Yerel seçimde aday önemli.
Adını vermek istemeyen bir hanım: CHP. Değişiklik iyi gelebilir.
Adını vermek istemeyen bir genç: Hepsi iyi de biz AKP'ye şeytmişiz bir kere...
Adını vermek istemeyen bir hanım: CHP. Ben adaya göre vereceğim. Akdoğan genç, halka dönük aday.
CAMİ GEZ, AŞURE DAĞIT Adayların işi Bursa'da da zor. Dünyanın başka yerinde olsa projelerini seçmene sunarlar, olur biter. Ama Türkiye'de cami cami gezip varsa cenaze namazına katılmaktan tutun da aşure pişirip dağıtmaya kadar her şeyi yapmak zorundalar. İşin raconu bu.
AKP adayı iki dönem İnegöl Belediye Başkanlığı yapmış, tecrübesi var. CHP adayı genç ve dinamik. Sivil toplum örgütlerinde çalışmış. DYP adayı inşaat mühendisi. Bursa'nın deprem kuşağında olduğunun bilincinde ve bunun için neler yapılması gerektiğini biliyor, projeleri hazır. Üç aday da ağız birliği etmişçesine Bursa'nın en önemli sorununun ulaşım olduğunu söylüyorlar. Bunun dışında neler diyorlar bakalım.
SÖZ ADAYLARDA
HİKMET ŞAHİN (AKP)
İstanbul, İzmir, Ankara girişlerini kent estetiğine uygun hale getireceğiz. İlk intiba her zaman önemlidir. Bursa'yı ulusal ve uluslararası platformda daha itibarlı yapacağız. Marka kent olmasını sağlayacağız. Teleferiği oteller bölgesine kadar götüreceğiz. Mudanya-İstanbul arasına hızlı feribot düşünüyoruz.
GÜRHAN AKDOĞAN (CHP)
Kendimle yarışıyorum. Ulaşımdan sonraki en önemli sorun planlama. İki ayrı Bursa'ya son verip köy görünümlü Bursa'yı çağdaş Bursa'ya dönüştüreceğiz.
CEVDET YÜCE (DYP)
Kendilerini başkan, bizi aday görenler var. Güç onlarda olabilir ama irade millettedir. Başkan olmak isteyişim, siyasete girmek hevesi değil, tamamen şehrin sıkıntılarını çok uzun süredir yaşayan biri olarak çözüm bulma isteğidir.
BURSA'da AKP önde görünüyor. AKP, CHP ve DYP büyükşehir başkan adaylarıyla görüştüm. Artık benim her tanıştığımı sevme huyumdan mıdır, hangisi kazanırsa kazansın, esas kazanan Bursa olacakmış
gibime geldi.
YARIN: AFYON, TUNCELİ, DÜZCE, GİRESUN, TOKAT SEÇİM YAZILARINI İNTERNETTE OKUYUN: www.hurriyetim.com.tr/secimhurriyeti/