Zeynep GÜRCANLI- ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2014 11:00
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün resmi ziyaret için Brüksel'e gitmeden hemen önce, bürokrasideki en kritik atamayı yaptı;Efkan Âlâ'nın İçişleri Bakanlığı'na atanmasıyla boşalan Başbakanlık Müsteşarlığı görevine, Fahri Kasırga'yı atadı.
Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye'de gündemin en yoğun konusunun hukuk olduğu bir dönemde, Başbakanlık Müsteşarı olarak uzun yıllar savcılık yapmış, Adalet Müsteşarlığı, hatta seçim döneminde Adalet Bakanlığı görevlerinde bulunmuş hukukçu bir ismi seçmesi dikkat çekti.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN HEMŞERİSİ... Başbakan'a en yakın isim olarak görev yapacak olan Kasırga, Başbakan Erdoğan gibi Rizeli.
Kasırga, son dönemde, Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atanan Kenan İpek'ten sonra, bir başka kilit Müsteşarlık görevine atanan ikinci Rizeli olarak dikkat çekiyor.
Ancak Kasırga'nın Başbakan Erdoğan ile yolunun kesişmesi, Türkiye siyasi tarihini yakından etkileyen bir dava ile gerçekleşmişti;
Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olmadan hemen önce görülen, malvarlığı davası...
ERDOĞAN'IN MALVARLIĞI DAVASI Dava, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılmıştı. Dava konusu ise, Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden ayrılırken verdiği mal beyanı ile AK Parti Genel Başkanı seçildikten sonraki mal beyanı arasında, 256 milyar 138 milyon lira artış olmasına ilişkindi. Savcılık iddianamesinde bu artış için, "bir siyasi parti lideri ve ailesinin sosyal yaşamlarının gereği olan giderler dikkate alındığında, dönem gelirleriyle açıklanamayacağı" ifadesi kullanılmıştı.
Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada bilirkişi heyeti, "suç unsuru bulunmadığını" raporunu verince de, 18 Ekim 2003'te mahkeme Erdoğan hakkında beraat kararı vermişti.
O dönemde Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olan Kasırga ise, mahkemenin beraat kararının temyiz etmeyerek, kesinleşmesinin önünü açmıştı.
SEÇİM DÖNEMİ BAKANI Kasırga, Erdoğan'ın Başbakan olmasından sadece birkaç ay sonra 3 Ekim 2003 tarihinde Adalet Bakanlığı Müsteşarı olarak atandı.
Uzun süre Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevinde bulunan Kasırga, 2007 seçimleri öncesinde de Anayasa'nın 114. maddesi gereği "tarafsız bakan" olarak görev yaptı.
Bakanlık görevinin ardından tekrar Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevine dönen, Temmuz 2008'de ise kendi isteğiyle bu görevden ayrılıp, Bakanlıkta "kızak görev" olarak görülen, "Adalet Bakanlığı Yüksek Müşaviri" olmuştu.
Yüksek Müşavirliğe atanmasından çok kısa bir süre sonra Başbakan Erdoğan tarafından kendi başdanışmanı olarak atanan Kasırga, o dönemde "dinleme mağduru" da olmuştu.
DİNLENEN PAŞALARLA KONUŞMALARI BASINA SIZDI Kasırga'yı "dinleme mağduru" yapan olay, Ergenekon davasıyla ilişkiliydi.
Ergenekon davası açılmadan yapılan soruşturmalar kapsamında emekli Tuğgeneral
Veli Küçük’ün dinlenen telefonları arasında, Kasırga ile yaptığı iki konuşma da ortaya çıktı. Ocak 2008 tarihli bu konuşmaların dökümleri, Ergenekon davasının ek klasörlerinde yer alınca, basına da yansıdı.
İddianame eklerinde yer alan telefon konuşmalarının birinin dökümünde Veli Küçük'ün Kasırga’ya, “Balkanların en büyük savcısıyla ve en büyük bakanıyla görüşecektim” dediği, Kasırga'nın ise Küçük'e “Kendileri karşınızda; Ortadoğu ve Balkanlar’ın en yakışıklı paşası” diye karşılık verdiği yer almıştı.
"DAVAYLA İLGİSİ YOK, KİŞİSEL KONUŞMALAR. İMHA EDİLMELİYDİ..." Kasırga, dökümlerin ortaya çıkmasının ardından yaptığı açıklamada ise, söz konusu telefon görüşmelerinin Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olmadığını, "kişisel konuşmalar olduğunu söylemiş, "imha edilmesi gerektiğini" belirtmişti.