Burka yasasının arkasındaki sebepler

Güncelleme Tarihi:

Burka yasasının arkasındaki sebepler
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2011 10:14

Guardian yazarı Andrew Brown, Fransa’da yürürlüğe giren burka yasağının, ifade özgürlüğünden çok, geleneksel inançlardan beslendiğini belirten bir makale kaleme aldı.

Haberin Devamı

Burka yasağı üzerindeki tartışmalar iki sebepten dolayı ilgi çekici. Birincisi, ifade özgürlüğü alanında standart Amerikan yaklaşımı tersine çevrilmek üzere. İfade özgürlüğü ABD anayasası kapsamında, ülkenin en temel değerlerinden biri olarak tanımlanıyor. Dahası, bu özgürlük sadece söz özgürlüğü anlamında da değerlendirilmiyor. Çünkü bir insan, bir kelime bile kullanmadan veya kullandığı kelimeler iletmek istediği mesajla ilgisiz görünse de “açıklama yapabilir.”

 

Eğer, ifade eylemi illa konuşma yoluyla yapılmak zorunda değilse, o zaman ifadeyi yasaklayan yasalar çıkaran ülkeler, konuşmayı yasaklayan yasaları da kabul edebilir. Bu yasaların burka yasağına kadar uzanıp uzanmaması ayrı bir konu. Ancak prensip yeterince açık görünüyor.

Haberin Devamı

 

Birçok Avrupa ülkesi, konuşma eylemlerini birçok şekilde yasaklıyor. ABD, ırkçı ve dini nefreti ifade etmeyi kısıtlıyor, Almanya ve Avusturya’da Nazi duyarlılığına yönelik ifadeyi yasaklayan çeşitli yasalar var. Bu yasalara giyim alanında getirilen kısıtlamaların da dahil olduğu ve bir zamanlar bir partide Nazi subayı gibi giyinen Prens Harry’nin bu eylemi Almanya’da yapması halinde tutuklanacağını bilmekte yarar var.

 

Kısaca, eğer burka aslında Avrupa’yı gerekirse güç kullanarak teokratik yönetim altına alma niyetini temsil ediyor olsaydı, yasaklanması için mükemmel bir savunma ortaya konabilirdi. Ancak böyle bir niyet söz konusu değil. Burkanın saldırgan olduğu ve çok sayıda insanı rahatsız ettiği öne sürülüyor ancak bu giysi toplum düzenini sokak ortasında “Papa’nın canı cehenneme” diye bağırmak kadar tehdit etmiyor.

 

Burka yasağının duyurulması için Fransa sokaklarına asılan posterler farklı bir mantığa dayalı gibi görünüyor. Posterlerde, “Cumhuriyet yüzü açık yaşıyor” yazıyor. Bu bana kalırsa konuşmaktan çok inançlarla ilgili bir durum. Bu ifade, Fransız halkının belli bir değerler sistemine inandığı imasını taşıyor. Bu devletin meşru olarak sorabileceği bir soru mu? Bu soru aptalca. Aslına bakılırsa, tüm devletlerin böyle bir talebi var. Fransa açısından bakıldığında, tüm vatandaşların teslim olması beklenen üzerinde anlaşılmış bir değerler sistemi var.

Haberin Devamı

 

Burkayı, sevmedikleri, korktukları veya nefret ettikleri için İslam’ın sembolü olarak gören ve bu yüzden ona karşı çıkan birçok Fransız olacak. Ayrıca, İslam’a veya Müslümanlara karşı düşmanlığı olmayan Fransızlar da burkanın özgürlük, eşitlik ve birlikle uyumlu olmadığını düşünecek.

 

Burka yasağını ilginç kılan ikinci husus, cumhuriyetçi, laik ve din karşıtı taleplerin, dini devletlerin ahlaki ve sosyal uyum için gerekli gördükleri geleneksel sebeplerle tamamen aynı zemine oturması. İngiltere gibi ülkelerde, Hıristiyanlık 1960 yıllarda toplumun ahlaki değeri olarak kabul ediliyordu. Kimse inanmaya zorlanmıyordu, ancak insanların inanıyormuş gibi davranmasını sağlayacak yasalar vardı.

Haberin Devamı

 

Tabi ki Fransızların ahlak gereksinimi için düşünceleri İngilizlerinkinden farklı. Ancak, sadece farklı olanı yanlış olduğuna ikna etmek yerine onları kabul ederek gerçek liberalizm savunulabilir.

 

*Bu yazı, "Behind the burqa ban's reasoning" başlıklı makaleden derlenmiştir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!