Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2004 00:00
NEW YORKBugün Birleşmiş Milletler binasında tarihi bir toplantı yapılacak ve Kıbrıs cenazesi kaldırılacak. BM Genel Sekreteri ile odaya giren lider, adeta bir tünele girmiş gibi olacak. Çözüm bulmadan çıkış olmayacak.Bugün, olağanüstü bir gelişme ile karşı karşıya kalınmadığı ve önümüzdeki 6 hafta içinde de bir yol kazası olmadığı takdirde, Kıbrıs’ta “tünelin sonu görülmeye başlanmıştır” diyebiliriz. Kıbrıs’lı Türk ve Rum liderler, BM Genel Sekreteri’nin odasına adımlarını atarak tarihi değiştirdiklerini ortaya koymuş olacaklar.Bu sürecin ne anlama geldiğini herkes biliyor, ancak açıkça söylemek istemiyor.BM Genel Sekreteri iki lideri hiçbir kaçarı olmayan bir tünele sokuyor.Bugün liderler mutlaka takvime ve bu yönteme itiraz edecekleridir, ancak odadan çıktıkları anda tünele girmeyi kabul ettiklerini açıkladıkları takdirde, geri dönüşü olmayan bir sürece girdiklerini ilan etmiş olacaklar.Maçlarda taraftarın bağırdığı gibi: “Burası Sami Yen, buradan çıkış yok” yerine, “burası BM, buradan çıkış yok” sloganı geliyor. Üstelik, sonuç da belli...Müzakerelerin kesin bir takvimi var. Ne zaman başlayacağı, ne zaman biteceği belli. Annan taraflara yardımcı olacak. Taraflar açısından en duyarlı noktaları yeniden ayarlayacak. İnce ayarı gerçekleştirecek.Ardından da referanduma gidilecek.Onun da tarihi belli.Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, biri ABD’den diğeri AB’den olmak üzere, iki jandarma da tüneli gözlemekle görevlendirilecek. Anlayacağınız işin geri dönüşü yok.SON PAZARLIK NASIL VE NEREDE OLACAK?Ancak soruları sadece Annan sormayacak. Türk ve Rum liderler de soru soracaklar. Girecekleri tünelin uzunluğunu, virajlarını öğrenmeye çalışacaklar.Yani işin gerçekten kaçarı olup olmadığına bakacaklar.Üzerinde duracakları en önemli nokta da, Kofi Annan’ın hazırlayacağı son önerinin müzakereye açık olup olmayacağı.Kofi Annan, “alın, işte çözüm planının son durumu. Kabul veya reddedin” mi diyecek, yoksa son bir pazarlık olacak mı?BM kaynakları bu konuda bana çok net bir yanıt verdiler:“Genel Sekreter, kabul ya da red yanıtı istemeyecek. Hazırlayacağı öneriyi yine liderlerle tartışacak. İşte son aşama –gerekirse- Camp David tipi son bir pazarlık olabilecek. Bu aşamada, Amerika ve Avrupa Birliği de devreye girebilecekler.” İşte yol haritası bu...TEKNİK ÇALIŞMALAR NE OLACAK?Bugünkü toplantıda çözüm gerektirecek en önemli unsur, teknik çalışmaların hazırlanan takvim içinde tamamlanabilip tamamlanamayacağı ile ilgili olanı. Teknik ayrıntılar son derece önemli ve çok uzun bir süreç. Aslında, teknik komitelerin aylarca önce çalışmaya başlaması gerekiyordu. Ancak Denktaş engelledi. Teknik ayrıntı dediğiniz de, işin esası kadar önemli.Bayrağın renginden, federal mahkemelerin oluşmasına kadar giden yoğun bir çalışma gerektiriyor. Birkaç haftada tamamlanabilmesi çok güç. Büyük özveri gerekiyor. Boş yere “şeytan ayrıntılarda gizlidir” dememişler.Teknik çalışmalara BM eksperleri de katılıp yardımcı olmaya çalışacaklar, ancak yine de güçlükler ortada...ABACA SON NOKTAYI KOYMAYA HAZIR MIYIZ?Şimdi, kendimize sormamız gereken temel bir soru var:Hazır mıyız? Tünele girmeye ve sonuna kadar yürümeye hazır mıyız?Eğer hazır değilsek, o zaman şimdiden geri adım atalım. Yoksa, Şark usulu, idare ederek, müzakere tünelinden ne zaman kaçabileceğimizi düşünerek EVET diyorsak, sonunda çok daha büyük kayıplara uğrarız.Bu noktaya gelmiş, “Rumlardan daima bir adım önde yürüyeceğiz” diye ortaya çıkmış bir Türkiye’nin oyunu iyi oynaması gerekir.Çözümden başka bir hedef artık düşünülmemeli.Bugün New York’ta başlayacak olan görüşmeler bir FİNAL maçıdır. Kimsenin “gizli planlarını” kaldıramaz. Artık ayrıntılarda takılmanın, “çakıltaşı dahi vermeyiz” gibi hamasi nutukların zamanı değil. Şimdi KKTC toprakları üzerinde yaşayan Kıbrıs Türk toplumunun varlığını sürdürebilmesi için gereken önlemlerin alınma zamanıdır. 15-20 yıl sonra gerçekleşebilecek “olası varsayımlar” değil, gerçeklerin pazarlığı yapılmalıdır. Bütün süreçteki tek zayıf halka, Rauf Denktaş’ın tutmu olacak. KKTC Cumhurbaşkanı’nın ne yapacağı, nasıl hareket edeceği hala belirsiz.Bu konuyu yarınki yazımda işlemeye çalışacağım.
button