Güncelleme Tarihi:
Mumcu suikastının kilit isimleri Abdülhamit Çelik ve Yusuf Karakuş, olay yerinde yapılan tatbikatta, yanıltıcı bazı işaretlere rağmen, DGM Savcısı Keleş'e verdikleri ifadelerle kuşkuları dağıttılar. Bombayı İranlıların koyduğunu söyleyen teröristlere çelik yelek giydirildi.
UĞUR Mumcu suikastında önemli rol oynayan aşırı dinci teröristler Abdülhamit Çelik ve Yusuf Karakuş, bombanın nasıl konulduğunu olay yerinde yer göstererek ayrıntılarıyla anlattılar. Zanlılar, TV kameraları ve basın mensuplarının da önünde, DGM Savcısı Hamza Keleş'e, ‘‘Önce Mumcu'nun evi ve otomobiliyle ilgili keşif yaptık. Eylem günü İranlılar'la buraya geldik. Biz gözcülük yapıp polisi oyaladık. Mumcu'nun otosunun altına bombayı İranlılar koydu’’ dediler. Çelik ile Karakuş, Pazar gününden beri gözaltında bulundukları Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nden, akrep denilen zırhlı araçlara ayrı ayrı bindirilerek yoğun güvenlik önlemleri altında Mumcu'nun sokağına getirildi. Önce, polis şapkası ve kurşun işlemez yelek giydirilen Abdülhamit Çelik olay yerine getirildi. Mumcu'nun evini ve otomobilinin bulunduğu yeri ilk keşfe gelirken, Koza Sokak'tan itibaren yaya olarak yürüdüklerini söyleyen Çelik, yine aynı şekilde Koza Sokak'tan Uğur Mumcu'nun sokağına doğru yürütüldü.
ÖNCEDEN KEŞİF YAPTIK
Çevik Kuvvet polislerinin çevresinde etten duvar ördükleri Çelik, ilk keşfi nasıl yaptıklarını, sonra eylem günü olay yerine nasıl gelindiğini, bombanın İranlılar tarafından yerleştirildiğini DGM Savcısı Hamza Keleş'e anlattı. Çelik, Savcı Keleş'in sorusu üzerine, olay öncesi bir Cuma günü keşif yaptıklarını bildirdi. Çelik, ‘‘İlk gün, yürüyerek sokağa girdik. Yusuf Karakuş onlarla (bombayı koyan İranlılarla) önden gitti. Ben arkadan geldim. Sonra Yusuf Farsça bilmediği için, ben onlara tercümanlık yaptım. Onlarla yaklaşık 10-15 dakika bu sokakta kaldık’’ dedi. Savcı Keleş, ‘Saat kaçta sokağa geldiklerini’ sordu. Çelik, ‘‘Takriben 20.30 sıralarında’’ diye yanıt verdi. Çelik, sokakta birkaç kez keşif yaptıklarını, ilk keşifte Mumcu'nun otomobilini sokakta görmediğini söyledi. Ardından Çelik, polis kulübesinin bulunduğu noktaya getirildi ve nöbetçi polisi nasıl oyaladığını anlattı. Ardından yine zırhlı araçla Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.
200 polis görev yaptı
Tatbikat sırasında, sokakta, aralarında özel timlerin de yer aldığı 200 polis güvenlik önlemi aldı. Tatbikat 4 ayrı polis kamerası tarafından görüntülendi.
Bu otelde kaldık Savcı Bey
Uğur Mumcu'nun katledilmesi olayına gözcü olarak katıldıklarını itiraf eden Yusuf Karakuş ve Abdülhamit Çelik, cinayet öncesinde kaldıkları oteli de polise gösterdiler. Her iki zanlıyı taşıyan konvoy bu kez de Ulus Denizciler Caddesi'nde bulunan Aydost Otel'e yöneldiler. 1993 tarihinde adı başka olan oteli Karakuş görür görmez Savcı Keleş'e parmağı ile göstererek ‘‘Burasıydı Savcı Bey’’ dedi. Zanlılar otelin resepsiyon bölümüne gelince Savcı Keleş, ‘‘İyi düşünün burası mıydı’’ diye sordu. Karakuş ‘‘Evet efendim, burasıydı, giriş hiç değişmemiş’’ dedi. Bunun üzerine Savcı Keleş, ‘‘Kaldığınız odaya çıkalım mı?’’ diye sordu. Zanlılardan Karakuş, ‘‘Gerek yok efendim burasıydı’’ dedi. Bunun üzerine Keleş, sorgulamayı yürüten emniyet amiriyle görüşerek, ‘‘Bir de odayı göstersin’’ dedi. Ardından birinci kata çıkıldı. Karakuş ve Çelik, Savcı'ya 10 numaralı odayı gösterdi. İki kişilik olan odada birlikte kaldıklarını belirten Çelik, perdesiz pencereyi göstererek, ‘‘Efendim o zaman büyük perdede vardı’’ dedi. Savcı notlarını aldıktan sonra konvoy tekrar Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne döndü.
İranlılar yerleştirdi
Çelik'in yer gösterme işleminin tamamlanmasının ardından Karakuş sokağa getirildi. Karakuş, eylemi gerçekleştirdikleri gün, İranlılar'la Ulus'taki Atatürk Heykeli'nin önünde Broadway marka otomobilde buluştuklarını ve buradan Uğur Mumcu'nun evinin bulunduğu yere geldiklerini anlattı. Karakuş, Savcı Keleş'in sorusu üzerine, saatin o sırada 07.30-08.00 olduğunu söyledi. Olay yerine otomobille 5 kişi geldiklerini böyleyen Karakuş, bombayı 3 İranlı'nın yerleştirdiğini söyledi. Karakuş, Savcı Keleş'in, ‘Bomba nasıl yerleştirildi’’ sorusu üzerine, ‘‘Onlar (İranlılar) işlerini gördükten sonra ayrıldılar. Ben dikkatimi otomobile vermedim. Çünkü benim görevim, polisi oyalamaktı. Otomobile dikkatli bakmam, görevim gereği mümkün değildi’’ diye konuştu. Yusuf Karakuş da Abdülhamit Çelik gibi zırhlı araçla ve yoğun güvenlik önlemleri altında geri götürüldü.
Camide eylem sohbeti
Terörle Mücadele Şubesi'ne bağlı 9 ekibin kontrolünde Karakuş ve Çelik ilk önce Ulus Meydanı'na götürüldüler. Karakuş İstanbul'dan geldikten sonra terminalde indiklerini, İranlı üç kişi ile Atatürk heykelinin yan tarafında buluştuklarını bildirdi. Burada İranlılarla el sıkıştıklarını anlattı. Zanlılar daha sonra Hacıbayram Camisi'ne götürüldü. Burada İranlılarla namaz kıldıklarını ve eylemle ilgili sohbet ettiklerini bildirdiler. Karakuş, tercümanlığı Çelik'in yaptığı sohbetin ardından İranlılarla sözleştiklerini anlattı.
Polisler ayrı ayrı yüzleşti
Bu arada Mumcu'nun katledildiği zaman Tunus Büyükelçiliği önünde koruma görevi yapan polis memuru Remzi Kahraman görev yaptığı Erzincan'dan gelerek, diğer polis memuru Kemal Akgün'le birlikte ayrı ayrı yüzleştirildi. Polis memurları olay tarihinin üzerinde çok zaman geçtiği için bu kişileri hatırlayamadıklarını kaydettiler. Tunus Büyükelçiliği'nde çalışan 3. polis memuru Ahmet Tilav ise Aydın'da askerlik görevini yerine getirdiği için henüz yüzleştirmeye getirilemedi.
Savcıya herşeyi itiraf ettiler
Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu suikastında önemli rol oynayan aşırı dinci teröristler Abdülhamit Çelik ve Yusuf Karakuş, eylemlerini Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Hamza Keleş'e tüm ayrıntılarıyla anlattılar. Herhangi bir saldırı girişimine karşı polis şapkası ve çelik yelek giydirilmiş zanlılar, TV kameraları ve basın mensuplarının önünde, DGM Savcısı Hamza Keleş'e büyük bir samimiyetle işledikleri suçu itiraf ettiler. Zanlılar, kaldıkları otelden, bindikleri otomobile, buluştukları yerden, yaptıkları konuşmalara, hatta otelin perdelerine kadar her şeyi açıkladılar.