Bunlar kolay zamanlar değil ama bizim zamanımız

Sizin için Levi’s’ı uçuracak kadın diyorlar. Bu kadar büyük beklentiyle bir işe başlamak avantaj mı dezavantaj mı?
- Benim için Levi’s’ta çalışmak büyük onur. İkonik ve çok önemli bir marka. Umarım uluslararası pazardaki deneyimimi buraya taşıyabilirim. Bu markanın sesi olabilmek bana gurur veriyor.

Uluslararası pazarda deneyim kazandıktan sonra jean, telefon ya da araba pazarlamanın bir farkı yok mu?
- Aslında yok. Hepsi birbirine çok yakın pazarlar. Apple’dan önce Nike’daydım şimdi de Levi’s’ta. Üçü de ikonik markalar.

Bu tür markaları iyi pazarlamak için önce neyi iyi yapmak gerekiyor?
- Doğru bir global kampanya başlatmak şart. Global bir ses çıkarmanız lazım. Doğuda da batıda da aynı anlaşılacak bir ses. Yeni kampanyamız Go Forth böyle bir ses. Tüketicinin değerlerini bizimkilerle birleştirip 24 ülke ve 19 lisanda bir kampanya hazırladık.

Küresel ‘Go Forth’ kampanyasının en vurucu özelliği nedir sizce?
- Go Forth dünyada pozitif değişiklikler yaratmak adına bir toplanma çağrısı. Gençlerin iyimserliği bu kampanyanın çatısı. Bugüne kadar yapılanlardan çok farklı. Çünkü 13 ülkede yapılan araştırmanın sonucunda ortaya çıktı. İnsanlara en çok ihtiyaç duydukları şeyleri sorduk. Sonuç iyimserlik. Günümüz gençliğinin, dünyayı daha iyi bir yer yapmanın kendilerine bağlı olduğu konusundaki inancını gösteren dünya çapındaki bir araştırmayla yola çıktık.

HEM TARİHSELİZ HEM DENEYSEL

Jean tüm zamanların en müthiş icatlarından. Sizce onunla boy ölçüşecek başka bir icat var mı? Bir gün modası geçebilir mi?
- Hiç sanmıyorum. Levi’s mirasını yeni teknolojilerle o kadar iyi birleştiriyor ki, her zaman moda ve yeni kalmayı başarıyor.

Her türlü giysi tasarımı yapılıyor olmasına rağmen jean deyince aklımıza pantolon geliyor. Bu durum değişebilir mi?
- Pantolonun egemenliği geçilemez ama şort, etek ve gömlek gibi tasarımlar onun mertebesine erişebilir. Yani durum eşitlenebilir.

1873 doğumlu bir marka nasıl olur da bunca yıl gündemden düşmez? Levi’s kendini nasıl yeniliyor?
- Çünkü hem tarihsel hem de deneysel. Devrimci, artistik ve modern bir marka olması gençliğin ilgisini baki kılıyor.

Reklamlarınızda ünlüleri kullanmıyorsunuz? Neden?
- Çünkü markanın karakterinin ve değerlerinin herhangi bir ünlünün kimliğiyle harmanlanmasını istemiyoruz. Levi’s reklamlarında bir ünlü oynadığı zaman lezzetli bir şey çıkmaz ortaya. Çünkü marka değerlerimiz çok baskın. Ama tabii ki ünlülerin Levi’s giymesi bizi çok mutlu ediyor. Onları hiç zorlamıyoruz ama alışveriş yapıyorlar.

Levi’s’ın geleceğini hangi üründe görüyorsunuz? 501 önümüzdeki yıllarda da en çok satan ürün mü olacak?
- 501 her zaman için önemli. Önemli de olacak. Ama yeni modellerin arkası kesilmiyor. Jean üretiminde su tüketimini ciddi şekilde azaltan WaterLess modeli çok iddialı mesela. Bir jeanin üretimi için gereken 15 galonluk su miktarını iki galona düşürdüğü için doğa dostu. Aynı şekilde kalıplarıyla insan bedeninde inanılmaz farlar yaratan Curve ID koleksiyonuna da çok güveniyoruz.

138 YILDA İLK KÜRESEL YARATICI KAMPANYASI

Pozitif değişiklik yaratmak adına bir toplanma çağrısı olan ‘Go Forth’’un sloganı: “Bunlar kolay zamanlar değil, ancak şimdi bizim zamanımız”. Markanın küresel başkanı Robert Hanson, “Gençliğin enerjisi DNA’mızın çekirdeğinde ve bu birleştirici tema tüm dünyada yankılanıyor.‘Go Forth’ bir pazarlama fikrinden çok daha fazlası. Bu aynı zamanda bir ilke çünkü her şeyin mümkün olduğuna hala inanan öncü ruhlu insanlara dünyanın her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Günümüz gençliği için iyimserlik güçtür” diyor. Marka, Berlin’den Baltık Denizi’ne Alman manzarasından oluşan sahnelere sahip 60 saniyelik bir kısa film yapmak için ünlü yönetmen Ralf Schmerberg’den ve umut ve güç mesajını verecek Berlin’in öncü gençliğinden faydalandı. Filme, Amerikalı şair, romancı ve kısa öykü yazarı Charles Bukowski’nin ‘The Laughing Heart’ şiiri eşlik ediyor.

ZARİF, DOĞAL VE ÇARPICI KIVRAMLAR

‘Go Forth’ iyimserliği yaz sonunda mağazalarda olacak sonbahar-kış koleksiyonuna kadar uzanıyor. Sıra dışı işçiliği öne çıkaran, ayrıntılarıyla kesim, apre ve kumaşta yeniliklere önem veren koleksiyon, Amerikan tarzının simgesi. Bakımsızdan, zarife ve isyancıya kadar değişen görünümleri içeriyor. Erkekler için temel kesimler inceden dara, düzden yüksek belli dar paçalılara kadar değişen bir dizi siluetten oluşuyor. Koleksiyon, ürünü sürdürülebilir bir filtreyle son şekline getirmeye çalışıyor ve geçen aylarda uygulamaya başladığı waterLess yıkama konseptini kullanan yenilikleri keşfediyor.
Kadın koleksiyonuysa, geçen yıl bir devrim niteliğindeki Levi’s Curve ID koleksiyonunu genişletiyor. Curve ID beden ölçüsü yerine, şeklini esas alıyor. Daha doğrusu bedene yeni bir şekil veriyor. Yeni kolekiyon Slight (Zarif Kıvrımlar), Demi (Doğal Kıvrımlar) ve Bold (Çarpıcı Kıvrımlar) kesimlerinden oluşuyor. İndigo ve siyahın zengin koyu tonlarından çeşitli yıkama ve paça alternatiflerine kadar geniş bir yelpazede sunuluyor.

BREAD&BUTTER’DA NELER KONUŞULUYORDU

* Native marka ayakkabıların gelecekte Crocs’ların yerine geçebileceği.
* Erkek giyiminin en parlak markasının Scotch&Soda olduğu.
* Liu.jo markasının Kate Moss’la çektiği imaj kampanyasını fuar stadını kaplayarak, gövde gösterisi yaptığı.
* G-Star’ın havuzlu standının sıcak Berlin’e iyi geldiği.
* Herkesin Alman olarak bildiği Fuga’nın aslında Türk olduğu ve G-Star ve Pepe gibi markalara üretim yaptığı.
* Katılan en başarılı Türk markasının Mavi olduğu. Yeni ürettikleri geri dönüşümlü jeanlerle organik jean konusuna bambaşka bir boyut kazandırdıkları.
* Fuara ilk kez katılmayı başaran Türk markası ‘Angels Never Die’ın amatör değil aksine çok profesyonel durduğu.
* En dikkat çeken outdoor markanın Arqueonautas olduğu. Reklamlarındaki Kevin Costner’ın çok yakışıklı durduğu.
* Bale pabuçlarını sokağa taşımayı başaran Pretty Ballerinas’ın başarısı.
* Kadın ve kız çocuklar için elbiseden ayakkabı ve her türlü aksesuvara kadar; her şeyi en kokoş haliyle tasarlanan Supertrash markasının konsept başarısı.
* Ayakkabı markaları arasında en dikkat çekicisinin d.co Copenhagen olduğu.
* Farklı bir fikir ve yaratıcı bir bakış açısının daha da değerli hale geldiği. Her şeyin çok ama çok aynılaştığı.