Bunaltıcı sıcaklar yerini yağmura bırakıyor! Ne kadar sürecek? Ağustosta hava nasıl olacak? ‘Eylül sonuna kadar uzayabilir’

Sıcak hava dalgaları ve nem oranlarının yüzde 90’ı geçmesi, adeta bir sauna ortamında yaşıyormuşuz gibi hissettiriyor. Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne göre sıcaklıklar gün geçtikçe artıyor. Servise göre 2024 Haziran’ı, bugüne kadar en sıcak haziran ayı olarak kaydedilen 13’üncü ay oldu.

Copernicus’un önemli iklim bilimcilerinden Nicolas Julien, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Bu yaşananlar Paris Anlaşması tarafından belirlenen kritik sınıra yaklaştığımızın en net göstergesi. Korkutucu olan ise küresel sıcaklık artmaya devam ediyor. Hem de çok hızlı bir tempoda…” dedi.

Haziranın bu kadar sıcak geçmesinin ardından temmuz ayında da serinlik bulmak neredeyse imkânsız oldu. Son bir haftadır yüksek nemle birleşen aşırı sıcaklar, sağlık açısından da risk oluşturmaya başladı. Şu aralar beklenen yağmur biraz olsun rahatlama sağlayacak olsa da ne kadar süreceği ise belirsiz…

BAZI ŞEHİRLER SICAKLIĞI AFET BOYUTUNDA HİSSEDİYOR

Konuyu İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Meteoroloji Uzmanı Dr. Güven Özdemir’e danıştığımda, “Mayıs ayı içerisinde yaz mevsimi ile ilgili hava tahmininde Batı ve Orta Avrupa’nın sıcak ve kurak, Kuzey Avrupa’nın da yağışlı ve fırtınalı olacağını bekliyorduk. Doğu Avrupa ve ülkemizin de uzun periyotta aşırı sıcaklar ve kuraklıkla mücadele edeceği, zaman zaman yoğun nemli havaya maruz kalabileceğini tahmin ediyorduk” dedi. Dr. Özdemir, şöyle devam etti:

“Şimdi de bu durumları aşırı bir şekilde yaşamaya başladık. Bunu en üst düzeyde afet boyutunda hisseden metropoller de bulunuyor. Onlardan biri de İstanbul. Sıcaklıklar mevsim normallerinin üstünde anormal şekilde devam ediyor.”

‘AZOR YÜKSEK BASINÇ SIRTI AFRİKA SICAKLARINI GETİRDİ’

Sıcaklıkların anormal derecede artmasında Azor Yüksek Basınç Sırtı’nın Afrika sıcaklarını ülkemize getirmesinin etkili olduğunun altını çizen Dr. Güven Özdemir, “Uzun süre bu basıncın etkisinde kaldık ve bu etki devam ediyor. Sıcaklığın yanı sıra havadaki buhar basıncının etkin olması da bunaltıcı sıcakların İstanbul gibi büyük şehirlerin üzerine çökmesine neden oldu. Gece hava sıcaklığının 25 derecelerin üzerinde olması ve bağıl nemin aynı saatlerde yüzde 90’lara kadar yükselmesi de tropikal geceleri oluşturdu" şeklinde konuştu.

YAĞMUR NE ZAMAN GELİYOR? NE KADAR SÜRECEK?

Bugünden itibaren yağışların görüleceğini söyleyen Dr. Özdemir, “Balkanlar üzerinden gelen alçak basınç ve serin havanın etkisi ile Trakya’dan başlamak üzere Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Akdeniz’in yüksek kesimlerinde yer yer yerel olarak yağışlar gök gürültülü sağanak olarak görülebilir. İstanbul'da da çarşambadan itibaren cumartesi gününe de dahil olmak üzere yağış görülüyor” ifadelerini kullandı.

Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi’nin (ECMWF) verilerine göre temmuz ve ağustos ayını yorumlayan Dr. Güven Özdemir, “Temmuz ve ağustos ayının ortasına kadar aralıklı olarak mevsim normallerinde serin ve nispeten yağışlı havanın Marmara, Karadeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu’nun kuzey kesimlerinde yer yer etkili olması yüksek ihtimal” dedi.


Fotoğraf: Meteoroloji Genel Müdürlüğü

‘YAZ MEVSİMİ EYLÜL AYINI DA KAPSAYARAK BİR AY UZAYABİLİR’

“İklim değişikliğinin güçlü etkileri bu yaz devam edecek” diyen Dr. Güven Özdemir, “Bu sıcaklıklar göz önüne alındığında yaz mevsiminin eylül ayını da kapsayacağı yani bir ay daha uzayacağını söyleyebilirim. İklim değişikliğinin güçlü etkilerinin yanı sıra Süper El Nino’nun Avrupa’da ve ülkemizde hissedilmesinin olumsuz etkileri ortadadır. Sonbahar mevsiminin sonunda daha soğuk hava koşullarını ön plana çıkaran La Nina etkisi Pasifik Okyanusu'na kıyısı olan ülkelerden itibaren hissedilmeye başlama olasılığı önem kazanıyor. Bu döneme kadar da aşırı sıcaklıklar devam edecek” ifadelerini kullandı.

İklim değişikliği etkisiyle sıcak hava dalgalarının meydana gelmesi ve sürelerinin uzama olasılığı gün geçtikçe artıyor. Buna bağlı olarak sıcak hava dalgaları artıkça ve süresi uzadıkça kuraklığı da artırıyor. Kuraklık ve aşırı sıcaklığı en büyük afet olarak algılamalıyız. Özellikle susuz bir dünya düşünülemez.Gün geçtikçe su talebinin hızla artış göstermesi su temini üzerinde aşırı baskıyı da körüklüyor.

Dr. Güven Özdemir

Fotoğraflar: iStock