Güncelleme Tarihi:
Dün akşam CNN Türk’te Şirin Payzın’ın sunduğu “Ne Oluyor” programına katılan Demirtaş şunları söyledi: “1 Mayıs’a huzurlu ortamda girme fırsatı varken hükümet yasakçı bir tavırla gerilimi, tansiyonu yükseltti. Ben yine de provokatif bu yaklaşıma rağmen herkesi, tüm çalışanları, işsizleri, gençleri sağ duyulu olmaya davet ediyorum. HDP olarak bizim arkadaşlarımız Beşiktaş’ta olacaklar. Provokasyona kimse mahal vermesin. Hükümet buradan nemalanmak istiyor. Açık söyleyeyim, HDP’yi diğer muhalefet partilerini nereden vurabilirim diye fırsat arıyor. 1 Mayıs’ta bunu şovuna dönüştürmek istiyor. Bir kıyamet kopmayacak. Keşke bu olabilse daha saatler var, keşke Sayın Başbakan bu katı sert tavrı bir kenara bırakıp, ‘biz meydanı açtık’ dese bu olgunluğu gösterse.
BAZI ANMALAR ALANLA BAĞLANTILIDIR
Bazı anmalar alanla bağlantılıdır. Siz Taksim’deki anmayı başka yerde yapamazsınız. Çünkü 34 işçi orada öldürüldü, katledildi. Siz bunu başka yerde yapın demek yanlış olur. Siz bir Müslümana ‘Kabe’ye gitmeyin’ derseniz abes olur. Müslümana hakaret olur. Bu sözümü aldılar ki başbakan da başta olmak üzere yandaş medya çarpıttı. ‘Efendim Demirtaş demiş ki, Taksim bizim Kabe’mizdir. İşçinin Kabe’sidir. Kabe’yle eşitledi falan... Bir yalan üzerine, iftira üzerine kampanya yürütüyorlar. Bir ülkenin başbakanı ismimi de zikrederek inancımı da yargılayarak ve sorgulayarak ‘sen Ateist misin, anarşist misin, nesin bilmeyiz, biz Kabe’ye şirk koşulmasına izin vermeyiz’ diyor. Peki şunu söylemek istiyorum. Bunu ben mi yaptım, Üsküdar’daki Kabe görüntüsü... Şuna çıtın çıktı mı? Bu kadar meydanlarda beni yuhalatıyorsun. Kuran-ı Kerim’i yaş pasta yapmışlar, kesiyorlar, afiyetle yiyorlar. Şuna çıtın çıktı mı? Bunlar bugünlerde yayınlandı, eleştirildi. İslami camiayı inciten görüntüler. Başbakan olarak biz buna izin vermeyiz demedi.”
ALLAH KÜRTÇE BİLMİYOR MU?
Dinin emirlerini kutsal kitaplar verir, devlet vermez. Bir din adamı devletten emir almamalı. Diyanet işleri başkanı, Başbakan’dan emir alıyor. İmam müftüden emir alıyor. Bir devlet memuru baskı altında dini ne kadar özgür anlatabilir ki? Hatta konuşacak dili belirliyor devlet. ‘Türkçe dışında hutbe veremezsin’ diyor Diyanet İşleri Başkanlığı. Niye Allah Kürtçe bilmiyor mu? İngilizce bilmiyor mu? Kendi yarattığı dili Allah anlamıyor mu?’Öyle insanlar var ki bu ülkede tek kelime Türkçe bilmiyor, kendi ana dilinde günde 5 vakit namaz kılıp ibadet yapıyor. Fakat biz ona diyoruz ki ‘Hayır sen kendi dilinde Allah’a yalvaramazsın’. Bunu da Diyanet İşleri Başkanlığı diyor. Kimin cenaze namazının kılınmayacağına İslam dini kendi karar vermiştir. Fakat Diyanet İşleri Başkanlığı meşru devlet düzenine isyan edilmiş biri öldürülecekse cenaze namazı kılınmaz diyor. ‘Camilerde minarelere baz istasyonu takılması caizdir’ diye karar verilmiş. Bunlarla uğraşıyor diyanet. Patrona, hükümete, devlete zeval gelmesin diye uğraşıyor Diyanet İşleri Başkanlığı. Bizim kaldırmak istediğimiz bu anlayıştır.” Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 7 Haziran’daki genel seçimlerden sonra “Davutoğlu rahatlayamayacak. Zaten ne kadar sürer başbakanlığı bilmiyorum. İnandırmışlar onu başbakan olacaksın gibi. O da meydanlarda başbakan takliti yapıyor. Seçimden sonra koltuğu göreceğini düşünmüyorum” iddiasında da bulundu.