Güncelleme Tarihi:
Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın "Bu Meclis Anayasa Mahkemesi'ni kapatamaz mı?" yönündeki ifadesi için, “beğenseniz de beğenmeseniz de Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uymak zorundasınız" dedi. Arınç da Bumin'e cevaben, yasama yetkisini elinde tutan Meclis'in üstünde bir organın bulunmadığını vurguladı. Arınç, “Yasama yetkisini biz halkımızın egemenliğinden alıyoruz. Bunu da kimseyle paylaşmaya niyetimiz yok. Meclis kimsenin şamar oğlanı değildir" dedi.
Bumin, Anayasa Mahkemesi'nin 43. kuruluş yıldönümü kutlamalarına katılamayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ziyareti sırasında gazetecilere, Arınç'ın sözleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Baykal'ın ziyaretinin bir hafta önceden belirlendiğini, son gelişmelerle ilgisinin olmadığını kaydeden Bumin, Baykal'ın genel olarak yargıya ve özel olarak da Anayasa Mahkemesi'ne bakışını ve yaklaşımını takdirle karşıladığını ifade etti.
"HUKUK DEVLETİ TARTIŞMAYA AÇILMAMALI"
Hukuk devleti olmanın anlayış ve olgunluk gerektirdiğini kaydeden Bumin, hukuk devleti sisteminin sık sık tartışmaya açılmaması gerektiğinin uzun yılların deneyimiyle ortaya çıktığını söyledi. TBMM Başkanı Arınç'ın Avrupa ülkelerinde Anayasa Mahkemesi bulunmadığına ilişkin sözlerini anımsatan Bumin, tam tersine Avrupa'nın her ülkesinde farklı biçimde olsa bile bu tür kurumların bulunduğunu belirtti.
Bumin, “Hukuk devletiyim diyen ülkelerde, yasama dahil yürütmeyi denetleyen yargı organları vardır. Aksi takdirde geçmişteki acı deneyimleri tekrar yaşamak gibi bir durumda kalınabilir” dedi.
TÜRBAN VE LAİKLİK
Bumin, Anayasa Mahkemesi'nin 43. kuruluş yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada, türbana ilişkin yargı kararlarını ve içtihatları hatırlattığını belirterek, “Ben, kişisel değerlendirme yapmadım” dedi.
Laiklik ilkesinin önemine değindiğini kaydeden Bumin, şunları kaydetti:
“Arınç'ın alınganlık göstermelerini şaşkınlıkla karşıladım. Şöyle diyebilirlerdi: 'Zaman değişti, içtihatlar değişebilir. Geçmişte böyle kararlar verilmişse bile bundan sonra belki böyle verilmez. Verilip verilmeyeceğini zaman gösterir. O kararlar öyle değildir. Alıntılar da yoktur' deseler, hata yapmışsam ben de tekrar düşünür değerlendiririm.”
“HERKES ANAYA MAHKEMESİ KARARLARINA UYMAK ZORUNDA”
Mustafa Bumin, yasamanın herşeyi yapabileceğini ama bunun Anayasa çizgisi içinde olması gerektiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Anayasa'ya uygun mu değil mi, bunun değerlendirmesi ve denetlenmesi de bu konuda kompetan olan Anayasa Mahkemesi'ne aittir, dünyanın her yerinde. Laiklikten ne anlaşılabileceğinin takdiri de mahkemeye aittir. Beğenseniz de beğenmeseniz de ben dahil, yasama, yürütme, yargı özel ve tüzel herkes, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymak zorundadır. Eleştirebilir, onu saygıyla karşılarım. Değerlendirebilir, anlatabilir, tartışabiliriz ama buradan hareketle 'Anayasa Mahkemesi'ni kapatırız' sözüne karşı benim diyecek hiçbir sözüm yok. Kamuoyu, konuyu değerlendirecektir. Polemiğe de girmek istemiyorum. Böyle sert bir tepkinin kendilerine, partilerine ve ülkemize yarar getirmediğini zamanla anlayacaklardır. O bakımdan, yapısal olarak da ani ve sert tepki veren bir insan değilim.”
"TATLI İŞBÖLÜMÜ"
Bumin, sözlerinin bu kadar tepkisel karşılanmasını anlamakta zorluk çektiğini söyledi.
Mustafa Bumin, yasama, yürütme, yargı ilişkisi açısından Arınç'ın sözlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, bu güçler arasında ast-üst ilişkisi olmadığını, tatlı bir işbölümü bulunduğunu kaydetti. Yasamanın, Anayasa'yı ve yasaları değiştirebileceğini, bunun başta Anayasa olmak üzere uluslararası normlara uygun olup olmadığının Anayasa Mahkemesi'nce denetleneceğini anlatan Bumin, “Kaldırırız demek, bu sözün bir meclis başkanının ağzından çıkmasına çok üzüldüm. Çok daha özenli olmalıydı” dedi.
Bumin, kurumsal bir tepki gösterip göstermeyeceklerine ilişkin soru üzerine de polemiğe girmek istemediğini, ne tür bir cevap verilip verilmeyeceğini arkadaşlarıyla değerlendireceğini söyledi.
ARINÇ: YASAMA YETKİSİNİ BİZ HALKIMIZIN EGEMENLİĞİNDEN ALIYORUZ. BUNU DA KİMSEYLE PAYLAŞMAYA NİYETİMİZ YOK
"TBMM Başkanı Bülent Arınç, yasama yetkisini elinde tutan Meclis'in üstünde bir organın bulunmadığını vurgulayarak, “Yasama yetkisini biz halkımızın egemenliğinden alıyoruz. Bunu da kimseyle paylaşmaya niyetimiz yok. Meclis kimsenin şamar oğlanı değildir" dedi.
Bümin Ankara'da konuştuğu sırada İstanbul'da bulunan Bülent Arınç, Dolmabahçe Sarayı'nda Karaman Valiliği ve belediye başkanlığı tarafından düzenlenen “Karaman Türk Dili Ödülleri Töreni”nin ardından, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Arınç, bir televizyonda yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesi ile ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
“Benim söylediğim şeyler, eski tabirle malumu ilandır. Yani herkesin bilmesi gereken, aslında da bildiği şeylerdir. Ben Meclis başkanı olarak 'Biz istemedikçe siz yasama yapamazsınız. Sizin yaptığınız şeyi mutlaka iptal ederiz. Biz bir karar vermekle, her şeyi kökünden hallettik' gibi bir tavra yabancı olduğumuzu, bunun doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Yoksa sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın şahsı ve makamıyla da herhangi bir sıkıntımız yok. Çok da iyi ilişkilere sahibiz. Ama yasama yetkisini elinde tutan Meclis'in üstünde hiçbir organ yoktur. Bugüne kadar yoktu, bundan sonra da olmayacak. Yasama yetkisini biz, halkımızın egemenliğinden alıyoruz. Bunu da kimseyle paylaşmaya niyetimiz yok.”
“BİZ KONUŞMAYINCA BAŞKALARININ CANI SIKILIYOR”
Bir gazetecinin, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in sözlerine atıfta bulunarak, Bumin'in bütün Avrupa ülkelerinde Anayasa Mahkemesi bulunduğuna ilişkin sözlerini nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine de Arınç, şunları söyledi:
“Sayın Başkan'ın bunları söyleyip söylemediğini bilmiyorum. Kendisine selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Türbanla ilgili olarak konuşan veya konuşamayan pek çok insanın düşüncelerini hepimiz biliyoruz. Bu benim konumun dışında. Bu konuya bizleri çekmeye çalışanlara ben rica ediyorum ki, sizler bu konuyu yerli yersiz gündeme getirmeyin ki, ülkemizde bir gerginlik olmasın. Bu konuların daha çok muhatabı biz olurduk. 'Konuştu, ortamı gerdi' derlerdi. Şimdi görüyoruz ki, biz konuşmayınca başkalarının canı sıkılıyor ve onlar konuşmaya başlıyorlar. Onlara rica ediyorum, türban konusunda konuşacak kimseler olaya pozitif yaklaşsınlar ve çözümü konusunda öneriler getirsinler. Bu önerilere ihtiyacımız olabilir. Ben sayın başkanın konuşmalarıyla ilgili olarak türbanı bir kenara bırakıyorum, niçin konuştuğu konusuna da girmiyorum.
"MECLİS'İN YASAMA YETKİSİNE GÖLGE DÜŞÜRMEM"
Bir siyasetçi, Meclis'in bir mensubu olarak, Meclis'in yasama yetkisine gölge düşürecek hiçbir söze tahammül edemem. Bu sözü hiçbir zaman kabul edemem.
Bu benim sorunum değil. Ülkeyi bağımsızlık savaşından Cumhuriyet'e, Cumhuriyet'ten güçlü ve bağımsız bir devlet olmaya götürenlere, Meclis'e saygı duyduğum için bunu yapıyorum.
"MECLİS KİMSENİN ŞAMAR OĞLANI DEĞİLDİR"
Meclis'in yasama yetkisini gelişi güzel sözlerle 'sayın başkanı dışında bırakarak söylüyorum. Başkalarının da bu konuda niyeti olabilir' sarsmaya, örselemeye, yıpratmaya kimsenin hakkı yok.”