Güncelleme Tarihi:
Araştırmam iki etaptan oluştu. Birinci bölümde 20-30 yaş arasındaki gençleri kullandım. ıkinci bölümüyse yaşlı insanlar üzerinde yaptım. Her iki grupta da aynı sonuca ulaştım. Amacım insan beyninin tanıdık bilgiler karşısında yeni bilgileri tercih edip etmediğini bulmaktı. Deneklere portreler ve manzara fotoğrafları gösterdim. Bu esnada manyetik rezonans tomografi tekniğiyle beyin aktivitesini ölçtük. Beynin tanıdık resimler karşısında aktive olmadığını, resimler ne kadar tanıdık olayları gösteriyorsa, beyindeki aktivitenin o kadar azaldığını tespit ettik. Hatta tanıdık resimleri ilginç kılmak için, trafik kazası fotoğrafları bile gösterdim. Bu resimler bile beyni aktive etmedi. Bunun üzerine deneklere hiç tanımadıkları manzara ve kent resimleri gösterdim. Bu sırada beyindeki aktiviteyi ölçtük. şaşırtıcı sonuçlarla karşılaştık. Çünkü beyinde bu fotoğraflardan aktivite oldu.
DERS ÇALIŞMADAN ÖNCE SEYAHAT DERGİLERİNE BAKIN
Sözcük öğrenirken, hep aynı sözcükleri tekrar ederek öğrenmek yeterli değil. Ancak sözcükleri tekrar ederken bu sözcüklerin arasına yeni sözcükler kattığımız zaman öğrenme daha etkili gerçekleşiyor. Hatta zihinde daha da kalıcı oluyor. Bu nedenle çocuklarımız ders çalışmaya başlamadan önce beş dakika manzara fotoğraflarına bakmalı. Bu fotoğraflar, öğrenmeyi çok daha verimli yapıyor. Hatta beş dakika bunlara bakmak beynin 35-40 dakika canlı kalmasını sağlıyor. Yeni şeyler öğrenmek, yeni kasabalar, kentler veya ülkeler görmek, insan beynini daha canlı tutuyor. Bu arada bulmaca çözmenin beyne katkısı da sanılanın aksine çok fazla olmuyor.
DÜZCE’DE DOĞDU 32’SİNDE PROF OLDU
Emrah Düzel (43) Düzce doğumlu. Diş hekimi babasının yurtdışında iş bulması nedeniyle eğitimine Almanya’da başladı. Tıp fakültesini bitirdi. 32 yaşında Almanya’da tıp profesörü unvanını aldı. 40 yaşında Almanya ve ıngiltere’deki üniversitelerde eş zamanlı olarak yönetici oldu. 2005’ten beri Londra Üniversitesi (UCL) Tıp Fakültesi Nöroloji Enstitüsü’nde araştırmalar yapıyor. Aynı zamanda Magdeburg Üniversitesi Kognitif Nöroloji ve Demans Araştırmalar Enstitüsü’ne başkanlık yapıyor. UCL Nöro Görüntüleme Merkezi’nin de onursal başkanı. Çeşitli nörolojik hastalıklardan mustarip genç ve yaşlı hastaların üzerinde çalışmalar yapıyor. Ayrıca Magdeburg DZNE (Alman Nörojenaratif Hastalıklar Merkezi)’de bozuk ya da yaralı dokuların yeniden oluşması veya oluşturulmasına müdahale yöntemleri üzerinde araştırmaları var. Almanya’daki Magdeburg nörolojik hastalıklar merkezinde araştırmaları için özel kurulmuş IKND (Institute for Kognitive Neulogie & Dementia Resarche)’nin yöneticiliğini yapıyor. Son araştırması Alzehimer üzerine. Bu hastalığın bulmaca çözerek değil, fotoğraflara bakarak gerilediğini keşfetti.
ALZHEİMER NEDİR
Alzeimer bir beyin hastalığı. Öğrenme, konuşma, akıl yürütme, yargılama, iletişim ve günlük yaşam etkinliklerini sürdürme yetilerinde kademeli olarak yıkımla kendini gösteriyor. Halk arasında ‘bunama’ diye de adlandırılıyor. Hastalık, adını Alman doktor Alois Alzheimer’den aldı. Dr. Alzheimer 1906’da Tübingen’de düzenlenen Alman Psikiyatristler Konferansı’nda ilk kez Auguste D adlı 51 yaşındaki kadın hastasıyla ilgili bulgularını meslektaşlarıyla paylaştı. Bu hastada, ileri derecede zihinsel ve işitsel bozukluklarla belirgin davranış bozuklukları saptadığını açıkladı. Hastayı beş yıl boyunca izlemişti. Hastanın ölümünden sonra yapılan otopside beyinde anormal kümeleşmeler, lif yumakları saptadı. Bugün beyindeki bu yumaklar ve plaklar Alzheimer Hastalığının beyinde oluşturduğu ana değişiklikler olarak kabul ediliyor.