Bulgaristan ziyaretinin önemi

Güncelleme Tarihi:

Bulgaristan ziyaretinin önemi
Oluşturulma Tarihi: Mart 25, 2008 11:57

Erdoğan’ın Balkan ziyaretinin Sofya bölümü Bulgar ve Türk tarihi açısından önemli bir yıldönümünde gerçekleşiyor

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üç Balkan ülkesini kapsayan resmi ziyareti başladı. 24 Mart Pazartesi akşamı Bosna-Hersek'e giden Erdoğan, 25 Mart Salı günü Saraybosna, 26 Mart Çarşamba günü Tiran, 27-28 Mart 2008 tarihlerinde ise Sofya ve Türk soydaşların yoğun olarak yaşadığı Kırcali'yi ziyaretle programını tamamlayacak.

Erdoğan’ın Balkan ziyaretinin Sofya bölümü Bulgar ve Türk tarihi açısından önemli bir yıldönümünde gerçekleşiyor. Bu yıl, 4 Ocak’ta Sofya’nın Osmanlı egemenliğinden kurtuluşunun 130. yılı kutlandı. Yine bu yıl, 3 Mart 1878 tarihli Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması’nın 130. yıldönümü Bulgaristan’ın 500 yıl süren Osmanlı Devleti egemenliğinden kurtuluşunun ve Bulgaristan devletinin kuruluşunun 130. yılı olarak kutlandı. Türk tarihinde ‘93 Harbi’ olarak bilinen Osmanlı-Rus Savaşı’nı bitiren Ayastefanos Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin Balkanları kaybetmesinin ve Balkanlardaki müslüman nüfusun Anadolu’ya zorunlu göçünün adı iken Bulgaristan için ise doğum tarihi. 3 Mart tarihi Bulgaristan’da her yıl milli bayram olarak kutlanırken, bu tarih toplumsal hafızası zayıf olan günümüz Türkiyesinde bir anlam ifade etmiyor. Bu yıl Bulgaristan, 22 Eylül 1908 tarihinin yıldönümü nedeniyle bağımsızlık ilanının 100. yılını da kutlayacak. Bulgaristan’ın çok önem verdiği bu yıldönümleri nedeniyle Bulgar ve Rusların ortak Slav kökenleri ve geçmişten gelen dostluk bağlarını vurgulamak için Vladimir Putin Mart 2003’den sonra ikinci defa Ocak 2008’de Sofya’ya geldi. Putin’in Ocak 2008 ziyareti ile birlikte uzun yıllar süren açık veya üstükapalı Rusofob, yani Rus yanlısı politika dönemi ardından eski ‘Büyük Kardeş’ ilişkilerini pragmatik zemine dayandırdı.

Haberin Devamı

Geçmişte yaşamamaya kararlı olan Türkiye ve Bulgaristan’da ikili ilişkilerin gerçekçilik, pragmatizm, ortaklık ve karşılıklı menfaat bazında geliştirilmesi hedefinde. 1 Ocak 2007’de AB üyesi olması sonrasında Bulgaristan'da yatırım imkanları artmış, yatırımcılar için vergiler yüzde 10'na çekilmiş ve özel teşvikler verilmiştir. İki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 1998’de serbest ticaret anlaşması imzalandığı 600 milyon dolardı. Daha sonra 1 milyar dolar olarak hedeflenen dış ticaret hacmi, 2006’da 3 milyar dolar ve 2007’de 4 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Türkiye’nin Balkanlar’daki en büyük ikinci ortağı Bulgaristan ile mevcut ticareti 5 yılda 3 kat artmıştır. Önümüzdeki beş yıllık dönemde iki ülke arasındaki ticaret hacminin 10 milyar dolar seviyesine çıkması beklenmektedir. Bulgaristan’da yatırımcı ülkeler arasında 5. sırada yer alan Türkiye'nin, Bulgaristan'a yaptığı yatırım miktarı yarım milyar doları aşmıştır. Mütteahhitlik hizmetleri de düşünüldüğünde 1 milyar dolar Türk sermayesi Bulgaristan'da bulunmaktadır. Kayıt altına alınamayan ticaret miktarı bu rakamlara eklenildiğinde Türkiye'nin Bulgaristan'daki varlığının Bulgaristan ekonomisindeki payı yüzde 15’i bulmuştur.

Haberin Devamı

TBMM’de oluşturulmuş bulunan ve 374 milletvekilinin üye olduğu Türkiye-Bulgaristan Parlamentolararası Dostluk Grubu’nun yönetim kurulunda Bulgaristan kökenli Türklerin yoğun olarak yaşadığı Bursa'dan biri başkan (AK Parti’den Mehmet Emin Tutan) olmak üzere toplam 5 Bursa milletvekili  (AK Parti’den Mehmet Tunçak, Sedat Kızılcıklı, Ali Koyuncu ve MHP'den Necati Özensoy) ve denetleme kurulunda bir Bursa milletvekili (MHP’den İsmet Büyükatamana) yer almaktadır. Bursa, güçlü sanayi alt yapısı, Balkan göçmeni ağırlıklı nüfus yapısı ve Balkanlara yakın coğrafi konumu ile Türkiye’nin Balkan politikasında giderek daha fazla önem taşımaya başlamıştır. Nitekim, iç politikada da etkin olan Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği (BALGÖÇ) ve Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu’nun (BGF) merkezi Bursa’da bulunmaktadır. Bursa’da Bulgaristan’ın Fahri Konsolosluğu bulunmakla birlikte, resmi konsolosluğunda açılması gündemdedir.

Haberin Devamı

500 yıl aynı devletin çatısı altında bir arada yaşamış Türk ve Bulgar halkı, ortak geçmişi artık olumlu yönde ve farklı bir tonda ele almalıdır. İki halk arasındaki akrabalık bağları daha fazla vurgulanmalıdır. İki halk arasındaki kardeşlik tarih ve kan bağıyla pekişmiştir. Bu kardeşliğin değeri parayla ölçülemez.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!