Mustafa KÜÇÜK/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2013 17:23
'2013 SEEMO İnsan Hakları Ödülü'nü kazanan Hürriyet Web Koordinatörü Bülent Mumay’a ödülünü SEEMO Genel Sekreteri Oliver Vujovic verdi. Bülent Mumay yaptığı konuşmada, "Bu şerefli mesleği yapmaya ve sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.
Hürriyet Dünyası’nda düzenlenen törende konuşan Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, her ödül törenin gazeteciye keyif verdiğini belirterek şunları söyledi:
“Bu meslek hakikaten hepimizin, her gün yaşadığı üzere, sadece para için, sadece imza için yapılmaz. Bir gün de yaptıklarınızın beğenildiğini görmek, takdir ifadesini yaşamak, her gazetecinin hayalidir. Bu bir ödül olarak da tecelli edebilir, giderken iyi bir el sıkışma olabilir, yanağınızdan öperler. Sonuç olarak her insan gibi gazeteci de aferine biraz meyyaldir. O açıdan baktığımda Bülent Mumay kardeşimin bu ödül töreni benim için hakikaten çok anlamlı. İki açıdan anlamlı. Birincisi biz bu gazetede, Hürriyet Gazetesi’nde bilerek ve isteyerek gazete diye ikinci defa söylüyorum, Vuslat Hanım hep Hürriyet Dünyası’nı kullanmamı istiyor ama onun istediğine şu noktada geliyorum. Artık gazeteden dünyaya dönüşmek üzereyiz. Belki de yolun büyük bölümünü aldık ve geleceğimizi doğru yönde inşa ettiğimize inanıyorum. Ve ödül bizim geleceğimize verilmiş olarak kabul ediyorum. İkincisi, Bülent kardeşim derken ifade ettiğim gibi Hürriyet’in, ben ve benim yaş gurubundaki kadrolarına değil de o açıdan da geleceğini teşkil eden en genç üyelerinden, en genç yöneticilerinden birine gitmesi bu ödülün beni hassaten sevindiriyor. Bu duygularla ben Bülent kardeşimi de bütün web mecrasını da web mecrasına yeni dönemde katkıda bulunan tüm Hürriyet Dünyası’nı da içtenlikle tebrik ediyorum. Bu ödülü bize layık gördüğü için IPI’ye çok teşekkür ediyorum.”
BÜLENT MUMAY’A İNSAN HAKLARI ÖDÜLÜ
İNSAN HAKLARINA VERİLDİ
SEEMO Genel Sekreteri Oliver Vujovic de ödülün, çok genç bir yöneticiye verildiğini belirterek şöyle dedi:
“Aynı zamanda bu ödüle layık görülen çok genç bir insan. Daha önce bu ödüle layık görülen kişiler 50 hatta 60’lı yaşlarında olan kişilerdi. O yüzden bunu vurguluyorum. Hele bir de 60 yaşında olup ta web tarafında çalışan bir kişi ise bence çok da iyi bir fikir değil. Çünkü web tarafında çalışan arkadaşların bence genç olması gerekiyor. İlave bir enerjiye, ilave bir isteğe ihtiyacınız var böyle bir pozisyonda. Bu ödül 2002’den beri veriliyor. Daha önce bu ödüle layık görülen kişiler SEEMO dahilinde olan 20 ülkeden kişilerdi.
Daha önce Slovakya, Arnavutluk ve Kosova’dan bu ödüle layık görülen arkadaşlarımız oldu ve Türkiye’den ikinci kez bir arkadaşımıza bu ödülü veriyoruz. Geçen yıl bu ödülü yine Türkiye’den bir arkadaşımız kazandı. Sırbistan’daki savaşla ilgili olarak kendisine verilmiştir. Bu yıl bu ödüle layık görülen arkadaşımız da daha çok Türkiye’deki gelişmelere odaklandığı için bu ödüle layık görüldü. İnsan haklarına verilmiş bir ödül bu. Hem Avrupa’da hem de Asya’da son derece önemli bir ülke olan Türkiye’de, bu ödül, insan hakları için mücadele edenlere bir destektir. Ülkeniz Avrupa ve Asya’da önemli rol oynayan bir ülke. Şahsına verilmiş bir ödül olmasına rağmen aslında o kişinin beraber çalıştığı ekibe verilen bir ödüldür. Kimi zaman ödüllerin para olması gerekmiyor. Paradan da daha değerli ödüller vardır.”
KOLEKTİF AKIL Hürriyet Web Koordinatörü Bülent Mumay da inanılmaz heyecanlı olduğunu belirterek, “Bir mesleğe çok erken başlayabilirsiniz. Evinizde daktilo sesiyle uyanmış ve bu mesleğe aşık olup bir gün nasıl başlayacağım diye merak edip tesadüfen de başlamış olabilirsiniz. 18’inizde bir gazete binasından girip çeşitli birimlerinde, elinizden geldiğince beraber çalıştığınız insanların büyük katkılarıyla her birimde çalışmış olabilirsiniz. Ama bütün bunları yapıyor olduğunuz için size bu ödülü vermiyorlar. Çalıştığınız yerde eğer Doğan
Haber Ajansı gibi bu kentin, bu ülkenin her yerinden haberi 24 saat geçen sizi destekleyen bir ekibiniz varsa, şimdi aramızdan ayrıldı, Seyit Erçiçek gibi gaz bombaları altında size 24 saat cep telefonuyla çektiği fotoğrafı
gönderen muhabirleriniz varsa, ÖDTÜ’de ayağına plastik kurşun geldiği halde seke seke fotoğraf çekip gönderen Rıza Özel gibi şahane Foto Muhabirleriniz varsa, arkanızda bir gazete değil bir internet sitesi değil koca Hürriyet Dünyası’nı aldıysanız, gerçekten bu ödülü aldığınıza çok fazla şaşırmıyorsunuz. Bu ödülün size değil bu dünyanın kendisine verildiğini anlıyorsunuz.
Enis Berberoğlu’nun bu gazetede çalıştığımızdan bu yana yarattığı federal hava gerçekten bu gazetenin ruhunu sadece yapılan mecralarda değil bütün gazetenin kolektif aklının bir ürünü haline getirmemizi sağladı ve bu konuda bize inanılmaz bir özgürlük alanı sağladı. Bundan bir ay kadar önce sevgili patronumuz burada ettiği bir lafla bitirmek istiyorum, ‘Bu şerefli mesleği yapmaya ve sürdürmeye devam edeceğiz.’ Çok teşekkür ederim” dedi.
CESARET AŞISIIPI Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Kadri Gürsel de Hürriyet’in yeni binasındaki renk cümbüşü, çeşitlilik ve uyumun gerçekten geleceğin yayıncılığı açısından da büyük bir sembolizm içerdiğini belirterek şunları söyledi:
“Bu ödülün Bülent Mumay’a bu sene verilmesinin bence çok büyük bir anlamı var. Türkiye’de internet haberciliği yepyeni ve atılım içindeki bir habercilik mecrasıdır. Bu mecra giderek Türkiye’nin aslında ihtiyaç duyduğu basın özgürlüğü açığının kapatılmasında son 6-7 zarfında hepimizin bildiği olaylar sırasında çok çok önemli bir rol oynadı. Bunun da hepimiz farkındayız. Hürriyet’in web sitesi benim de o dönemde yakından takip ettiğim bir mecraydı. Ben onu yakından takip ediyorsam demek ki bir işi çok doğru ve düzgün yapıyor idi. Çünkü ona bakma ihtiyacını her zaman hissediyordum. Bu da başka birilerinin dikkatini çekmiş olmalı.
KÖTÜ ADAMLAR VAR
Türkiye’de yine internet aleminde maalesef kötü işler yapan, kötü adamlar da var. Bu kötü adamlar, kötü insanlar Hürriyet’in web sitesini ve onun editörü Bülent Mumay’ı hedef aldılar. Onu işini yapamaz hale getirmek amacını güttüler ve bunu başaramadılar. Başka yerlerde başka şekillerde başka insanlar üzerinde başarılı olabilirler. Bunu engellemek lazım. Bunu engellemenin yolu da her durumda, her şekilde oto sansür terörizmine karşı direnmek, güç birliği ve dayanışma sergilemektir. İşte bu bakımdan ben SEEMO’nun verdiği bu ödülün, Bülent Mumay’ın şahsında, hedef gösterilerek, bir karakter cinayeti işlenmek suretiyle, terörize ederek, onu sindirerek, korkutarak varılmak istenen, kendisi üzerinde sansür uygulaması amacıyla yapılan bütün bu terörizme karşı bir uluslararası dayanışma ve güç birliği mesajı olduğunu görüyor ve o açıdan heyecanlanıyorum. Günümüzde artık biz Türkiye’de ne olup bittiğini hepimiz, ben de neticede okurum bilmek istiyoruz. Bunları bildikçe de gerçekten enforme olmaktan dolayı da haz duyuyoruz. Son günlerdeki gelişmelerde gerçekten bu noktada hazzımızı artıran gelişmeler. Bunun böyle devam etmesi lazım. Türkiye’de olup bitenleri bilmeye hakkımız var. O yüzden de gazetecilerin görevlerini korkusuzca yapmaları gerekiyor. Bunun ben bir cesaret aşısı olduğunu düşünerek selamlıyorum. SEEMO, Bülent Mumay ve çalışma arkadaşlarını kutluyorum. Bu süreçte sergiledikleri özverili, cesur gazetecilik örneğinden ötürü.”