Güncelleme Tarihi:
Yurtdışına çıkış yasağı konulan Keneş, hakkında dava açıldığı takdirde, görevli mahkemede savunması alınıncaya kadar her pazar saat 17.00-19.00 arasında karakolda imza verecek. Tahliye kararına imza atan İstanbul 8’inci Sulh Ceza Hâkimi Atilla Öztürk, delillerin toplanmış olduğuna ve karartılabilecek bir delilin bulunmadığına dikkat çekti.
AİLESİ KARŞILADI
Attığı tweetler nedeniyle tutuklanan Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş tahliye oldu. 8. Sulh Cezaevi Mahkemesi tarafından tahliye edilen Keneş, Silivri Cezaevi'nden akşam saatlerinde çıktı. Gazeteci Keneş'i Zaman gazetesi binasında iş arkadaşları ve ailesi sevinçle karşıladı.
Zaman Genel Yayın Müdürü Abdülhamit Bilici ile Today's Zaman Editörü Celil Sağır ve çalışma arkadaşları, Silivri'den tahliyesinin ardından gazetenin Yenibosna'daki genel merkez binasına gelen Keneş'e çiçek ve alkışlarla 'hoşgeldin' dedi. Beş günlük süreyle yaşadıklarını anlatan Keneş, gazeteciler Hidayat Karaca, Gültekin Avcı ve Mehmet Baransu'nun haksız tutukluluklarının sürdüğünü söyledi. Çalışma arkadaşlarına teşekkür konuşması yapan Bülent Keneş, Karaca, Baransu, Avcı serbest bırakılmadığı sürece gerçek manada kendisini özgür hissetmeyeceğini söyledi. Keneş, Türkiye'nin bir hukuk ve demokrasi mücadelesi verdiğini kaydetti.
Sindirme ve yıldırma operasyonlarının amacına ulaşamayacağını sözlerine ekleyen Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Keneş, şöyle konuştu:
“Memleketin hali ortada. Türkiye gerçek bir hukuk devleti olamadığı için, bir takım keyfilikler olduğu için içeri alındım. Sadece bir dizi senaryosu yüzünden Hidayet Karaca 11 aydır tahliye verilmediği için bir nevi tutsak. Yine Gültekin Avcı 4-5 yazısından dolayı, malum bu yazılardaki terör örgütlerinin ülkedeki faaliyetleri üretmiş bağlantılarını analiz ettiğinden dolayı içeride bulunuyor. O içerideyken ben kendimi özgür hissetmiyorum, 25 gündür içeride. Yine aynı şekilde Mehmet Baransu, cuntacıların, darbecilerin korkulu rüyası 6 aya aşkın orada. O da cezaevinden çıkmadığı sürece ben kendimi özgür hissetmiyorum. Benzer bir şekilde kendilerine verilen hukuki yetkilerle ülkenin selameti için görevlerini yaptıklarından dolayı içeride olan hakimler, savcılar polis memurları, polis şefleri ve tanımadığımız bilmediğimiz insanlar da çıkmadan kendimi özgür hissetmiyorum. Türkiye bir hukuk ve demokrasi mücadelesi veriyor. 2009-2010 yıllarında bu konuda önemli bir aşama kaydedilmişti, ama maalesef bulunduğu yerden belki daha da geriye bir gidiş var. İnşallah bunun düzeltilmesi adına mücadelemize devam edeceğiz. Bizi yıldırmak, sindirmek isteyenler amaçlarına ulaşamayacaklar. Biz elimizden geldiğince dilimiz döndüğünce düşüncelerimizi seslendirmeye, dillendirmeye elimizdeki platformlarda devam edeceğiz inşallah.”