Güncelleme Tarihi:
Arınç, Uşak Valiliği ev sahipliğinde bu yıl 8'incisi düzenlenen "Ege İlleri Tanıtım Günleri"nin Atatürk Kültür Merkezi'ndeki dünkü açılış törenine katıldı.
Konuşmasında, başörtülü kadın şüphelilerin kelepçelenerek gözaltına alındığı Manisa'daki "Paralel Devlet Yapılanması" operasyonuna değinen Arınç, Manisa'da yaşanan olayın vicdanları yaraladığını bildirdi.
Türkiye'de bir hukuk devleti ve bir adli yargı varsa bunun gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan Arınç, şöyle devam etti:
"Ancak mayıs ayından bu yana bu tür operasyonların hiçbir ciddi delile dayanmadığını, Manisa'nın temiz insanlarının lekelenmek istendiğini, bunların birer 'adi mücrimler' gibi güpegündüz, 50-60 polisle iş yerleri basılarak teşhir edilmelerini yanlış bulduğumu ifade ettim. Sonunda iş nereye geldi? Masum iki tane kadıncağız, başındaki örtüsü, bu yaşanan olay için o kadar önemli değil, sadece başörtülü iki kadına reva görüldüğü için böyle bir eylemi lanetliyor değilim. Bir kadın, başında örtü olur veya olmaz. Biz insanları kategorize etmeyiz, onlar kendi tercihleriyle başını örter veya örtmez. Ama basit bir soruşturma nedeniyle ellerine kelepçe takılarak teşhir edilmeleri, zannediyorum ki sizin de vicdanınızda üzüntüye yol açtı."
"En büyük teşekkürüm Başbakanımızadır"
Arınç, demokratikleşme adına yapılan tüm hamlelerde emeği ve katkısının olduğunu belirterek, "Biz demokratikleşmeyi, ileri demokrasi hamlelerini veya özgürlük alanlarının genişletilmesini... Bunları Avrupa Birliği normlarına çıkarmak için yasa değişiklikleri yaparken masum kadınların ellerine kelepçe takılacağını öngörmemiştik. Böyle bir şeyi yapmadık ve istemedik. Bu ihanettir. Böyle bir saçmalık olmaz" ifadesini kullandı.
Soruşturmaların delillere dayanması gerektiğine işaret eden Arınç, "Ben bu yaşanacak olayları çok öncesinden gördüğüm için Manisa Valisi'nden rica etmiştim. Bu Emniyet Müdürü ne yapıyor, ne yapmak istiyor? Bu kadar hoyratlık olur mu? Yapacağınızı adam gibi yapın, usulüyle yapın. Siz insanları küçülterek, insanlara hakaret ederek, insanların haysiyetlerini yerlerde çiğneyerek soruşturma yapamazsınız. Bu, diktatörlüklerde bile olmadı. Sovyet rejiminde bile olmadı belki. Ama maalesef bir emniyet müdürü bu sorumsuzluğunu tüm dünyaya duyuracak ölçüde yaptı" diye konuştu.
Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla emniyet müdürü ve ilgililer hakkında soruşturma açıldığını, emniyet müdürünün açığa alındığını anımsattı. Arınç, "En büyük teşekkürüm Başbakanımızadır. Bu hukuksuzluğun, bu vicdansızlığın üzerine gittiği ve gerekeni şimdilik yaptığı için çok teşekkür ediyorum. Hangi siyasi düşünceden olursak olalım, hangi kanaate, hangi inanca, hangi etnik ve mezhebi farklılığa sahip olursak olalım birbirimize karşı hürmetimiz, sevgimiz, saygımız olmalı. İnsan olduğu için onun insanlık haklarına da sahip çıkmalıyız. Bu sadece bugün Manisa'da olduğu için belki çok dikkatimizi çekti ama tüm Türkiye'de buna benzer hukuksuz uygulamalar varsa bunlardan bir an evvel vazgeçilmelidir" dedi.
Terörle mücadelede, insanların can ve mal emniyetinin sağlanmasında canını siper ederek çalışan emniyet görevlilerine teşekkür eden Arınç, "Ama bir densiz, vazifesini suistimal eden birkaç kişi çıkar da insanların vicdanlarını kanatırsa buna hiçbirimiz müsaade edemeyiz. Bugün hiçbir şeye ihtiyacımız yok ki hukuka ve adalete olan ihtiyacımız kadar. Bizim ekmek ve su kadar şu anda hukuk ve adalete ihtiyacımız var" ifadesini kullandı.
Arınç, konuşmasını yaptığı kürsüde asılı bulunan, üzerinde Atatürk resmi olan Türk bayrağını göstererek, şunları kaydetti:
"Şu bayrağa dikkat eder misiniz? Bunu bir Türk bayrağı gibi görüyorsunuz ama tüm dikkatiniz Gazi Mustafa Kemal Atatürk üzerinde. Bu bayrak yanlış. Neden. Çünkü Türkiye'de bir Bayrak Kanunu var. Bu Bayrak Kanunu'nda, çapı nasıldır, genişliği nasıldır, yıldız nerede durur, nerede bulunmaz, yönü hangi yerdedir ay ve yıldızın, bu açıkça yazılmıştır. O kanuna bakarsanız, bu yanlış. Hilal nerede, yıldız nerede. Atatürk'ün imzası bile ters. Ama bizim hepimizin gözü Gazi Mustafa Kemal'de olduğu için o nasıl olsa yerli yerinde deyip onu asmışız. Kınamak için söylemiyorum. Burada basit bir yanlışlık var. Bunu buraya asan hiç kimse kötü niyetli değil. Ters baskılı bir bayrak var. Şimdi bir aklı evvel, biraz da kafasından kaçırmış bir adam çıksa, 'burada Bayrak Kanunu'na aykırılık var, bu platformun başındaki hanımefendiyi hemen terör suçlamasıyla alıp götürelim de şunun bir hesabını soralım' dese, o bayandan önce bu lafı söyleyen adamı Bakırköy'e götürmek lazım. Çünkü bu bir suç değil. Öyle suçlar var ki bu arkadaşlarımız için iddia ediliyor. Dernekler Kanunu'na muhalefet, Yardım Toplama Kanunu'na muhalefet. Allah'tan korkun. Bunun cezası terör cezası değil ki. Adli para cezası veya bir aylık hapis, o da olursa. Bunun için iki kadının elini kelepçeleyip de DHKP-C militanı gibi veya KCK militanı gibi, YDG-H gibi, elinde roketatar ile yakalanmış bir insan gibi teşhir etmek vicdansızlıktır, hukuksuzluktur."
"Partimiz bu oyunu bozacak ferasette"
Öte yandan Arınç, yaptığı yazılı açıklamada, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan ve Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olarak arandığı operasyonda gözaltına alınan kadınlara kelepçe takılması görüntülerinin vicdanları yaraladığını ve kamuoyunda haklı tepkilere neden olduğunu bildirdi.
Daha önceki açıklamalarında benzer usulsüz ve hukuksuz uygulamaların yanlış olduğunu vurguladığını belirten Arınç, "Her ne sebeple olursa olsun partimizin de ismini ve omurgasını oluşturan adalet kavramından asla taviz verilmemesi gerektiğini ifade etmiştim. Geldiğimiz noktada daha önce ifade ettiğim kaygılarımın ne denli doğru olduğuna üzülerek şahit oluyoruz. AK Parti'nin son seçim başarısını hukuksuz uygulamalarla gölgelemek isteyenlere karşı uyanık olunması gerektiğini düşünüyorum. Umuyor ve inanıyorum ki partimiz bu sinsi planın farkında ve bu oyunu bozacak ferasettedir" değerlendirmesinde bulundu.