Güncelleme Tarihi:
Fizyoterapistler ağrı, hastalık, beceri kaybı, spor ve işle ilgili travmalar, yaşlanma ve uzun süreli hareketsiz kalma gibi nedenlerle oluşan birçok problemi önlemeye çalışır ve gerekli hallerde bu problemlerin çözümüne yönelik tedavi hizmetinin kendileri ile ilgili kısmının sunumunda görev alırlar.
Fizyoterapistler hastaneler, sağlık merkezleri, spor merkezleri, eğitim ve araştırma merkezleri, özel eğitim merkezleri, huzurevleri, ve toplum sağlığı merkezlerinde kanserden inkontinansa, felçlerden, by-pass cerrahisi sonrası yapılacak tedavi ve rehabilitasyon alanlarına kadar geniş bir yelpazede mesleklerini icra etmektedirler.
Ülkemizde dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi en az 4 yıllık bir üniversite eğitimi sonrasında Fizyoterapist unvanı elde edilmektedir. Eğitim boyunca, temel tıp bilimleri eğitimi ile vücut sistemleri hakkında tam bir bilgi edinilmekte ve birçok problemi belirlenen tanıya uygun şekilde tedavi etme becerisi kazandırılmaktadır. Bu sayede dünyada Fizyoterapistler otonomisi olan bir meslek olarak kabul edilmekte ve profesyonel çerçevede bağımsız olarak çalışabilmektedirler.
DÜNYA FİZYOTERAPİ KONFEDERASYONUNUN belirlediği ilkeler doğrultusunda kutlanacak olan günde fizyoterapistlerin hastaları için neler yaptıkları ve yapabilecekleri konusunda hastaların ve toplumun farkındalığını artırmak amacında olacaklardır.
Fizyoterapistlerin, Türkiye'de meslek yasaların olmamasından dolayı bu hizmeti sunarken çeşitli engellemeler ve sorunlarla karşılaştığına değinen fizyoterapistler, Avrupa Birliğine üye olmak için uğraşan ülkemizde 40 yıldır hizmet veren, üniversite sınavında yüksek puanlar alıp, en az 4 yıl süren zorlu bir eğitimden geçerek hizmete başlayan fizyoterapistlerin artık sağlık ordusunun üvey evladı olmaktan çıkarılmaları
gerektiğini savunuyorlar.
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon yaklaşımları, bel-boyun ağrısı gibi hemen herkesin yaşadığı problemlerin yanı sıra inme/felç ya da omurilik yaralanması gibi son derece ağır problemlerin tedavisinde kullanılmaktadır. Başvuran kişiler, tedavi amaçlı egzersizler, manuel tedavi yaklaşımları, kaplıca tedavisi ve klinik pilates gibi yöntemlerle tekrar sosyal hayata kazandırılmaktadır.
Bugün ülkemizde yaklaşık 5000 fizyoterapist, başta engelli vatandaşlarımız olmak üzere yaşlılarımıza ve ihtiyaç gösteren her yaştan insanımıza farklı alanlarda hizmet sunmaktadır. Fizyoterapistler, hastaneler, özel klinikler, huzurevleri, spor kulüpleri ve özel rehabilitasyon merkezlerinde çalışmaktadırlar.
Avrupa Fizyoterapi Birliğinin raporuna göre, fizyoterapistlerin sadece Türkiye'de tedavi programını serbestçe oluşturamadığı belirtilirken raporun bir başka bölümünde ise, fizyoterapistlerin sadece Türkiye'de bütün hekimlik branşaları ile serbest çalışma hakkına sahip olmadığı belirtildi.
Sağlık Sisteminin yeni yasalarla güncellenirken fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin de unutulmaması gerektiğini vurgulayan fizyoterapistler Sağlık Bakanlığı ile ülkemizin Avrupa Birliği nezdinde düştüğü bu durumu düzeltmek adına işbirliği içinde çalışmaya hazır olduklarını belirtiyorlar. Yaşanan bu yasal boşluğun ve belirsizliğin vatandaşlarımızın aldıkları hizmet kalitesini düşürdüğünü, daha sağlıklı bir toplum olma yolunda atılacak adımların düzenlemelerin olmaması nedeniyle geciktiğini belirten fizyoterapistler yapılacak yasal düzenlemelerin ülke insanının menfaatine olduğunu ve ülke kaynaklarının verimli kullanımını beraberinde getireceğini ifade ediyorlar.
Yapılacak yasal düzenlemelere hastaların fizyoterapi hizmetine ulaşımı hızlanacak, hastanede bekleme süreleri kısalacaktır bu erkenci yaklaşımla sağlık problemleri büyümeden önlenebilecektir. Tedavi programlarında bilimsel gerçeklere göre yapılacak düzenlemeler ile romatizmal hastalıkları olan bazı hastalar için grup tedavileri düzenlenebilecek, kronik ağrısı olan hastaların kendi problemleri ile başa çıkmayı öğrenmesi sağlanabilecektir. Yasal düzenlemelerle alanda görülen yanlış uygulamaların önüne geçmek mümkün olacak böylece halkımızın umut tacirlerinin eline düşmesi, fizyoterapist olmaksızın yapılan sahte tedavilerle kandırılması önlenmiş olacaktır.
Hastalıkların oluşmadan önlenmesi tedavi etmekten daha ucuz ve pratik bir yoldur. Bu nedenle DÜNYA FİZYOTERAPİ KONFEREDERASYONU Fizyoterapistlerin bu konuda uzmanlaşmış profesyonelleri olmalarından dolayı, sağlığın geliştirilmesi ve iyilik halinin sürdürülmesi ile yaşam kalitesinin artırılması adına 2008 yılında "SAĞLIK İÇİN HAREKET" temasının çeşitli etkinliklerle Fizyoterapistler tarafından ele alınmasının önemi üzerinde durulması gerektiğini tüm dünyaya tavsiye kararı olarak bildirmiştir.
Bu bağlamda Konfederasyonun bir üyesi olan TÜRKİYE FİZYOTERAPİSTLER DERNEĞİ 8 Eylülde ateşini yakacağımız bu temayı yıl boyunca topluma anlatmak ve fark ettirmek üzere çalışmalar yapacaktır.