Güncelleme Tarihi:
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Turan Buzgan, 1 Aralık Dünya AIDS Günü öncesinde, bakanlığın öncülüğünde ”Ulaşılması Zor Topluluklar” olarak adlandırılan eşcinseller, yasadışı seks ticareti yapanlar ve uyuşturucu madde bağımlılarının eğitilmesi için proje başlatıldığını açıkladı. Buzgan, Türkiye'de 72 ilde 2 bin dolayında HIV pozitif kişi bulunduğunu kaydetti.
Buzgan, Dünya AIDS Kampanyası tarafından, bu yılki Dünya AIDS Günü'nün ana sloganının “Sözünde Dur, AIDS'i Durdur”, yardımcı sloganının ise “AIDS'e Sırtını Dönme” olarak belirlendiğini söyledi.
AIDS'in, HIV nedeni ile oluşan, gerekli önlemler alınmadığı takdirde hızla yayılan bir hastalık olduğuna işaret eden Buzgan, dünyada her gün 14 bin yeni HIV enfeksiyonunun meydana geldiğini söyledi.
Buzgan, Birleşmiş Milletler AIDS kuruluşunun tahminlerine göre, geçen yıl dünyada 37.2 milyon erişkin ve 2.2 milyon çocuğun HIV taşıyıcı olduğuna işaret ederek, 2004 yılında 4.9 milyon yeni HIV vakasının rapor edildiğini söyledi.
Bu vakaların 640 bininin 15 yaş altı çocuklar olduğunu kaydeden Buzgan, enfekte olanların yaklaşık yarısının 25 yaş altı gençler olduğunu bildirdi.
Geçen yıl 3.1 milyon kişinin AIDS'ten öldüğünü bildiren Buzgan, ”AIDS hastalığının daha çok gelişmiş ülkelerde yaygın olduğu gibi yanlış bir kanı var. Aslında vakaların yüzde 95'i gelişmekte olan ülkelerde, özellikle de Afrika kıtasında görülüyor” diye konuştu.
Buzgan, AIDS hastalığının tedavisinin çok maliyetli olduğunu, yıllık ilaç giderlerinin astronomik rakamlara ulaştığını belirterek, bunun hastaların tedaviden faydalanmasını zorlaştırdığını söyledi.
TÜRKİYE'DE İLK VAKA 1985'DE GÖRÜLDÜ
Türkiye'de ilk AIDS vakasının 1985 yılında görüldüğünü kaydeden Buzgan, bu tarihte bir AIDS ve bir taşıyıcı olmak üzere toplam 2 vaka tespit edildiğini bildirdi.
Aralık 2004 yılı sonu itibarıyla, 551'i AIDS, bin 371'i taşıyıcı olmak üzere, vaka sayısının toplam bin 922'ye ulaştığını kaydeden Buzgan, bu sayının 2005 yılında 2 bine ulaştığının tahmin edildiğini söyledi.
KORUNMASIZ CİNSEL İLİŞKİYE DİKKAT
Buzgan, Türkiye'de vakaların yarısından çoğunun korunmasız cinsel ilişki sonucu enfekte olduğunu belirterek, diğer ülkelerde genellikle damar içi uyuşturucu madde kullanımı ya da homoseksüel ilişki sonucu bu hastalığın bulaştığına işaret etti.
Türkiye'de vakaların daha çok büyük metropoller ya da turistik yerlerde görüldüğünü anlatan Buzgan, AIDS vakasının bildiriminin yapıldığı il sayısının 72 olduğunu söyledi.
Buzgan, bildirim yapılan kişilerin yüzde 16'sının yabancı uyruklu, geri kalanının da Türk vatandaşı olduğunu bildirdi.
“GİZLİLİK VE İKİYÜZLÜLÜK HIV İÇİN GİRİŞ KAPISI”
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Buzgan, AIDS ile ilgili olarak toplumun bilinçlendirilmesi konusunda şunlara dikkat çekti:
-“AIDS'in ailelerimizi ve toplumumuzu parçalamasına izin vermemeliyiz,
-Hastalık taşıyorsak kan bağışında bulunmamalıyız,
-Gizlilik ve ikiyüzlülük HIV için güzel bir giriş kapısıdır. Hastalık taşıyorsak cinsel partnerimize durumumuzu açıklamalı ve onu hastalığımızdan korumak için kondom kullanmalıyız,
-Tek eşliliği ve sadakati önemsemeliyiz. Birden farklı kişiyle ilişki geriye dönüşümsüz sonuçlar doğurabilir,
-Kondom kullanımını teşvik etmeliyiz. Korunmasız ilişkiler hayatımızı karartabilir. AIDS'in kimde olduğunu dışarıdan bakarak anlayamayız. Bu nedenle korunmasız her ilişkide risk olduğunu bilmeliyiz. Özellikle para karşılığı seks yapan kişilerin çok sayıda kişi ile cinsel ilişkiye girdiklerini hatırladığımızda, bu kişilerin daha yüksek oranda risk taşıdığını bilmeli ve kendimizi korumalıyız,
-Sosyal, kültürel ve ekonomik nedenler sonucu erkekler kadınlarla olan ilişkilerinde daha etkin bir durumdadırlar. Bu durum onlara gerekli önlemleri almak konusunda daha fazla kontrol şansı ve sorumluluk getirmektedir. Onurlu davranışın kendimizi ve çevremizdekileri korumaktan geçtiğini unutmamalıyız. Eşinize hastalık bulaştırırsanız bunu ona nasıl söylerdiniz? Dahası kendinizi bir ömür boyu affedebilir misiniz?
-AIDS'lilere, ailelerine yardımcı olmalıyız. Onların inkar tepkileri ve depresyona girmeleri ile mücadele etmeliyiz. Sizin başınıza gelseydi ne hissederdiniz?
-Çocuklarımızı ve gençleri hayatın bir gerçeği olan cinsellik konusunda aydınlatmalı ve korunma yollarını anlatmalıyız. Cinselliği yok saydığımız zaman çocuklarımız bu konuya daha bir ilgi duyarlar ve başka yerlerden öğrenmek isterler,
-HIV/AIDS taşıdığını öğrendiğimiz kişileri suçlamamalı, yargılamamalı ve dışlamamalıyız. Unutmamalıyız ki, hepimiz HIV/AIDS riski ile karşı karşıyayız,
-HIV/AIDS günlük yaşamdaki sosyal ilişkiler, yanaktan yanağa öpüşmek, aynı tabaktan yemek yemek, aynı bardak, kaşık, çatalı kullanmak, aynı kıyafetleri giymek ya da aynı tuvalet/banyoyu kullanmakla bulaşmaz. Bu nedenle AIDS'e yakalananları dışlamamalı, onlara destek olmalı, onların da bizlerle aynı haklara sahip olduğunu unutmamalıyız,