Budizmin hangi kuralı AK Parti’ye büyük geldi

Geçenlerde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, birkaç AK Parti milletvekiliyle Japonya’ya gitti. Dört günlük Japonya seyahatinin en renkli anları nerede yaşandı dersiniz?
İki kez yakılan, son yenilendiğindeyse 22 kilo altın kullanılan Budist Tapınağı’nda. AK Partilileri Altın Tapınak’ın girişindeki beş öğreti karşıladı: “Öldürmeyeceksin. Sana verilmeyene el uzatmayacaksın. Karşılıksız aşka kendini kaptırmayacaksın. Yalan söylemeyeceksin. İçkiyi ölçüsünde içeceksin.”
Bu öğretileri İslamiyetin temel ilkelerine yakın bulan AK Parti heyeti, bir tek ‘içkiyi kararında içme’ bölümüne takıldı. Heyetteki gazetecilerin, “Aslında gayet makul bir bakış açısı, yasaklar tam tersi etki yapıyor” yaklaşımı, AK Partililerden pek ilgi görmedi. Doğal olarak grupta çıkan tartışma, uzlaşma sağlanamadan noktalandı.
Heyetin sonraki ziyaretleri Teknoloji Bakanı’nı teknolojiyle tanıştığı günlere götürdü. Bakan Ergün, Toshiba heyetinin önünde ilk dizüstü bilgisayarının Toshiba olduğunu açıklayınca bakın ne oldu?
Tüm heyet ayağa kalktı ve iki elini birleştirerek birkaç kez bakanı selamladı. Bakan ve Türk heyeti önce şaşırdı; bunun memnuniyet işareti olduğu sonra anlaşıldı.
Bakan Ergün, Toyota ile görüşmesinde de ilk arabasını hatırladı: “İlk arabam Toyota’ydı. Yedi yıl tek bir sorunla karşılaşmadan kullandım.” Bu cümleler de aynı hareketle karşılandı ancak Türk heyeti bu kez olacaklara hazırlıklıydı.
Sonraki görüşmelerde gardını alma sırası Japon heyete geçti. Nasıl mı? Meclis Futbol Takımının da kaptanı olan Türk-Japon Dostluk Grubu Başkanı AK Partili Enver Yılmaz Japon heyete maç teklifinde bulundu.
“Ancak haberiniz olsun milli futbolcumuz Hakan Şükür yedek oyuncumuz” diyerek. Eski bir teknik direktör olan Japon Grubu Başkanı Tosino Nikai pası geriye bıraktı: “Anlaşılan bu maç teklifi için biraz düşünmemiz ve daha fazla antrenman yapmamız gerekecek.”

Gidin kurşun döktürün

Bir partinin üç yöneticisi birden burnundan art arda operasyon geçirmek zorunda kalırsa... Aynı partinin diğer iki yöneticisinden biri ayak parmaklarını kırar, diğeri de bel fıtığından mustarip olursa...
Bahse konu parti, AK Parti. Mevzunun aktörleri de beş grup başkanvekili. Önce deviasyon ve uyku apnesi sorunuyla doktorun kapısını çalan Ahmet Aydın (yanda), zorlu bir operasyondan sonra Meclis’e döndü.
İki komşusuna ne kadar rahatladığını anlatınca, bugüne kadar es geçtikleri sorunlarını anımsayan Mustafa Elitaş ile Mahir Ünal da soluğu GATA’da aldı. 13 yaşındayken burnunu kıran ve nefes alma güçlüğü çeken Elitaş’a acil ameliyat önerildi. Mahir Ünal’ın burun tıkanıklığı ve geniz operasyonu için de yaz sonuna randevu verildi.
Tabii havadis kısa sürede kulise yayıldı. Üç grup başkanvekili “Estetik mi yaptırıyorsunuz”, “Saç da ektirecek misiniz” sorularıyla kulislerin espiri konusu oldu.
AK Parti grup yönetiminin hastane macerası bununla da sınırlı kalmadı. Giresun’daki bir açılışta ayağına okul sırası düşen Nurettin Canikli’nin ayak parmakları kırıldı. Buna Ayşenur Bahçekapılı’nın sık sık nükseden bel fıtığı da eklenince tavsiye bir muhalif vekilden geldi: “Toplu halde gidin de kurşun döktürün.”

BURASI SELİMİYE KIŞLASI

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yoğun protokol görevlerinden sıkıldıkça, soluğu Meclis kulisinde alıp, arkadaşlarıyla sohbet etmeyi tercih ediyor. Çiçek’in oturduğu masadan yükselen kahkaha seslerini duyanlar,yıllardan beri yolları hiç ayrılmayan yakın arkadaşı Necati Çetinkaya’ya takıldığını hemen anlıyor. Çiçek, her zaman anlatılan komik hikayelerin konusu olmaktan çok, komik ortamı hazırlayan kişi olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde kuliste yanına gelen yeni milletvekillerinden biri, “Eskiden daha çok görüşüyorduk. Aynı mekândayız ama artık görüşemiyoruz” deyince, Çiçek stand-up tadındakı yanıtı yapıştırdı:
“Burası Selimiye Kışlası gibidir. Baba-oğul Selimeye Kışlası’nda 4 yıl askerlik yapmış ama karşılaşamamış, bizim durumumuz da aynı.”

SİYASET DİLİ

Her kürtaj bir Uludere’dir (IN)

TSK görevini samimi şekilde yapmıştır (OUT)

Başbakan Tayyip Erdoğan

MHP’nin ilginç detaycılığı

Hatırlarsınız bir süre önce MHP Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, Meclis koridorlarına serilen kırmızı halıların ‘beneklerine’ takmıştı. Hatta konuyu bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşımış, “Uğruna kan döktüğümüz ay-yıldızın ayaklar altına alınmasının sorumlusu kimlerdir? Konuyla ilgili açılmış bir soruşturma var mıdır?” diye sormuştu.
Meclis Başkanlığı da halıların üzerindeki desenin ay-yıldız değil, Osmanlı’da güç, kuvvet, saltanat sembolü olarak kullanılan çintemani (Pars Beneği) olduğunu anlatmak zorunda kalmıştı.
İlginç bir soru da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi. Olaylara karşı esprili yaklaşımı ve yakın çevresine takılmasıyla ilgili anılar anlatıldığında “Nasıl yani Bahçeli espri de yapıyor mu?” şaşkınlığına neden olan Bahçeli, son günlerde Meclis amblemine taktı.
Basın mensuplarının yakasındaki parlamento kartını gören Bahçeli, üzerindeki Meclis amblemini göstererek, “Bunun anlamını biliyor musunuz?” diye sordu.
Yanıt alamayınca kendisi açıkladı: “Ben de merak ettim. Meclis Başkanlığı’na sorduk, bu amblemin sembolik bir anlamı var mı diye. Yanıt veremediler. Saydım, üzerinde 32 çizgi var. Ama bir anlamı yok.”
Evet, ‘şeytan detayda gizlidir’ ama işin ucunda, memlekette bu kadar sorun varken niye bunlarla uğraşıyorlar eleştirilerine maruz kalmak da var. Bizden söylemesi...