Güncelleme Tarihi:
Koronavirüs salgını başladığından bu yana tüm dünyada bisikletle ulaşımın önemi bir kez daha gündeme geldi. Pek çok şehrin yerel yönetimleri bisiklet yollarını artırmak için harekete geçse de bisiklet kültürünün yerleşmediği şehirlerde bu yollar bisikletliler için tehlike olmaktan öteye gidemedi. Bisikletliler tarafından en çok eleştirilen bisiklet yollarından biri Kadıköy’ün Bağdat Caddesi üzerinde 2020 Ağustos’ta yapılan bisiklet yolu. Plastik seperatörlerle ayrılan bisiklet yolu Göztepe’den başlıyor Kızıltoprak’ta herhangi bir bisiklet yoluna bağlanmadan sona eriyor.
Aktif bisiklet kullanan biri olarak Erenköy’den Kızıltoprak’a kadar olan bisiklet yolunu denemek için yola çıktım. Bisikletimle yaptığım 5 kilometrelik yolculukta hafta içi saat 17.00 sularında yaşadıklarım:
Öncelikle Erenköy’den Göztepe’ye kadar bisiklet yolu olmadan araçların yanından ilerledim. Göztepe 60. Yıl Parkı’nın önünde bisiklet yoluna ulaştım.
Yol plastik seperatörlerle ayrıldığı için araçlar rahatlıkla yola girebiliyor. Özellikle yüksek araçlar seperatörleri ezerek yola girip çıkabiliyor.
Bisiklet yolunun yan tarafında 100 metrede bir dükkânların ya da binaların otopark girişleri bulunuyor. Bu girişlerin olduğu yere seperatör konulmamış. Ancak bisikletliler için bir uyarı bulunmadığı için aniden önünüze kıran bir otomobille karşılaşabiliyorsunuz. Bu dönüşler sırasında pek çok tehlike atlattım.
Bisiklet yolu araçların dörtlülerini yakıp durma yeri haline gelmiş durumda bu yüzden yolculuğum boyunca sık sık önüme çıkan dörtlülerini yakmış araçlarla karşılaştım.
Bisiklet yolunda giderken en çok da aniden yola çıkan yayalara dikkat etmek gerekiyor. Yayalar bisiklet yolundan yürüyor, bisikletin gelip gelmediğine bakmadan karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor.
Yolda bozulmuş ve kazılı alanlar mevcut. Bu alanlar da bisiklet tekerleri için tehlike yaratıyor.
Sonuç olarak kısa bir bisiklet yolculuğundan bile anlaşılan; ne araç sürücüleri ne de yayalar bisikletlilere alışık.
Bisikletliler Derneği Başkanı Murat Suyabatmaz benim de karşılaştığım sorunları şöyle anlattı: “Bisiklet kültürünün yerleşmesi konusunda söylenecek çok şey var. Bağdat Caddesi’nde bisiklet yolu projesi 2012 yılında ilk denendiğinde, araç kullanıcıları tepki göstermiş, inşaat birkaç saat içerisinde durmuştu. İBB 2020 yılında bisikletle ilgili çalışan sivil toplum kuruluşlarına sormadan aynı projeyi tekrar hayata geçirdi. Bu yolda çok sayıda hata var. İlk olarak İngiliz trafiği gibi sağdan akan bir düzenleme yapıldı. İkincisi bu yol yapılmadan önce halkla ilişkiler kampanyası yapılmadı, esnaf ve araba sürücüleri haberdar edilmedi. Bu yüzden yolun yapılması bisikletlilere tepki oluşturdu ve onların görmezden gelinmesine sebep oldu. Seperatörlerin plastik seperatör olmaması gerekirdi, beton olması gerekirdi. Çünkü böylesi yoğun bir trafikte plastik serperatör şerit ihlalini engellemiyor.
Yapılan tabelalar uluslararası standartlara uymuyor. Zemin kalitesi bisiklete uygun değil. Ve çok önemli bir nokta yol Kızıltoprak’ta hiçbir yere bağlanmadan bitiyor. Yani Fenerbahçe taraftarı maça bisikletle gidemiyor, Fenerbahçe Lisesi öğrencisi okuluna bisikletle gidemiyor. Pandemi dönemi sonrasında tüm ülkeler şehirlere kilometrelerce bisiklet yolu kattı. Bunların en büyük örneği Paris’te yaşandı, şehre 40 km bisiklet yolu eklediler. Bisiklet yolunun kente ve insanlara neler katacağı anlatılmalı. Pandemi çok önemli bir fırsat dönemi yarattı, bisikletin önemi anlaşıldı. Bağdat Caddesi’nde yapılan bu yol doğru bir yöntemle hayata geçseydi diğer pek çok bölgeye örnek olacaktı. Ancak maalesef bisikletlilerin binmeye korktuğu bir yol sonucu çıktı. İBB’nin yeni İsbike projeleri sırasında yetkililere de ilettim. İstanbul’da 3.5 milyon bisikletli var. Yeni bisiklet katmadan önce yolları artırmamız gerekiyor.”