Bu yılın en önemli icadı WikiLeaks

Güncelleme Tarihi:

Bu yılın en önemli icadı WikiLeaks
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2010 00:00

Amerikalı Howard Rheingold, ‘sanal cemaat’ kavramının isim babası. Son 20 yıldır, internetin geleceği, sanal dünya, internet grup ve toplulukları üzerine kafa yoruyor, kitaplar yazıyor, dünyanın dört bir yanında konferanslar veriyor. O bir internet fütüristi. Öngörüleri pek çokları tarafından merakla bekleniyor. Stanford Üniversitesi İletişim Bilimleri Bölümü’nde misafir hoca olarak. Dünyanın en renkli insanlarından biri aynı zamanda. Bunu sadece iç dünyasını tarif etmek için söylemiyoruz. Rengarenk giyinmeye, ayakkabılarını boyamaya bayılıyor. Rheingold, ‘Babıali’den Bağcılar’a, Küreselden Yerele Uluslararası Medya Sempozyumu’ için Türkiye’ye geldi. Holiday Inn İstanbul Airport Otel’de gerçekleştirilen sempozyum yarın sona erecek. Rheingold bugün, sosyal medyanın getirdiği yeni okuryazarlığın temel unsurları üstüne bir konuşma yapacak...

Siz sanal dünya üzerine öngörüleri merakla beklenen bir yazarsınız. Bu durumda söyleşiye WikiLeaks fenomeniyle başlamak kaçınılmaz. Bazıları sitenin kurucusu Julian Assange’ın bir 21. Yüzyıl kahramanı olduğunu düşünüyor. Site sayesinde küresel şeffaflığın sağlanacağını söyleyenler var. Siz ne düşünüyorsunuz?
- WikiLeaks draması hala sahneleniyor, o yüzden bir sonuca varmakta aceleci davranmak istemem. “WikiLeaks’çi miyim bilmiyorum ama karşıtlarının karşısında olduğumdan eminim” diyen David Weinberger ile David Sifry’e katılıyorum. İkisi de teknoloji alanında Amerika’nın önemli isimleri. Anlamı şu; ifşa edilenlerin içeriği Pentagon seviyesinde mi emin değilim ancak gizli bilgilerin ifşası haklıdır çünkü devletin üst seviyede yakışıksız davrandığının kanıtı. Ebu Garib bu konuda bir başka örnek. Şu çok açık ki, devlet gücü (sadece ABD’de değil) basın ve bilgi kaynaklarına karşı dürüst olmalı. Ve ortaya çıktı ki, tüm dünyadaki devlet güçleri, internet üzerinde kontrol sağlamaya çalışıyor. Kontrol sağlanması çok kötü bir şey olabilir, hatta ifşaatların yarattığından daha büyük hasar yaratabilir. Diğer taraftan, dünyanın her yerinde demokrasinin doğru işlemesi açısından vatandaşlar, devlet veya devlet dışı aktörler tarafından gerçekleştirilen hukuk dışı eylemlere kuşkuyla yaklaşmalı. WikiLeaks örneğinde gördük ki, devletin tepkisi, sızıntılardan daha tehlikeli olabiliyor.

Peki sizce WikiLeaks, ifşa edilecek belgelerin içeriği bakımından hassas davranıyor mu, bir denge gözetiyor mu? Ya da böyle davranmalı mı?
- Bence Birleşik Devletler tesisleriyle ilgili hassas ve saldırıya açık bilgilerin faş edilmesi doğru değildi. Bununla birlikte, Birleşik Devletler Senatörü Lieberman’ın Amazon’a baskı yapması, Assange’ın doğruluğu şüpheli iddialarla tutuklanması bundan da haksız. Bekçilerin bekçiliğini kim yapacak? Bu iki yönlü bir durum. WikiLeaks’in ABD dışında, otoriter rejimlerle yönetilen ülkelerden de sızıntı yapmasını isterim. Rusya’daki yolsuzluklarla ilgili mesela.

BİLGİ SIZDIRMAK GAZETECİLİK DEĞİLDİR

WikiLeaks örneği gazeteciliğin geleceğini çizebilir mi?

- Bilgi sızdırmak gazetecilik değildir, bilginin ifşa edilmesidir. Açıklanan bilgilerin doğruluğunu araştırmak, insanların anlayabilmesi olaylara farklı bakış açıları getirmek, içerik ve içeriğin anlaşılmasını sağlamak gazetecilerin işidir.

Klasik anlamda gazetecilik mesleğini önemsizleştirme ihtimali var mı?
- Gazetecilik uzun zamandır evrimden geçiyor. Derslerimde, David Zaret’in bir kitabını okutuyorum. Kitabın adı; Demokratik Kültürün Kökeni. İçinde, 17. yüzyıl İngiltere’sinden bugüne, basına açılan davaları gösteren belgeler var. Gazetecilik mesleği ortaya çıktığında medyaya açılan ilk davaların gerekçesi bayağılık, tüccarlık ve sansasyon hevesiydi.

Basılı gazetelerin yok olacağı öngörüsüne katılıyor musunuz? Ne kadar ömrümüz kaldı?
- 50 yıl sonra hala kağıda gazete basıldığını görürsem çok şaşırırım. Önümüzdeki 10 yıl içinde ortadan kalkarlarsa da hiç şaşırmam.

Gazetecilik tamamen internete kaydığında, bugün hala klasik anlamda gazetecilik yapanların, bu yeni okur yazarlık türü için yeni bir dil geliştirmesi gerekecek mi?
- Evet, kesinlikle. Şu anda iki milyar insan internet kullanıyor, beş milyar kişinin cep telefonu var. Önemli olan insanların bu yeni medya türünü kullanmayı ne kadar bildiği.

DEMOKRASİYİ YENİDEN FORMÜLE ETMELİYİZ

Peki demokrasiden anladığımız şeyi değiştirebilir mi? Bunu internet ağları için de sormuş olayım.

- İnternetin yükselişi hakkında en önemli soru, kamusal alanı geliştirip geliştirmeyeceği. Bu sorunun cevabını henüz elde ettiğimizi düşünmüyorum. Yurttaşlar, internet ve cep telefonları vasıtasıyla politik eylemler yapabiliyor. Filipinler, Kore, İspanya ve kısmen ABD’deki devlet liderleri, mevkilerini bu eylem ve etkinliklere borçlu. Ancak bu yurttaş eylemleri kontrolden de çıkabilir. Bence, her masaüstü bilgisayarın ve telefonun potansiyel baskı makinesi, canlı yayın merkezi, pazar yeri, politik organizasyon merkezi olduğu yeni bir döneme girerken demokrasiyi yeniden formüle etmeliyiz.

2003’te yazdığınız Smart Mobs (Akıllı Çeteler) adlı bir kitabınız var. İnternet ağlarının geleceğiyle ilgili. Az önce bahsettiğiniz bu çetelerdi sanırım.
- Akıllı telefonu veya bir internet mail adresi olan herkes; sosyal, politik ya da ekonomik bir etkinlik düzenleyebilir. Bunu, bu fırsatı daha önce yakalayamamış insanlarla, daha önce yapılamayan yerlerde, daha önce mümkün olmayan süratte yapabilir. Örneğin Şili’de, devlet okullarında okuyan öğrenciler yüksek harç ücretleri ve yetersiz imkanlara itiraz ederek YouTube’u, anlık mesajları ve sosyal ağları kullanarak organize oldular. Buna da Penguen Devrim dediler. 15-18 yaşında çocuklar sınıfların kapılarını zincirledi, 700 bin yetişkini protesto eylemlerinde kendilerine katılmaya ikna etti. Eğitim bakanı istifa etti, başbakan taleplerini kabul etmek zorunda kaldı. Bu eylem biçimi, başka nedenlerle dünyanın her yerinde tekrarlandı. İşte internet ağları böyle bir yöne gidiyor.

SANAL DÜNYADA GERÇEK OLANI BULMAK

Biraz da Facebook ve Twitter gibi internetteki sosyal ağlardan bahsedelim. Sizce buralarda olmak ne kadar teşhircilik, ne kadar röntgencilik, ne kadar sosyalleşme ihtiyacı?

- Sanal sosyal ağların yerine günlük hayatı koyun ve soruyu tekrar sorun. Sosyologlar onlarca yıldır, insanoğlunun diğerlerinin gözündeki algısı için nasıl oynadığı ve performans sergilediği üstüne tartışıyor. Bunun online versiyonunu ele alacak olursak; evet, Twitter ve bloglar insanların narsistik yanlarını ortaya koymasını sağlıyor. İletişimin demokratikleşmesi hakkında bilmemiz gereken en önemli şey; bütün bu sahtekarlık ve şarlatanlık içinde yararlı ve orijinal olanı nasıl bulacağımız. İnsanlar yüz yüzeyken sahte olanın kokusunu almak konusunda bayağı iyidir. Artık öğrenmeleri gereken bunu sanal dünyada nasıl yapacakları.

Sizin teriminizle ‘sanal cemaatler’de bir sonraki adım ne?
- Eğitim! Bin yıl öncesinden bir doktor veya savaşçıyı alın ve bugünün ameliyathanesine veya savaş meydanına koyun. Kaybolurlar. Ama bin yıl öncesinden bir profesörü bugünün sınıflarından birine koyun, nerede duracağını ve ne yapacağını bilir. Dünyadaki en değerli şeyden (dünya üzerindeki tüm insanların zihninden) faydalanabilmeliyiz. Tuğla ve sıvadan yapılmış bir okula gitme imkanı olmayanlara cep telefonuyla ulaşabilmeliyiz. Geleneksel eğitimi reformdan geçirmeliyiz.

Sanal iletişimin yüzyüze iletişime kıyasla insana sağladığı bir konfor var. İçinizden geçen her şeyi rahatlıkla söyleyebilirsiniz ve yarattığı etkiyle baş etmek zorunda değilsiniz. Bu rahatlık, zaman içinde ‘gerçek’ iletişim kurmada bir tembelliğe yol açıp, asosyalitenin artmasına neden olabilir mi?
- Uyum sağlama, kendimizi ayarlama dönemindeyiz. İnsanlar sanal iletişimin ne kadar değerli olduğunu ve aynı zamanda sınır konması gerektiğini öğrenmek durumunda. Önemli olan içi boş mesaj karmaşası yaratmak değil, çevremize öncelik tanımak, özel hissettirmek olmalı.

Sizce 2010’un en önemli keşfi neydi?
- Şu ana kadar WikiLeaks gibi görünüyor. Net fayda sağlayıp sağlamadığı henüz belli olmasa da böyle.

Blog’unuzda günde altı saati bilgisayar başında geçirdiğinizi yazmışsınız. Kalanında ne yapıyorsunuz?
- Ayakkabı boyuyorum ve herkesin neden ayakkabılarını boyamadığını merak ediyorum. Bahçemle ilgileniyorum ve resim yapıyorum.

Özellikle takip ettiğiniz internet siteleri var mı?
- İki tanesinin adını verebilirim: boinboing.net ile dmlcentral.net.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!