Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2003 00:00
İSTANBUL'daki Bizans artıklarının Ankara'daki siyaset çarıklıları ile al gülüm ver gülüm tıkır tıkır yürüttükleri hortumlama, talan, alavere dalavere düzenini gördükçe hep inanılmaz bir öfkenin içine sürüklenirim.Sonra da özellikle Anadolu üniversitelerini ve oraları yöneten o idealist rektörleri düşündükçe içime biraz olsun sular serpilir.Geçtiğimiz günlerde Malatya'ya Fazıl Say'ı izlemeye gittiğimde gezdiğim İnönü Üniversitesi ve rektörü bunlardan biriydi.Önce rektörü anlatmam lazım.Fatih Hilmioğlu, Anadolu aydınlanmasının fedailerinden biri. İnönü Üniversitesi'ni almış, bir dev haline getirmiş. Kampusu gezerken rahmetli İsmet Paşa'nın da yanımızda olmasını düşledim. Kimbilir fıldır fıldır gözleri ile çevreyi nasıl izler, rektöre neler neler sorardı. Bir Amerikan üniversitesi düzeyini yakalamış olan kampusu gezdikçe ne kadar gurur duyardı kimbilir.Malatyalılar, Paşa'dan bir sürü istekte bulunurlarmış. Paşa o zaman hemşerilerine şu yanıtı verirmiş hep: ‘‘Ben size en büyük hazineyi verdim, Türkiye'nin en değerli eğitimcilerini Malatya'ya gönderdim. Bunun kıymetini bilin.’’Malatyalılar, ‘‘Biz bunun ne kadar önemli olduğunu yıllar sonra, son derece iyi yetişmiş bir nesle sahip olduğumuz zaman anladık’’ diyorlar.* * *İnönü Üniversitesi 7 bin dönüm arazi üzerine kurulmuş.Bir zamanların soğan tarlaları, on binlerce ağaçla çevrelenmiş güzelim fakülte binaları, geniş yolları, parkları, laboratuvarları, araştırma, internet ve kongre merkezleri, lojmanları, öğrenci yurtları, açık kapalı spor tesisleri, kafeleri, lokantaları, sosyal tesisleri ile nefis bir eğitim üssü haline gelmiş.İnternet merkezi üzerinde biraz durmak gerekiyor. Koca bir bina... İçeride tam 500 bilgisayar var. Her öğrenci istediği saatte gelip bu merkezde bütün dünya ile ilişki kurabiliyor, bilgi alışverişinde bulunabiliyor. Üniversitedeki 20 bin öğrencinin de mail adresi var. Burası Türkiye'nin en büyük internet merkezi. Yüzlerce öğrencinin bilgisayarlar başında dünyayla kurdukları iletişimi görmek gerçekten de heyecan verici.1975 yılında kurulmuş olan üniversitenin 50'si profesör 400 öğretim üyesi var.* * *700 yataklı Turgut Özal Tıp Merkezi ise ileri teknolojilerin kullanıldığı ameliyatların yapılabildiği büyük bir bölge hastanesi haline gelmiş.Kendisi de doktor olan Rektör Fatih Hilmioğlu, merkezde karaciğer ve ilik nakli dahil her türlü kalp ameliyatının yapıldığını söylüyor. Gerekli parasal kaynak sağlansa bu merkezin Ortadoğu'ya hizmet verecek duruma rahatlıkla getirilebileceğini vurguluyor. Eğitim Fakültesi'nin bir müzik bölümü var ki onu özellikle anlatmak istiyorum. Bu bölümde klasik batı müziği eğitimi veriliyor. Şan, piyano, keman, gitar, viyola, viyolonsel, kontrbas ve vurmalı çalgılar... Bölümde 42 piyano bulunuyor. Ayrıca büyük konserler için Cumhurbaşkanı Sezer'in armağan ettiği Kawai ile Petrof marka iki piyano var. Fazıl Say da bu Petrof'la verdi konserini.50 yaşından sonra ders alıp viyolonsel çalmaya başlayan İsmet Paşa, öğrenci ve öğretim üyelerinden kurulu bir senfoni orkestrası da oluşturulan bu bölümü gezseydi kim bilir ne kadar mutlu olurdu.Hiç kuşkunuz olmasın ki Anadolu üniversiteleri, Anadolu aydınlanmasının mabetleridir.İşte bunun için AKP, bu üniversiteleri sevmiyor ve ele geçirmek için yanıp tutuşuyor.
button