Bu ülkeyi bölemeyecekler

Erdoğan, Ardahan ve Artvin mitinglerinde konuştu.

KALKINMANIN ANAHTARI BİRLİK

“Ekonomik kalkınmanın da sosyal kalkınmanın da anahtarı birlik siyasetidir. Türkiye’nin yürüyüşünü engellemeye çalışanların sürekli farklılıklarımızı kaşıması asla tesadüf değildir. Kimi zaman sağ-sol denilerek, kimi zaman Alevi-Sünni denilerek son 30 yılda da Türk-Kürt denilerek milletimizin kardeş kavgasına sürüklenmek istenmesinin sebebi budur. Ülkemiz bu kavgalar yüzünden hem 70’lerde hem 80’ler ve 90’larda ciddi bedeller ödemiştir. Kardeşi kardeşe kırdırma politikasının Türkiye’ye maddi manevi çok büyük faturaları olmuştur. Milli iradenin üstündeki darbe gölgesi senelerce eksilmemiştir. Faili meçhullerin sıradanlaştığı, sokaklarımızda terör, ölüm ve şiddetin kol gezdiği acı günlere bu ülke şahit oldu. Gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’lere ulaştığı, yıllık enflasyonunun yüzde 100’leri aştığı, en basit ihtiyaç maddelerinin bile aranıp da bulunmadığı zamanlar yaşanmıştı. Kim vardı iktidarda? CHP. Bay Kemal’in izinden gittiği o kişiler vardı. Çıkmış Bay Kemal konuşuyor ‘kuyruklar’ diyor. Bay Kemal bu kuyruklar senin SSK Genel Müdürü olduğun zaman hastane kapılarında kıvranan insanların kuyrukları değil. Bay Kemal, bunlar CHP’nin iktidarları döneminde yokluk kuyrukları değil. Bu kuyruklar varlık kuyruğu.

HAYAT HAKKI TANIMAYACAĞIZ

Şimdi benim vatandaşım simsarların elinden alındı. Fiyatlar bir anda tanzim satışlarda yüzde 50 düştü, daha da düşüyor. Biz böyle bir adım attık diye Bay Kemal rahatsız oluyor. Bay Kemal rahatsız olsan da olmasan da biz sömürücülere bu ülkede hayat hakkı tanımayacağız. Onun için de domates, biber, soğan, patates aklınıza ne gelirse en ucuz şekilde bunları halkımıza ulaştırıyoruz. Eğer fiyatlar yerine gelirse biz sahadan çekiliriz. Ama fiyatlar yerine gelmez de hâlâ böyle devam ederse biz daha da farklı adımlar atacağız. Şimdi böyle dönemlerde bırakın uluslararası sermayeyi yerli sermaye bile ülkemize yatırım yapmaktan kaçındı. Milletimizin kaynakları işe, aşa, istihdama dönüşemedi ama şimdi dönüşüyor. Devlet hizmet için öğretmen, doktor, kaymakam, hâkim, savcı, imam, hemşire gönderdi. Bölücü terör örgütü tarafından bunlar ya tehdit edildi, ya şehit edildi, ya da kaçırıldı. 

PARAYI KANDİL’E GÖNDERDİLER

Bu bölücü terör örgütü hangi partinin arkasında? HDP’nin. Şimdi bu parti Ardahan’da seçime niye girmiyor? Onların kardeşleri var. Kim? CHP. Şimdi CHP, HDP, sözde İYİ Parti bunların hepsi aynı. Bölücü terör örgütü eğitim, sağlık, emniyet, ulaşım gibi en temel hizmetleri dahi bölgede yaşayan kardeşlerime çok görmüştür, Türkiye çok uzun yıllar ekonomide az gelişmişliğe, hak ve özgürlüklere, yasaklara, siyasette ise üçüncü sınıf demokrasiye mahkûm olmuştur. Gelen parayı Kandil’e gönderdiler. Utanmadan ülkemizi bölmeye çalıştılar. Bu ülkeyi bölemeyecekler. Milletimizi birbirine düşürmeyi, kırdırmayı hedefleyen hiçbir girişim, provokasyon amacına ulaşamadı. Gizli, açık darbe teşebbüsleri, milli iradenin çelikten zırhını delemedi.”

VATANDAŞLARIMIZI KUCAKLADIK

- “Son 17 yıldır bize oy versin vermesin vatandaşlarımızın tamamını kucakladık, bağrımıza bastık. Türkiye, sosyal devlet kavramıyla gerçek manada bizimle tanıştı. Çünkü biz CHP gibi sosyal devletin lafını ve istismarını değil, icraatını yaptık. Senelerdir bu milleti, bu CHP zihniyeti makarnacı, kömürcü diye aşağılayanlar sanki kendileri değilmiş gibi çıkmışlar bir de utanmadan ‘Türkiye’de sosyal devlet bitti’ diyorlar. 17 yıldır insanımıza her türlü hakareti yapanlar ufukta seçim sandığı görünce şimdi sosyal devlet ilkesinden bahsediyorlar.

KURUSIKI ATIYORLAR

Ne diyorlar? İşte doğum yapmış 4 yaşına kadar çocuğu olan anneler otobüsler bedava, gençliğe şu yaşa kadar otobüsler bedava... Sen kimin cebinden nereyi, neyi bedava yapıyorsun? Kalkarsın belli bir indirim dersin, eyvallah. Bunlara inanıyor musunuz? Bunların sırtında küfe yok, kurusıkı atıyorlar. SSK Genel Müdürlüğü yaptığı zaman bu Bay Kemal orayı batırmadı mı? Böyle bir zat, şimdi bize sosyal devlet dersi verebilir mi? Bu yüzsüzlüktür. Genel Müdürlüğü sırasında kendine bağlı hastaneleri pisliğe, bakımsızlığa mahkûm eden bir zatın, bırakın bizi eleştirmeyi, sosyal devlet lafını ağzına almaya hakkı yoktur. Bu zatı biraz daha mahcup edecek, rahatsız edecek yeni bir projeyi devreye alıyoruz. Düzenli sosyal yardım alan kardeşlerimize hanedeki kişi sayısına göre aylık 150 kilovat saat karşılığı elektrik tüketim desteği vermeye başlıyoruz. Böylece bu kardeşlerimizin bir yükünü daha hafifletmiş oluyoruz.”

SEKÜLERİN DE PARTİSİYİZ

- “81 vilayetimizin tamamı layık olduğu hizmetlere bizim dönemimizde kavuştu. Bölgeler, vilayetler arasındaki gelişmişlik farkı en çok bizim dönemimizde azaldı. Çünkü birileri gibi bölge siyaseti, istismar siyaseti yapmadık. Hiçbir zaman Türkiye haritasını renklere göre bölmedik. CHP gibi sadece belli illere, bölgelere, sadece sahil kenarlarına hapsolan bir parti olmadık. Bilakis ülkemizin tüm illerinden tüm toplum kesimlerinden oy alan, çok güçlü destek gören bir siyasi hareket olduk. Biz 780 bin kilometrekarenin iktidarıyız. Bugün Türk’ün de Kürt’ün de Alevi’nin de Sünni’nin de dindarın da sekülerin de gencin de yaşlının da partisi AK Parti’dir.”

HİZMETLERİN KESİNTİYE UĞRAMAMASI İÇİN 31 MART SON DERECE ÖNEMLİ

- “Bu yıl Damal ve Hanak ilçelerimize de doğal gaz veriyoruz. Yok Alevi imiş yok Sünni imiş bizde böyle bir ayrım yok. Bu hizmetlerin, yatırımların kesintiye uğramaması için 31 Mart son derece önemli. 31 Mart’ta sadece belediye başkanlarını, meclis üyelerini, muhtarları seçmekle kalmayacak aynı zamanda çok kritik bir tercihte bulunacağız. Ya son 17 yıldır olduğu gibi ‘istikrar sürsün Türkiye büyüsün’ diyeceğiz ya da ülkemizin önünde belirsizliklere kapı aralayacağız. Unutmayın terör belirsizlikleri sever, darbeciler güçsüz hükümetleri sever, milletin ekmeğine, aşına musallat olanlar zayıf iktidarları sever. Türkiye’ye husumet besleyenler kolayca yönlendirilebilecekleri böyle siyasetçileri sever. 7 Haziran sonrasında yaşadıklarımız en ufak bir zafiyette Türkiye’nin nelerle karşı karşıya kalabileceğini hepimize göstermiştir. Birliğimize, beraberliğimize sahip çıkacak ve bir daha ülkemizi böyle bir belirsizliğin içine sokmayacağız. Bizi ayırmaya, bizi birbirimize hasım gibi göstermeye çalışanlara asla fırsat bırakmayacağız.”