Güncelleme Tarihi:
Hikmet Sayar, “O bizim yavrumuzdu, yaşam kaynağımızdı. Mutluluğumuzu elimizden aldılar. Yetkililerden yardım istiyoruz” diyerek tepkilerini dile getirdi.
Hikmet Sazar ile Sezgin Sazar, bundan 26 yıl önce yaşamlarını birleştirip dünyaevine girdi.
Çiftin, 1983'te Hüseyin, beş yıl sonra da Şükrü adlı çocukları dünyaya geldi. Oğullarının büyümesiyle rahatlayan çift, emeklilik yıllarını yeni bir sevgi bağıyla renklendirmek ve kız çocuk özlemlerini gidermek için koruyucu aile olmayı istedi. Televizyonda izledikleri tanıtım filmlerinden etkilenen çift, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne koruyucu aile olmak için başvuruda bulundu. Bir haftalık incelemenin ardından, o dönem 11 aylık olan T., 29 Haziran 2007'de
ANKET | |
Sazar ailesine teslim edildi.
Sazar çifti, Karşıyaka Çocuk Yuvası'ndan aldıkları minik T. ile evlerinin yolunu tutarken, yeniden evlat sevgisini de yaşadı. T.'yi, 16 ay sağlıklı şekilde büyüten, anne babalık görevlerini eksiksiz yerine getiren çift, geçen 9 Eylül'de, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nden gelen telefonla şaşkına döndü.
Görevli, aileye, “Annesi T.'yi aramadığı için başka bir aileye evlatlık vereceğiz. Bu nedenle kuruma geri vereceksiniz” dedi.
Uyarıyla yıkılan Sazar çifti, çocuğu istenilen tarihte teslim etmedi, soluğu Aile Mahkemesi'nde alıp, kızı kendi nüfuslarına geçirmek için Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü aleyhine dava açtı.
Dava henüz görülmezken, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, mahkeme kararını beklemeden eve gidip minik T.'yi polis eşliğinde Sazar çiftinden aldı, başka bir aileye evlatlık verdi. Çocuğu geç teslim eden Hikmet Sazar da karakola gidip olayla ilgili ifade verdi.
‘O BENİM YAVRUM, ONSUZ YAŞAYAMAM’
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü yetkilileri gelmeden minik T.'ye, “Seni abla ve abiler gelip okula götürecekler” dediğini belirten Sezgin Sazar, şöyle konşutu:
“O bizim, üçüncü evladımızdı. Kız özlemimizi onunla giderdik. Hiçbir menfaati düşünmeden ona anne ve babalık yaptık. Emeklemesinde, yürümesinde, yiyip içmesinde, hastalandığında şifa bulmasında anne, baba gibi sorumluluk üstlendik. Onu yavrum diye bağırımıza bastık. O da bizi anne, babası gibi gördü. Ama yönetmelik gereği elimizden alındı. Birbirimizden çok zor ayrıldık. Hem o hem biz yıkıldık. Bizim evlatlık isteğimizi de kabul etmediler. Sıcak yuvasından kopardılar. Onun bundan sonra yaşayacağı psikolojik bozukluğun hesabını kim verecek.”
Sezgin Sazar'ın, koruyucu aileliğini üstlendiği minik T.'den geriye kalan fotoğraflar, ayakkabılar ve biberonuyla avunduğu da gözlerden kaçmadı.
‘MAHKEMEDE KAZANMAYI UMUYORUZ’
İki gün önce evlatlarının ellerinden alındığını o günden sonra bugün ilk kez evlerine güçlükle girebildiklerini dile getiren Hikmet Sezgin ise, “Nereye başvurduysak sonuç alamadık. Başta Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu olmak üzere tüm yetkililerden yardım istiyoruz. T.'nin bizden koparılmamasını istiyoruz. Yönetmelikteki yasal düzenlemelerin yapılıp bu tipteki aile ve çocukların mağdur edilmemesini istiyoruz. Önümüzdeki günlerde ilk duruşması yapılacak davayı da kazanıp kızıma tekrar kavuşacağımız günü umut ediyor ve heyecanla bekliyoruz” dedi.
KORUYUCU AİLENİN AVUKATI: “MÜVEKKİLLERİMİN ÇOCUĞU EVLAT EDİNMELERİNE MANİ DURUM YOK”
İzmir Barosuna kayıtlı avukatlardan Turgut Çetin, Hüseyin-Sezgin Sazar çiftinin koruyucu ailesi oldukları T'nin, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından başka bir aileye evlatlık verilmesi üzerine, Sazar ailesi adına hukuk mücadelesine başladıklarını kaydetti.
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün uygulamasına anlam veremediklerini dile getiren Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bize gerekçe aktarılmadı. Aileye sadece, 'Yarın çocuğu getirin, başka bir aileye evlatlık verilecek' dendi. Sazar ailesi çocuğu, çocuk da aileyi seviyor. Arada bir bağ oluşmuştur. 11 aylıkken bir travma yaşamış olan bu çocuğa neden ikinci bir travma daha yaşatılıyor, anlayabilmiş değiliz. Türk Medeni Kanunu'nda evlat edinmeyle ilgili yalnızca, 'Evlat edinenle edinilen arasında 18 yaş fark olmalı' hükmü yer alıyor. Bunun dışında başka bir şart yok. Müvekkillerimiz de bu şartı taşıyor. Biz bu inançla davamızı açtık. Kararı mahkeme verecek. Çocuk Esirgeme Kurumu yurtlarında bu kadar çocuk varken, neden böyle bir uygulama yapıldı, anlayabilmemiz mümkün değil.”
Çetin, ailenin açtığı davanın İzmir 4. Aile Mahkemesinde Aralık ayında görülmeye başlanacağını bildirdi.
İzmir Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından 2007 yılının temmuz ayında 1,5 yaşındayken İzmirli bir koruyucu aileye verilen T, başka bir aileye evlatlık verilmek üzere koruyucu aileden alınmış, aile tepki gösterince yetkililer, evlat edinmek için önceden başvuru yapılmadığı ve çocukla aralarında en fazla 40 yaş olması gerektiğini belirtir mevzuat nedeniyle ailenin talebini geri çevirdiklerini bildirmişlerdi.