Güncelleme Tarihi:
Michele Petersen geçen yıl Ocak ayında kendini kötü hissetmeye başladığında henüz 25 yaşındaydı. Kısa bir süre önce erkek arkadaşıyla uzun mesafeli bir ilişki yaşamaya başlamıştı. Her konuştuklarında birdenbire sinirleniyor ve sabrını yitiriyordu. Erkek arkadaşının söylediği ya da yaptığı küçük şeylerden çok rahatsız oluyor, en normal hareketlerini bile 'çocukça' ya da 'aptalca' buluyordu.
Petersen bugün geriye dönüp baktığında, yaptıklarının karakterine çok aykırı olduğu ortadaydı.
Üstelik bu beklenmedik tepkiler sadece ilişkisiyle sınırlı kalmayıp hayatının diğer yönlerine de yayılmıştı. Örneğin, iş yerinde patronuna heyecanla bir şey anlatırken bile gözleri doluyordu Petersen'ın.
Daha sonra önemli bir şey detayın farkı vardı. Bu şiddetli duygular her ay aynı günlerde ortaya çıkıyordu. Bunu fark ettikten sonra erkek arkadaşıyla bir takvim oluşturdular ve Petersen'ın kolay sinirlendiği ve kendini iyi hissettiği günleri işaretlemeye başladılar.
Birkaç ay sonra ortaya mantıklı bir tablo çıkmaya başlamıştı. Petersen, “Bu durumu regl döngümle ne zaman ilişkilendirmeye başladığımı hatırlamıyorum” dedi. “Ama sonunda anladığımda benim için ciddi bir aydınlanma oldu.”
Petersen daha sonra, regl öncesi sendromunun (PMS) çok daha şiddetli bir şekli olan regl öncesi disforik bozukluk yani PMDD’den mustarip olan insanlardan biri olduğunu öğrendi.
PMDD'li bireyler, östrojen ve progesterondaki normal dalgalanmalara karşı bir hassasiyet yaşıyor. Bu da depresyon, anksiyete, sinirlilik ve etrafa karşı aşırı duyarlılık gibi ruh hali değişimlerini tetikleyebiliyor. PMDD, regl olan kadınların yüzde 5,5’ini etkiliyor.
ABD'de yayımlanan Washington Post gazetesi PMDD hastası olduğunu söyleyen 70’ten fazla kişiyle görüştü. Birçoğunun gözlemledikleri semptomlar arasında regl döngülerinden önceki günler ve haftalarda depresyon, anksiyete ve intihar düşünceleri yer aldı. Bazıları tamamen farklı bir insana dönüştüklerini hissettiklerini söyledi. Kendilerini sabırsız ve sinirli hissettiklerini, normalde yapmayacakları halde yakınlarındaki insanlarla kavga ettiklerini söyleyenler de oldu. Daha uç vakalardaki bazı kişiler yanlışlıkla bipolar bozukluk veya kişilik bozukluğu yaşadıklarına inandıklarını belirtti.
ABD'de Illinois Chicago Üniversitesi'nde görev yapan klinik psikolog Tory Eisenlohr-Moul tarafından kaleme alınan bir çalışma, PMDD'li kişilerin yüzde 34'ünün intihara teşebbüs ettiğini ortaya koydu. Çalışmada ayrıca, hastaların doğru bir PMDD teşhisi almadan önce ortalama 12 yıl bekledikleri ve en az 6 sağlık hizmeti sağlayıcısına göründükleri tespit edildi.
'REGL DÖNEMİNİ NEREDEYSE SEVMEYE BAŞLADIM'
Yaşadıklarını gazeteyle paylaşan PMDD hastalarının çoğu doktor doktor dolaşmak, belirtileri ilaçlarla denetim altına almaya çalışmak gibi yorucu süreçlerden söz etti.
Örneğin New York’ta yaşayan Nikki Wertheim, ipuçlarını birleştirmeye 2016’da bir terapistle yaptığı seanslardan sonra başladığını anlattı. Wertheim, “Bir ya da iki hafta boyunca gerçekten intihara meyilli olduğumu hissettim ve sonra bu durum ortadan kayboldu. Daha sonra yaptığımız bir seansta bu duyguların benim regl döngümle bağlantılı olarak ortaya çıktığını fark ettim” dedi.
Diğerleri ise henüz bir uzman tarafından teşhis almamış, çoğu PMDD teşhisini kendi koymuştu.
26 yaşındaki Morgan Chesley de onlardan biriydi. Reglden önceki her 8 ila 10 gününü ‘dehşet verici’ diye nitelendiren Chesley, kendini kontrolden çıkmış ve saldırgan hissettiğini, panik atak ve intihar düşüncelerinden dolayı sıkıntı çektiğini anlattı.
“Kanamam başladığında ve anında rahatlıyordum” diyen Chesley şöyle devam etti: “Yaşadığım ağır ve ağrılı regl döneminin böyle bir sığınak haline gelmesi çok çılgınca. Regl döneminin fiziksel rahatsızlığını neredeyse sevmeye başladım. Çünkü bu hayatımı geri kazandığım anlamına geliyordu.”
AİLE ÜYELERİNİ DE OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR
PMMD sadece bu sorunu yaşayan kişiler için değil sevdikleri için de acı verici bir yolculuk olabiliyor. Birçok akıl sağlığı bozukluğunda olduğu gibi, aile üyeleri ve arkadaşlar PMDD karşısında da kendilerini çaresiz hissedebiliyor.
PMDD kaynaklı depresyon ve anksiyetesi olan Christina Bohn Rudd’un annesi Marybeth Bohn bunu yaşayan kişilerden. Bohn kızı hakkında, “Ayın iki haftası kendini iyi hissederdi, sonraki iki hafta ise 'Kızımıza ne oldu, nereye gitti?' diye düşünürdük” ifadelerini kullandı.
Rudd, Kasım 2021’de henüz 33 yaşındayken intihar ettikten sonra Bohn, bu hastalık hakkında farkındalık yaratmayı kendine görev edindi ve ‘Christina’nın Soruları’ adını verdiği, tüm doktorların regl gören hastalarına her zaman sormasını istediği üç soru tasarladı:
1) En son ne zaman regl gördünüz?
2) Bir sonraki regl döneminiz ne zaman?
3) PMS sizin için ne ifade ediyor?
“Bu sorular hayat kurtarabilir” diyen Bohn, “Yıllarca çekilen acıları azaltabilir ve doğrudan çözüm üretebilirler” ifadelerini kullandı.
Araştırmalar PMDD'li kadınların diğer akıl sağlığı bozukluklarına sahip olma veya bu bozuklukları geliştirme riskinin daha yüksek olabileceğini ortaya koydu.
PMDD, 2013 yılında resmi olarak psikiyatrik bir bozukluk olarak kabul edildi. Ancak bu bozukluğun kısaca DSM-5 diye bilinen ve Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'na dahil edilip edilmeyeceği konusu uzun bir tartışmaya sebep oldu. Çünkü bunun psikiyatrik bozukluk sayılmasının nihayetinde kadınlara zarar verebileceğinden endişe duyuluyordu.
-Peki PMS ve PMDD arasındaki ayırt edici faktörler neler?
-Bir kişiye nasıl PMDD teşhisi konulur?
-PMDD neden ortaya çıkar?
-Nasıl tedavi edilir?
Tüm bu soruları hurriyet.com.tr okurları için Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Şimşek ve Kadın Doğum ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hazel Çağın Kuzey ile konuştuk...
EĞER SOSYAL HAYATI ETKİLİYORSA...
PMDD'den kısaca bahseden Şimşek, "Adet öncesi kadınlarda doğal olarak yaşanan bedensel, duygusal ve davranışsal değişimlerin kişinin çevresi ile etkileşimini bozacak düzeyde patolojik boyutta görüldüğü bir tablo" tanımlamasını yaptı.
Kuzey ise PMDD ve PMS arasındaki farkı şöyle açıkladı: "PMS, kadınların günlük yaşantısını çok fazla etkilemez, eğer sosyal yaşantıyı etkilerse bunun PMDD olduğunu söyleyebiliriz. Duygusal gelgitler, ruhsal gerginlik, uyku bozuklukları, dikkat bozuklukları, içe kapanma, ışık ve sese duyarlılık, iştah artışı, öfke patlamaları, kaygı, aşerme, memelerde hassasiyet, baş ağrısı, el ve ayaklarda şişkinlik, ishal, yorgunluk hissi, gaz, kabızlık, saç dökülmesi, akne gibi cilt sorunları görülebilir. PMS’de kadınlarda karın ağrısı, meme hassasiyeti, vücutta ödem ve PMDD belirtilerine benzer ancak daha hafif yani günlük yaşamı etkilemeyecek şekilde olabilir."
EN AZ 5 BELİRTİYE SAHİP OLMAK GEREK
DSM-5'te, PMDD'ye ait 11 önemli semptom şöyle sıralanıyor:
-Belirgin depresif duygu durum; umutsuz, çaresiz hissetme
-Belirgin düzeyde kaygı, köşeye sıkışmışlık hissi
-Ciddi düzeyde duygusal krizler
-Sürekli bir öfke ve tedirginlik haline bağlı olarak kişilerle sorunlar yaşama
-Okul, iş gibi günlük aktivitelere ilginin çok azalması
-Konsantre olamama
-Halsizlik, yorgunluk, yaşam enerjisinin azalması
-Bazı gıdaları aşırı tüketme isteği, şeker krizi
-Uyumada güçlük ya da sürekli uyuma isteği
-Tükenmişlik hissi
-Kilo alımı, memelerde şişkinlik ve hassasiyet, genel olarak şiş hissetme, kas ve eklem ağrıları
Şimşek, tanı konulabilmesi için bu belirtilerden en az beşine sahip olmak gerektiğini söyleyerek, "Bu belirtileri açıklayacak, öncesinde teşhis konulan başka bir hastalık da bulunmaması gerek" dedi.
Kuzey ise belirtilerin genelde reglden iki hafta önce başladığını söyleyerek şikayetlerin en az 3 ay tekrarlaması gerektiğinin altını çizdi ve ekledi: "Çünkü bazı hastalıklarla karıştırılabiliyor. Mesela hastadaki depresyon PMDD ile karıştırılabilir veya menopozal sendromlar, huzursuz bağırsak sendromu ile benzetilebilir. Bu sebeple iyi tespit yapmak gerek."
ANNE VEYA KIZ KARDEŞTE VARSA İHTİMAL ARTAR
PMDD'nin genelde 30-45 yaş aralığındaki kadınlarda görüldüğünü söyleyen Kuzey, "Vitamin yetersizliği, mineral yetersizliği, hormonal sorunlar, kan şekerinin düşük olması ve psikolojik nedenlerle de PMDD görülebilir. Ancak nedeni yine de tam olarak bilinmiyor" ifadelerini kullandı ve bazı önerilerde bulundu:
"PMDD durumlarında düzenli egzersiz, yoga, meditasyon ve sağlıklı beslenme önerilir. Aynı zamanda yağ, tuz ve basit karbonhidratlardan, sigara ve alkolden de uzak durulması gerekir."
Genetik eğilimin de önemini vurgulayan Şimşek, "Anne ya da kız kardeşte PMDD varsa, bunun ortaya çıkma ihtimali artar" dedi.
PMDD'nin kadın hastalıkları ve psikiyatrinin kesişim alanlarından biri olduğunu söyleyen Şimşek, "Esas tedavisi antidepresanlardır. Belirtilerin şiddetine göre kimi zaman kadın doğum uzmanının, kimi zaman psikiyatristin takip ve tedavide daha ağır rol oynaması söz konusu olabilir. Doğum kontrol hapları ve psikoterapi de uygulanan diğer yöntemler" diye konuştu.