OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 08, 2003 00:00
FERİDUN ÇELİK(Belediye Başkanı)Sosyal hayat büyük bir hızla değiştiDiyarbakır önemli bir merkez. Bu nedenle cazibe merkezi olması doğal. Ama yıllar içinde merkezi hükümet tarafından çok ihmal edilmiş. Buna rağmen kendini yenileyen bir yapı içinde Diyarbakır. 1999'da silahların susmasından sonra, gözle görülür bir canlanma, bir hareketlilik oldu. Aynı canlanmayı sosyal hayatta görmek de mümkün. İnsanlar artık sokağa çıkabiliyor, geç saatlere kadar kadınlı erkekli eğleniyor. Kadın, sosyal hayatın içinde daha fazla görülmeye başlandı. Biz de bu canlanmayı geliştirmek için elimizden gelen çabayı harcadık. Bugün artık sıfır borcumuz var. Borcumuzu ödedikten sonra yatırımlara hız verdik, altyapı için ihaleler açtık. Kültür-sanat faaliyetlerine ağırlık verdik, birkaç kültür merkezi açıldı. Kent gelişip değişmeye başladı. İstanbul'da, Ankara'da yaşayan yazar ve sanatçılar büyük bir coşku ile Diyarbakır'a geldiler. Bir bakıma, büyük kentlerde bir Diyarbakır modası başladı. Girişimciler de geliyor ama henüz arzu edilen düzeyde değil. Ayrıca, Ankara'nın bizi yeterince desteklediğini söylemek hayli zor. Bu konuda yeni hükümetin önemli adımlar atmasını bekliyoruz. Güneydoğu Acil Eylem Paketleri hazırlanıyor ama içinden pek bir şey çıkmıyor. Bunlar olduğu takdirde, Diyarbakır'ın kendine gelme hızı katlanacaktır.MEHMET GÜNAYDIN (Crazy Bowling)İnsanlar önce çekindi ama zamanla alıştılarCrazy Bowling, kullanılan malzeme ve tasarımda öne çıkan modern ve postmoden özellikleriyle, Diyarbakır'ın ortasında bir uzay üssünü andırıyor. Daha kapıdan girerken fark ediliyor bu. İçerisi Etiler veya Bağdat Caddesi'ndeki bir mekándan farklı değil. Bilardo masalarının etrafında kızlı erkekli üniversiteli gençler göze çarpıyor hemen.2001'in yazında açtık burayı. Biz daha önce aile olarak 700 bin dolar harcayıp Galleria'daki oyun salonunu da açmıştık. Çok gezen beş kardeş olduğumuz için herkesin aklında bir fikir vardı. Bizde yatırımcılık duygusu hep olmuştur zaten. Yurdışı bağlantıları filan kurup bu salonu açtık. Başlangıçta belli bir yabancılık çektiler, insanlar buraya girerken. Yerel kanallara reklamlar verdik. İnsanların burayı normal gidilebilecek bir yer olarak görmesini sağladık. Daha sonra Dijitürk yayınlarını aldık, kocaman bir ekran kurduk. İnsanları o sayede bağlamaya başladık. Bowling oynamaları şart değildi. Yüzde yüz değilse de yüzde otuz başardık. Zaten burayı açarken de üç yıl gibi bir süreyi göze almıştık. Şimdi hafta sonlarında giderek artan bir müşteri kapasitemiz var. Yatırımımız 200 bin doları buldu. Para önemli değil, amacımız Diyarbakır'a bir şeyler kazandırmak. SELMA YILMAZ (GAP GİDEM)700 başvuru oldu, 30’u teşvik aldıLiseyi Batman'da bitirdikten sonra Çukurova Üniversitesi'nde İngilizce Makine Mühendisliği okudum. Ailem o sırada olaylar yüzünden İzmir'e göç etmişti. Üniversiteyi bitirdikten sonra Londra'ya gittim, iki yıl kaldım. Türkiye'ye döndükten sonra gazetede Birleşmiş Milletler'in ilanını gördüm. Diyarbakır'da çalışacak eleman arıyorlardı. 1999'da sınava girdim ve kazandım. Arkasından da Diyarbakır'a geldim. Üniversitedeyken bir gün dönüp Diyarbakır'da çalışacağımı söylerdim hep. Eylül 99'da geldim buraya. Burada çalışmaktan çok memnunum. Burası GAP'la ilgili Girişimleri Destekleme ve Yönlendirme Merkezi, GİDEM'in açılımı da bu zaten. Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor. Aynı zamanda BM ve GAP İdaresi'yle de ortak. Temel olarak insanları bilgilendiriyoruz. Sanayici bize geliyor, ne yapabileceğini soruyor. Biz onu çeşitli AB kaynaklarına yönlendiriyoruz. 2002'ye kadar 700'den fazla başvuru oldu. 100'den fazla insan teşvik konusunda bilgilendirildi, bunlardan 30'u teşvik aldı. Bu iş, bölgeyi yeniden tanıma ve farklı bir gözle bakma açısından benim için bir şans oldu. 12-13 yıl sonra farklı bir bakış açısına sahip olarak geri dönmüş oldum. Bu bölgede yapılan her şeyin ayrı bir kıymetinin olduğunu fark ettim. Çünkü insanların ihtiyacı var. Kimi zaman gülen bir yüz bile pek çok şey ifade ediyor. Beraber çalıştığım arkadaşım Nurcan Baysal da SBF'yi bitirip Bilkent'te master yaptıktan sonra bu proje için Diyarbakır'a döndü. PROF. ZÜLKÜF GÜVELİ (Mimarlık Fakültesi)Ortadoğu’nun üniversitesi Dicle olabilirErgani doğumlu Prof. Güveli, İTÜ Mimarlık'ı bitirdikten sonra Milli Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavları kazanarak Paris'e gidiyor. Daha sonra bir süre Türkeye'de, ardından Cezayir'de öğretim üyesi olarak görüyoruz kendisini. Dicle Üniversitesi'nin kuruluş çalışmaları sırasında dönüyor memleketine. Dicle Üniversitesi'nin İngilizce öğretim yapan bir kurum statüsüne kavuşmasıyla birlikte, komşu ülkeler başta olmak üzere Ortadoğu'nun en cazip üniversitelerinden biri haline geleceğini söylüyor. Bir başka önerisi de Tıp Fakültesi'ne yatırım yapılması. Bu sayede sağlık hizmetleri açısından da aynı durumun yaşanacağını ifade ediyor. POLAT YILMAZ (Klass Otel Genel Müdürü)Burası yaşanabilir bir yerDiyarbakır'ın ilk beş yıldızlı oteli olmak gibi bir özelliği de bulunan Klass'ın Genel Müdürü Polat Yılmaz henüz 25 yaşında. Ankara SBF mezunu olan ve aynı okulda master yapan Yılmaz, 2000'lerin hemen başında, ‘‘Diyarbakır'da yapılacak çok şey var’’ diyerek kentine dönmüş. Diyarbakır'ın yaşanabilir bir yer olduğunu, peş peşe gelen turistik yatırımlarla da şehrin çehresini değişmeye başladığını söylüyor.DEDEMAN OTELİ'NİN YÖNETİCİLERİKadınlı erkekli gruplar çok rahat eğleniyorlarGündüz Yeşil, Dedeman'ın Genel Müdürü. 9 Eylül Otelcilik ve Turizm Yüksek Okulu'nu bitirmiş. Artvin doğumlu olan Yeşil, geçen yıl Erzurum'dan Diyarbakır'a gelmiş. Bu kentte yaşamaktan çok memnun. ‘‘2002'de beş bin yabancı turisti konuk ettik’’ diyor. ‘‘Irak Savaşı dolayısıyla iptal edilen rezervasyonlar yenilendi. Yedi bin yabancı turist bekliyoruz.’’ Yeşil'den, Diyarbakır'a en çok rağbet eden turistler arasında Japonlar, İtalyanlar, İspanyollar, Avusturyalılar ve Amerikalıların ilk sıralarda yer aldığını öğreniyoruz. Dedeman'ın Yiyecek-İçecek Müdürü Celalettin Paslı ise Rize doğumlu. Antalya Dedeman'dan Diyarbakır'a gelmiş. Dedeman Otel'in Diyarbakır'da hayli popüler olan Eyvan Geceleri'ni kendilerinin başlattığını söylüyor. Sıra Geceleri'nin Urfa, Eyvan Geceleri'nin ise Diyarbakır kültürüne ait bir kavram olduğunu anlatıyor. Son yıllarda sosyal hayatta belirgin bir değişim gözlendiğini ve kadınlı erkekli grupların gayet rahat bir biçimde eğlendiğini belirtiyor. ERHAN KAPLAN(İlaç dağıtımcısı)Önyargılarım yıkıldı bittiErhan Kaplan'a, Best Restaurant'ta öğle yemeğini yerken rastladık. Bir ilaç şirketinde çalışıyor Diyarbakır'da. Bu kente niye geldiğini şöyle anlatıyor: ‘‘Yaklaşık altı aydır buradayım. Gaziantep'ten geldim. Bir ilaç şirketinde çalışıyorum.
Yemek saatlerinde de buraya takılıyorum. Diyarbakır'da yaÅŸamaktan memnunum çünkü istediÄŸim ÅŸeylere ulaÅŸabiliyorum. Dört yıl önce aynı rahatlıkla gelemezdim. Aslında altı ay önce gelirken de biraz tedirgindim. Herkeste olan önyargılar bende de vardı. Ama gelip gördükten sonra bütün bunların gereksiz olduÄŸuna karar verdim.’’Kadınlar her ÅŸeyi ÇATOM'larda öğreniyorYetiÅŸkinlere yönelik olarak örgütlenen ÇATOM'da (Çok Amaçlı Toplum Merkezi) okuma-yazmadan biçki-dikiÅŸe kadar pek çok kurs düzenleniyor. Bugüne kadar kurslara katılan 50 çifte de resmi niháh kıyılmış. Sabahat Dadak, Diyarbakırlı kadınların ÇATOM'lara büyük ilgi gösterdiÄŸini söylüyor.Â
button