Güncelleme Tarihi:
MODERATÖR SCHIEFFER'IN SÖZLERİ OBAMA VE ROMNEY'NİN ÖNÜNE GEÇTİ / WEB TV
MÜNAZARA NOTLARI |
Dış politika tartışmasında Türkiye kelimesi 3 kez kullanıldı. İlkini Obama Suriye meselesinde "Türkiye'yle ve diğer ülkelerle koordinasyon halindeyiz" derken sarf etti. Diğerlerini ise Romney kullandı. Romney, önce Obama'nın Türkiye'yi de kapsayan Ortadoğu turunu "özür turu" olarak nitelendirdi. Daha sonra da Suudiler ve Katarlıların yanı sıra Türklerin Suriye konusunda çok kaygılı olduğunu belirtti. Münazarada adı geçen diğer ülkeler: İran 47, İsrail 34, Çin 32, Suriye 28, Irak 22, Afganistan 21, Avrupa 1, Yunanistan 2, İspanya 0. Florida’daki Lynn Üniversitesi’nde yapılan son münazarada iki aday bu sefer oturarak tartıştılar. Soruları moderatör Bob Schieffer seçti ve münazaranın başında yaptığı duyuruda programdan önce soruları adaylar ve yardımları ile paylaşmadığını söyledi. Seyircilerin tartışma boyunca alkışlamaları, ses çıkarmaları yasaktı. Herkes kurala uydu. Moderatör Bob Schieffer, tartışmanın bir yerinde "Osama bin Laden" demek isterken, yanlışlıkla "Obama bin Laden" dedi. İki aday da ceketlerinde yine Amerikan bayrağı ile çıktı. Romney’nin bayrağı Obama’nınkinden birkaç kat büyüktü. Ülke genelinde kadın seçmenler arasında yarışı açık farkla önde gözüken Obama, münazaraya meme kanseri ayı nedeniyle pembe bilezikle çıkmıştı. Tartışmanın ardından yapılan anketlerin hepsinde Obama önde çıktı. Twitter’da da “Obama kazandı” yazan mesajlar, “Romney kazandı” yazan mesajlardan 3.6 kat daha fazlaydı. Böylece Obama, son tartışmanın ardından üç turlu başkanlık münazaralarını 2-1 önde tamamlamış oldu. |
ÖNCE LİBYA İLE BAŞLANDI
Schieffer, geceye Arap Baharı ve Libya’daki olaylarla başladı. İlk sözü de Romney aldı. Libya meselesi ikinci münazarada iki aday arasındaki en kritik konu olduysa da Romney, Eylül’de yaşanan saldırılarda biri büyükelçi dört Amerikalının öldüğü olaylar nedeniyle Obama’ya fazla yüklenmedi. Hatta Usame Bin Ladin’in öldürülmesinden dolayı Obama yönetimini tebrik bile etti. Sadece yönetimin Müslüman ülkelerdeki radikallere karşı daha sert bir tutum sergilemesi gerektiğini savundu.
Obama da Libya olaylarında binlerce Libyalının daha sonra ABD’ye destek vermek için yürüyüş yaptığını hatırlatarak, Libya’da Kaddafi’ye yönelik operasyonun başarılı olduğunu anlattı. Libya’daki olayların sorumlularının peşinden gideceğini ve bunları adaletin karşısına çıkaracağını söyledi. Arap Baharı konusunda izleyeceği genel stratejiyi ise “Gelecekteki tehditlere karşı dünyanın her yerinde dostlar edinmeliyiz” diye açıkladı.
RUSYA DİYORDUN NE OLDU
Arap Baharı’nın ikinci turunda Obama ikinci münazarada olduğu gibi yine Romney’nin üzerine gitti. Gece boyunca da daha agresif olan, söz kesen, rakibini suçlayan taraf Obama’ydı. Konu Müslüman ülkelerdeki aşırı gruplara gelince El Kaide’ye yönelik stratejisinin başarılı olduğunu hatırlatan Obama, Romney’yi birkaç hafta önceye kadar Rusya’yı en büyük düşman saymakla eleştirdi.
Romney ise gece boyunca Obama’nın her saldırısında yaptığı gibi geçmiş beyanlarında aslında ne demek istediğini anlatma çabası içine girdi ve Rusya’yı en büyük düşman değil, jeopolitik tehdit olarak gördüğünü söyledi. Düzeltmenin ardından da iki adayın Rusya’ya yaklaşımlarının birbirine yaklaştığı anlaşıldı.
NE DEDİĞİN BELLİ DEĞİL
Obama bu bölümde Romney’nin bir kez daha üzerine giderek, “Birkaç hafta önce Irak’ta daha çok asker istiyordunuz. Afganistan’da kalalım, diyordunuz. Tam olarak ne dediğinizi netleştirmeniz lazım çünkü müttefiklere karışık mesajlar veriyorsunuz ve bunlar ABD'yi daha güvenli tutacak düşünceler değil” dedi.
SURİYE AMERİKA İÇİN FIRSAT
Libya ve El Kaide’nin ardından konu daha sonra Suriye’ye geldi. Ve moderatör Schieffer, adaylardan Suriye politikalarını açıklamalarını istedi. Söze bu kez Obama başladı. Ve Suriye’nin ABD için bir fırsat olabileceğini söyledi. “Bölgedeki en büyük müttefikimiz İsrail” diyen Obama, Suriye’nin İran’la yakın ilişki içinde olmasına değinerek Suriye’de ABD’yi dost olarak görecek bir yönetimin başa gelmesinin bir fırsat olduğundan bahsetti. Romney de uluslararası toplumun organize olup Esad’ı izole etmesi ve Suriye’deki ılımlı muhalif güçlerin harekete geçirilmesinin önemine değinerek aralarında Türklerin de bulunduğu bölgedeki müttefiklerle olayların koordine edilmesi gerektiğini söyledi. İki aday da Suriye’de Amerikan askerinin içinde yer alacağı bir müdahaleye karşı çıktı. İki aday da Suriyeli muhaliflere yapılacak yardımların çok iyi kontrol edilmesi ve bu yardımların daha sonra Amerika aleyhine dönmemesi gerektiğini söyledi. İki aday da Esad’ın ardından Suriye’de başa gelecek kişinin ABD için fırsat olduğunu vurguladı. Obama bu bölümde, “Biz zaten bunları yapıyoruz” demek zorunda kaldı.
MISIR’DA DA AYNILAR
Üçüncü soru Mısır’dı. Moderatör ABD Başkanı Barack Obama’nın Mısır lideri Hüsnü Mübarek’ten desteğini çekmesinin bir hata olup olmadığını sordu. İki lider de bunun bir hata olmadığı konusunda uzlaştı.
Konu Mısır’a geldiğinde tartışma ilk defa, sadece dış politika konuşulması gerekirken iç politikaya kaymaya başladı. Romney bu bölümde ABD’nin dünyada zayıf bir görüntü verdiğini iddia ederek bunun sebeplerinden birinin savunma bütçelerindeki kesintiler olduğunu söyledi. Ve başkan seçildiğinde kesintileri kaldıracağı gibi Pentagon’a ilave bütçe sağlayacağını açıkladı. Bu bölümde Obama’yı İsrail’e karşı mesafeli durmakla da eleştirdi.
ZAYIF LİDER GÖRÜNTÜSÜ
Obama’nın dünyaya zayıf lider görüntüsü yaydığını öne süren Romney, Başkan’ın İran’daki protestolarda muhaliflerin kalkışmalarına destek vermemesinin de bu görüntüyü pekiştirdiğini savundu.
Tek tek konuları ele alışlarında bir farklılık olmasa da iki lider arasındaki en temel paradigma farklılığı da bu bölümde ortaya çıktı. Çünkü Obama Romney’nin eleştirisine yanıt verirken, böyle davranarak içe yönelme şansı yakaladığını, ABD'nin içeride yaşadığı gelişmelere eskisinden daha fazla odaklanması gerektiğini söyledi. İsrail ile benzersiz bir savunma ve istihbarat işbirliğine girdiğini belirterek, bu konudaki yaklaşımının Romney’ninkinden farklı olmadığının altını çizdi.
İÇ POLİTİKA KONULARI
Bu bölümün ardından iki lider uzun uzun iç politika konularına daldı. Romney önceki münazaralarda tekrarladığı istihdam projelerini bu münazaraya da taşıdı. Hatta iki lider bir ara eğitim politikalarını bile tartışmaya başladı. Bu sırada moderatör, dış politikaya dönmeleri için yeniden müdahale etmek zorunda kaldı. Gecenin en derin fikir ayrılıkları da iç politikanın ele alındığı bu bölümde gerçekleşti.
İSRAİL MESELESİ YİNE GÜNDEMDE
Toplam 90 dakika süren tartışmanın 45'inci dakikasında ise beklenildiği gibi konu İsrail’e geldi. Ve iki lider yaklaşık 20 dakika İsrail’e olan yaklaşımlarını tartıştı. Karşılıklı birbirlerini eleştirdiler. Ama eleştiriler, “İsrail’e ben yakınım”, “Hayır ben daha yakınım” tartışmasıydı. İkisi de İsrail’in ABD’nin bölgedeki en güçlü müttefiği olduğunu özellikle vurguladı.
Moderatörün, “İsrail’e saldırı olursa İsrail’in yanında olur musunuz” sorusuna iki aday da düşünmeden, “Evet” yanıtını verdi.
Bu bölümde İran’ın nükleer programıyla ilgili ABD’nin izlediği politika da masaya yatırıldı. Romney, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları olumlu bulurken, farklı olarak, “Ben olsaydım bu yaptırımları daha erken uygulamaya başlardım” dedi.
İran’a yönelik askeri harekât seçeneğinde ise Obama hiçbir ihtimali masadan kaldırmadığını tekrarlayarak, Romney’yi İran’a olgunlaşmamış bir harekât önermekle suçladı. Romney ise askeri seçeneğin kendisi için de en son seçenek olduğunu belirterek, söylemde yine Obama’nın çizgisine geldi. Bu konuda iki aday arasında yaşanan onca atışmaya rağmen, iki lider dün gece İran konusunda bile birbirlerine çok yakın düşünceler dile getirdi.
Romney’nin farklılaştığı nokta İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad için soykırım soruşturması açılmasını istemesiydi. ABD’nin soykırım suçlarını düzenleyen Roma Statüsü’nü imzalamamış olması dikkate alındığında Romney’nin önerisi bu açıdan yine bir gaf olarak değerlendirilebilirdi. Ancak tartışmadan sonra önerinin üzerinde çok fazla durulmadı.
AFGANİSTAN–PAKİSTAN AYNILAR
Daha sonraki Afganistan-Pakistan bölümünde iki lider yine aynı düşünceleri savundular. Romney de Obama da Afganistan’dan çekilme takvimini savundu. İki lider de nükleer güç olan Pakistan ile olan ilişkilerin koparılmaması gerektiğini söyledi. Ve iki lider de ABD’nin son dönem terörle mücadelede ağırlık verdiği insansız hava aracı (İHA) teknolojisini sürdüreceğini açıkladı.
KAPANIŞ ÇİN’LE OLDU
Münazaranın kapanışı ise Çin’le oldu.
Bir önceki münazarada iki lider arasında Çin yüzünden yine gerilimli atışmalar yaşanmıştı. Obama Romney’ye Çin yüzünden yine saldırdı. Romney’nin İran’la işbirliği yapan Çinli petrol şirketlerine yatırım yaptığını savundu. Ancak iki liderin Çin konusunda izleyecekleri politikalara ilişkin yaklaşımları yine neredeyse bire bir aynıydı. Obama da Romney de Çin‘le ortak olunabileceğini ama Çin’in uluslararası ticaret kurallarına uyması için de mücadele edeceklerini söylediler. Romney biraz daha ileri giderek, bu şekilde bir düşük kur politikası izlemeye devam ederse göreve başladığı birinci gün Çin’i “döviz manipülatörü” ilan edeceğini açıkladı.
İki liderin, münazarada farklı cevap verdikleri dış politika sorusu ise bir numaralı ulusal güvenlik tehdidi meselesiydi.
Obama, “terör grupları” dedi. Romney ise soruyu “Nükleer silaha kavuşmuş İran” diye yanıtladı.