Banu TUNA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2002 22:15
Mesele soğuktan korunmaksa basit bir yün bere, güneşten korunmaksa bir hasır şapka yeter! Ama İngiliz moda günlerindeki şapka tasarımlarına bakınca, insan bu aksesuvarın estetik açıdan kadın görüntüsüne ne kadar büyük katkı sağladığını anlıyor.
Gündelik hayatta kullandığımız şapkalar, artık geçen asırlardaki şapkalar kadar yaratıcı ve göz-alıcı değil. Ancak şapka bugün de modacılara ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Şapka sıradan bir aksesuvar olmanın ötesinde bir sembol. Takan kişinin kişiliği, etnik kökeni, dini inancı, ait olduğu sosyal sınıf veya siyasi görüşü hakkında pek çok ipucunu barındırabiliyor. Çeşitli zamanlarda bazı şapkaların yasaklanması da bu yüzden. Tarihte şapka tercihi yüzünden kellesini kaybedenler bile var.
Dünyada olduğu gibi bizde de şapkasıyla birlikte anılan siyasiler, onların sayesinde siyasi literatüre girmiş ‘‘Şapkamı alır giderim’’ sözü var. Hepsini bir kenara bırakın bizim koskoca bir Şapka Devrimi'miz var.
Şapkanın Türkiye'deki ilk günlerinde gemiler dolusu şapka Avrupa'dan İstanbul'a getirilmiş, tüccarlar büyük paralar kazanmıştı. Ancak hemen uyum sağlanamadığından kentin sokaklarında kadın şapkasıyla gezen erkeklere bile rastlanıyordu. Sonraları şapka bizde de zarafetin simgesi haline geldi. Beyoğlu'na kimse şapkasız çıkmaz oldu.
Şapkanın tartışmasız kalesi elbette İngiltere. Hálá zenginliğin ve aristokrasinin simgesi. Ama orada bile Chaplin'in melon, Churchill'in silindir şapkası tarihe karışmak üzere. Ancak düğün, cenaze gibi çok özel durumlarda giyiliyor.
ASCOT ŞAPKA YARIŞLARI
Şapkanın hakimiyetini sürdürdüğü yerlerden biri de İngilizlerin ünlü Ascot at yarışları. Audrey Hepburn'ün başrolünde oynadığı ‘‘My Fair Lady’’ adlı ünlü müzikal filmden hatırlarsınız belki. Bu filmde ve filme ilham veren piyeste, üst sınıftan dil profesörü Higgins, çiçekçi kız Eliza'yı yetiştirerek aristokrasiye sunmaya çalışıyordu. Ascot yarışları da, Eliza'nın asil bir genç kadın olarak sosyete önündeki ilk sınavıydı. Filmin bu sahnesinde kadınların giydiği akıl almaz şapkalar, prodüktörlerin müzikale kattıkları bir abartma değil, gerçeği yansıtıyordu. Eskiden olduğu gibi bugün de İngiliz aristokrasisini bir araya getiren Ascot at yarışlarını bir kadının başında şapka olmadan izlemesi mümkün değil. Geniş kenarlı ve son derece gösterişli şapkaların boy göstermediği bir Ascot düşünülemez bile.
YANIK TEN MODA OLUNCA
Geniş kenarlı şapkaların popülaritesini kaybetmesi, kadınların güneşle barıştığı döneme yani 20'li yılların sonu, 30'ların başına rastlıyor. En az şapka kadar asalet simgesi olan beyaz ten, Coco Chanel tarafından demode ilan ediliyor. Yanık ten ve sigara kadın özgürlüğünün simgesi oluyor.
Ancak, güneşe karşı bir önlem olarak o güne kadar fonksiyonel bir aksesuar olan şapka, güneşin dost ilan edilmesine rağmen gözden düşmedi. Aksine yeni bir altın çağa girdi. Ancak bu defa sadece bir süs olarak kullanılıyordu.
Sinema en popüler eğlence aracı olmuştu ve beyazperdede Marlene Dietrich gibi gözalıcı ve şapkalı yıldızlar vardır.
SOĞUKTAN VE GÜNEŞTEN
20'inci yüzyılın ikinci yarısında hayat hızlandıkça, kadınlar çalışma hayatına atılıp bu hıza tam uyum sağlayınca eski prestijini kaybetmeye başladı. Yazın güneşe karşı takılan hasır şapkalar, kışın soğuğa karşı kullanılan yün veya kürk şapkalarla sınırlı kaldı uzun süre. Rus kalpakları, Bask ve Fransız bereleri moda oldu. Şapka üreticileri, herkesin otomobil sahibi olmasının da, şapkanın daha az kullanılmasında rol oynadığını düşünüyorlar.
Ancak fonksiyonel bir araç olmanın ötesinde, şapka hálá kadınlar (ve erkekler) için estetik bakımdan katkı sağlayan bir aksesuar. Günlük kullanıma uygun olmamasına rağmen, modacıların da önemli ilham kaynaklarından biri. Zaman zaman düzenlenen şapka defileleri, bu düşmüş soyluya olan özlemi ortaya koyuyor.
YILDIRIM MAYRUKNostaljik çağrışım yapsın diye kullanıyorumDünya geneline bakarsanız şapkalar artık öldü. Kimse şapka kullanmıyor. İngiltere'de hálá kullanılmasının nedeni de aristokrasi ve gelenek. Biliyorsunuz orada at yarışlarının bir geleneği var. İngiltere'de hálá şapka dükkanlarına da rastlarsınız. Ama modanın merkezi Paris diye kabul ediyorsak eğer, şapka yok diyebiliriz. Bu sezon Chanel'de ufak tefek saça takılan çiçekler var o kadar. Artık modaya rahatlık hakim. Ekonomik faktörlerin etkisi de büyük. İnsanlar fazla para harcamadan şık olmaya çalışıyor. Defilelerde şapkalar şov için kullanılıyor. Ben de defilemde nostaljik çağrışımlar yapsın diye üç tane şapka kullandım.