Ercan KUMCU
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2001 01:45
‘‘ARTIK Herkes Milyoner’’ kitabını karıştırıyorum. İki yıl öncesinin haberlerine gözüm takılıyor. Haberleri okurken sanki bugün yaşadıklarımızı görür gibi oluyorum.
Ekonomi berbat bir durumda. Yılın nasıl çıkarılacağı konuşuluyor. 1999 yılı atlatılsa bile, 2000 yılında ne olacağını kimse kestiremiyor. Birdenbire, Amerika'nın desteğiyle IMF-Türkiye ilişkileri daha sıcak bir havaya bürünüyor. Alışılmamış
haberler geliyor.
‘‘Tükeniş’’ başlığı altında Abdullah Öcalan'ın yakalandığı haberi (18 Şubat 1999).
17 Ağustos 1999 tarihinde tarihimizin en büyük doğal felaketini yaşıyoruz:
‘‘Marmara depremi, ekonomiyi kalbinden vurdu’’ (18 Ağustos 1999).
Bir sonraki sayfada deprem bölgesinde ABD Başkanı
Bill Clinton'ın kucağında bir çocukla fotoğrafı var. Fotoğrafın altında
‘‘Sizinle birlikteyim’’ diyor. Türk halkına iki tane söz veriyor. Clinton,
‘‘Türkiye, Avrupa Topluluğu'nun bir parçası’’ olduğunu söylüyor ve
‘‘tehlike ne olursa olsun, ister terörizm, ister ihtilaf, ister tabii felaket olsun biz sizin yanınızda olacağız’’ diyor (16 Kasım 1999).
Komşu sayfada kocaman bir fotoğraf var. Fotoğrafta Başbakan'ımız
Bülent Ecevit, Helsinki zirvesinde Avrupa Topluluğu devletlerinin ve aday ülkelerin devlet ve hükümet başkanları ile poz veriyor. Hürriyet'in manşeti:
Türkiye Rüzgárı (12 Aralık 1999). Türkiye, resmen Topluluk üyeliği için aday olarak ilan ediliyor.
Hemen ardından
‘‘Ödevimizi yaptık, IMF onayladı’’ başlığı ile üç yıllık bir istikrar programına başlandığı ve IMF'den 4 milyar dolar kaynak geleceği haberi veriliyor (24 Aralık 1999). Aynı haberde yaptığımız ev ödevleri sıralanıyor.
Türkiye'de moraller çok yüksek. Herkes birkaç yıl sonra tek haneli enflasyonla tanışacağının heyecanını yaşıyor.
...VE ŞİMDİ
Tam iki yıl sonra, olaylar, sanki farklı mekánlarda, ama aynı içerikte tekrarlanıyor.
11 Eylül 2001 tarihinde bu kez Amerika kalbinden vuruluyor. Türkiye, yıllarca terörizmle mücadele etmiş bir ülke olarak
‘‘Amerika'nın yanında olduğunu’’ açıklıyor.
Ekonomi yine iyi değil. 2000 yılından bu yana IMF'den alınan 19 milyar dolar krediye, yapısal reformlara yönelik olarak yürürlüğe konan yasalara rağmen Türkiye ekonomisi şimdi daha da kötü.
Enflasyon yükseliyor, milli gelir küçülüyor, işsizlik artıyor.
Amerika yine Türkiye'nin yanında olduğunu açıklıyor. IMF üç yıllık yeni bir stand-by düzenlemesi çerçevesinde Türkiye'ye
10 milyar dolar taze kaynak verebileceğini söylüyor. Bu aşamada siyasi haberlerin yoğunluğu yeniden artıyor.
Türkiye, istediği güvenceleri aldığını söyleyerek
Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası'na olan muhalefetini kaldırıyor.
Denktaş ve meslektaşı
Klerides bir saatlik bir görüşmeden sonra Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüm için ön şart ileri sürmeksizin müzakerelerin başlamasına karar veriyorlar ve birbirlerini yemeğe davet ediyorlar.
Dün
ABD Dışişleri Bakanı Ankara'daydı. IMF ve Dünya Bankası heyetleri de Ankara'da. Türkiye, üç yıllık, kapsamlı yeni bir istikrar programı hazırlığı yapıyor.
Aynı 1999 yılının sonunda olduğu gibi, 2001 yılının sonunda hava yine değişiyor. Yeniden umutlanıyoruz. Tek haneli enflasyonu göreceğimiz, sağlıklı bir ekonomik büyümeyi gerçekleştirebileceğimiz günlerin hayalini kurmaya başlıyoruz.
Yine, sıkı bir rüzgár yakaladık gibi görünüyor. İnşallah, bunu ıskalamayız.