Güncelleme Tarihi:
İlk kez geçen yılki 24. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde seyirciyle buluşan Oyun, San Sebastian Film Festivali'nde ilk filmlere verilen En İyi Yeni Yönetmen ödülüne aday gösterildi ve gençlik jürisi tarafından en iyi üçüncü film seçildi. Festivalin ardından Le Monde gazetesinden övgü dolu yorumlar aldı.
Klasik belgesel tarzının dışında bir sinema filmi karakterinde olan film daha sonra dünyanın dört bir yanında bir çok uluslararası festivale davet edildi. Film, önümüzdeki aylarda Vaclav Havel’in himayesinde gerçekleştirilen Prag One World Film Festivali, Navarra Belegesel Film Festivali, Selanik Belgesel Film Festivali, Münich Doc Film Festivali, Trondheim Film Festivali, New York Tribeca Film Festivali gibi önemli festivallerde yarışacak.
FARKLI BİR BELGESEL
"Kendi köylerinde tiyatro yapan bu dokuz kadın, ben bu filmi çeksem de çekmesem de, hayat hikayelerinden yola çıkıp bir oyun yazacak ve sahneleyeceklerdi "doiyor yönetmen Pelin Esmer Oyun ile ilgili olarak. Ve sözlerini şöyle sürdürüyor: "İşin en heyecan verici tarafı buydu benim için. Filmi, o köyde, o an, o olayı yaşayan insanlarla, görünmez olmaya çalışmadan ama usulca yaşamlarına dahil olarak çekmek, belgesel gibi kurmaca değil, kurmaca gibi bir belgesel film yapmak istedim. Zamanla, onların oyunlarıyla gerçek hayatları arasındaki çizgi flulaştıkça, filmin kurmacayla, belgesel arasındaki çizgide gidip gelişini izlemek çok önemli bir deneyim oldu. Üç kişilik ekibimizle bir film ekibinden çok onların tiyatro ekiplerinin bir parçası olduk."
NOTLAR.. NOTLAR.. NOTLAR..
* Yönetmen Pelin Esmer, Toroslar'daki köylerinde tiyatro yapan kadınların varlığını bir gazetede okuduğu haber sayesinde öğrendi. Hemen köye gitti. Önce bu cesur kadınları tebrik etti, sonra da onlarla ilgili bir belgesel yapma fikrini açıkladı.
* Hiç çekim yapmadan beraber birkaç gün geçirdiler ve birbirlerini tanımaya çalıştılar.
* Kadınlar üç hafta sonra yeni bir oyunun hazırlıklarına başlayacaklarını söyledi. Oynadıkları ilk oyun, başka bir köyde geçen bir öyküyü anlatıyordu ve pek ısınamamışlardı. Bu kez, o güne kadar paylaşmaya çekindikleri öykülerini yani kendi hayat öykülerini, lise müdürü Hüseyin Bey’e anlatacaklar, Hüseyin Bey onların da katkısıyla bu öykülere dayalı bir oyun yazacak ve onlar da hep beraber köylerinde sahneleyeceklerdi. Pelin Esmer’in “Oyun” filmini çekmeye karar vermesinde en belirleyici unsur bu oldu.
* Pelin Esmer, daha sonra yalnızca bir kez yaşanabilecek bir olaya şahit olabilmek ve filme çekebilmek için üç hafta içinde çok kısıtlı imkanlarla üç kişilik bir ekip oluşturdu. Bu arada Nida Karabol Akdeniz de ortak yapımcı olarak projeye katıldı.
* Film tamamlandıktan, hatta festivallere gitmeye başladıktan sonra bile Arslanköylü kadınların hayatında görünürde, gündelik hayatlarında değişen hiçbir şey olmadı.
* Aslında Aslanköylü kadınların yaşamlarında önemli anlar da olmadı değil Filmin İstanbul Film Festivali’ndeki gösterimine katıldılar. Geçtiğimiz günlerde de aralarından ikisi San Sebastian’da bir film festivaline davet edildi, önümüzdeki günlerde ilk kez yurt dışına çıkacaklar. Bu arada eşlerinden bazıları da tiyatroya oyuncu olarak katıldı. Nisan ayında da Adana’da düzenlenecek uluslararası tiyatro festivalinde sahne alacaklar.