Güncelleme Tarihi:
TİGEM’in Bursa’nın Karacabey ilçesinde bulunan işletmesinde, Kangal ve akbaş ırkı Türk çoban köpeklerinin yetiştirilmesi için 1992 yılında başlayan proje devam ediyor. İlk olarak köpeklerin Anadolu'ya özgü safkan gen kaynakları özel koruma altına alındı ve kayıtları tutulmaya başlandı. 1994 yılında yetiştirilmeye başlanan köpekler, 1997 yılından itibaren satışa çıkarıldı.
Her yıl yetiştirilen Kangal ve akbaş ırkı 200 Türk çoban köpeği, 100'ü kapalı 50'si açık alan, olmak üzere toplam 150 bölümde dişi ve erkek olarak ayrı ayrı barındırılıyor. Köpeklerin çiftleştirilmesinde ise akraba olmamasına dikkat ediliyor. Yakın akrabalığı önlemek için pedigri sertifikalı ve şecereli sistemle kayıt altına alınan, ayrı anne ve babadan çiftleştirilen köpekler, anne sütü ile beslenmeleri bittiği zaman, 2,5 aylıktan itibaren satışa sunuluyor.
YABANCILARA SATIŞ YAPILMIYOR
Irkı korumak için işletmede yabancılara satış yapılmazken, Türk vatandaşı olan sürü sahipleri ve hayvanseverler, safkan Kangal ve akbaşlara sahip olmak için ise aylar öncesinden sıraya giriyor.
Fiyatları KDV hariç 9 ile 11 bin TL arasında değişen yavru ve yetişkin köpekleri almak isteyenler, en az 6 ay beklemek zorunda. Şu anda TİGEM’den Türk ırkı köpek almak isteyen 200 kişi sıra bekliyor.
Kangalların ‘çoban köpeği’, akbaşların ise ‘güvenlik’ amacıyla tercih edildiğini belirten Karacabey Tarım İşletmesi Köpekçilik Ünitesi Sorumlusu Veteriner Hekim Sümeyye Tanoba, damızlık köpek üretim çiftliğinde köpeklere eğitim verilmediğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu tesiste akbaş ve Kangal yetiştiriciliği yapıyoruz. Amacımız Türk çoban köpeği olan ırklarımızı koruma altına almak, soylarını daha iyi bir şekilde devam ettirebilmek için, kontrol altında bilinçli bir üretim yapmaya çalışıyoruz.
Yavru fiyatlarımız 8 bin artı yüzde 20 KDV, yetişkin fiyatlarımız 12 bin artı yüzde 20 KDV, dişi fiyatları da 11 bin artı yüzde 20 KDV. Köpek almak için bekleyen 200 kişiye 6 ay sonrasına gün veriyoruz. Yaklaşık 6 ay içerisinde cevap verebiliyoruz. Yavrular 2-3 aylıkken kendi sahiplerine teslim etmiş oluyoruz. Kendimize damızlık olacakları ayırıyoruz.
Eğitim verilmiyor. Açık sistemlerde, bir erkek bir dişi yan yana olacak şekilde yetiştiricilik yapılıyor. Özellikle biz kan yakınlığını önlemek için, aynı anne babadan olan bireylerin çiftleştirilmemesine özen gösteriyoruz, bunun için takip sistemimiz var. Bu sayede de genetik problemlerin önüne geçiyoruz.”