Güncelleme Tarihi:
İklim değişikliği ve pek çok etken artık meteorolojik ezberleri değiştirdi. Son birkaç yıla bakıldığında sonbaharı yaşamadan kışa, kış mevsiminden de direkt yaza geçiyoruz. Geçtiğimiz yıl filmi biraz geri sardığımızda da durumun pek değişmediği görülüyor. Mart ayında yağışlar devam ederken Nisan’da sıcaklıklarının artması bekleniyordu ama soğuk hava dalgaları etkisini sürdürdü. Haziran’a gelindiğinde de yağışlar bir süre devam etti ve yaz mevsimi tam anlamıyla Temmuz’da başladı.
Sonrasında bir anda artan nemle birlikte boğucu şekilde sıcakları hissettik. Öyle ki aşırı sıcak hava dalgası, Avrupa’da 200’den fazla kişinin ölümüne yol açtı. En çok etkilenen ülkelerin başında ise Portekiz, İspanya, İngiltere ve Fransa geldi.
Oldukça sıcak geçen yaz aylarından sonra güz mevsimine adım attığımız Eylül’ün sonlarına gelmiş olmamıza rağmen, kısa yağışlar görsek de yazdan kalma günler devam ediyor. Hâlbuki geçen yıl Eylül’ün başlarında Bolu, Kayseri, Iğdır ve Ardahan'ın yüksek kesimlerinde kar görünmüş, sıcaklıklar ani bir şekilde düşmüştü. Aralık’tan sonra ise 29 yıl sonra Antalya’ya ‘yol kapatan’ kar bile yağmıştı.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı son verilere göre ise sıcaklıkların bugünden itibaren kademeli olarak düşeceği, hafta ortasından itibaren yağışlarla birlikte tüm yurtta hissedilir derecede azalacağı ifade edildi. Peki, yağışlı günlere hazırlanırken akla gelen en önemli soru şu: ‘Bu kış nasıl geçecek?’
Ülkemiz, 2022 yaz mevsiminde son 52 yılın en sıcak ve kurak sekizinci yazını yaşarken yağışlarda, 1991-2010 ortalamasına göre yüzde 22 oranında artış oldu. Yağışların artması bizi bazı bölgelerde sevindirdi ancak kuvvetli sağanaklar özellikle Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde sel afeti olarak karşımıza çıktı.
‘BU YIL ‘LA NİNA’ ETKİSİ DEVAM EDECEK’
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Güven Özdemir, “Bu yıl yaz ayları sıcaklık bakımından mevsim normallerinin biraz üzerinde geçti. Fakat kuraklık, ani yağışlar, seller, kuvvetli rüzgârlar etkilerini önemli ölçüde hissettirdi” dedi. Ayrıca Dr. Özdemir, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ‘La Nina’ etkisinin devam edeceğinin altını çizdi ve şu bilgileri paylaştı:
“Birkaç yıldır La Nina etkisi devam ediyor. Bu yılda da azalarak devam edecek. Kuzey Kutup Bölgesi’nde ve özellikle Sibirya’da oluşacak soğuk hava ve kar yağışları yoğun bir şekilde devam ederse kutup soğuğu Sibirya üzerinden ülkemize gelebilir. Kış aylarında ve ilkbaharın ilk ayı olan Mart’ta da soğuk havayı görme ihtimalimiz çok yüksek.”
LA NİNA NEDİR? Rüzgârın şiddetinin değişmesinden ya da yön değiştirmesinden dolayı oluşan bir okyanus olayı. Örneğin Doğu Pasifik Okyanusu’nda oluşan La Nina olayında deniz suyu 3 ile 5 derece arası olması gerekirken daha soğuk olur. La Nina yaklaşık beş ay kadar sürer Avrupa ve Kuzey Amerika'nın iklimi üzerinde muazzam etkileri bulunuyor. Hatta bazen Atlantik kasırgasını bile etkiler.
28-29 EKİM ARASINDA KIŞA “MERHABA” DİYECEĞİZ
“Ülkemiz bu yıl Ekim sonu gibi 28-29 Ekim tarihleri civarında kışla tanışacak” diyen Dr. Güven Özdemir, “Ekim sonunda havalar iyice soğumaya başlayacak. Hatta yurdun iç kesimleri daha da soğuyacak. Kasım ayının ilk haftasında ‘pastırma sıcakları’ tabir edilen kısa süreli bir ısınma söz konusu olacak ama daha sonra soğuklar kendini tekrar gösterecek” ifadelerini kullandı.
‘KUVVETLİ SAĞANAK YAĞIŞLAR VE FIRTINALAR GÖREBİLİRİZ’
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Dr. Deniz Demirhan da Ekim ve Kasım ayları için şu detayları paylaştı:
“Avrupa’daki sıcaklık ortalamaları artarken, ülkemizde de etkilerini görüyoruz. Sonbaharda sıcaklık, ortalamalar civarında ya da ortalamaların üzerinde olabilir. Yağışlar ise ortalamaların altında olabilir. Ancak bunlar ortalamalar konusundaki genel beklentiler. Günlük meteorolojik koşullarda ani değişiklikler olabilir. Örneğin sonbahar sürecinde deniz suyu sıcaklıklarının da ortalamaların üzerinde olması beklendiğinden fırtınalar, kuvvetli sağanak yağışlar, yıldırım ve şimşek önümüzdeki iki ayda karşılaşabileceğimiz meteorolojik koşullar arasında yer alıyor.”
BU KIŞ HAYATI FELÇ EDECEK ŞEKİLDE KAR YAĞACAK MI?
Geçen yıl Aralık ayından itibaren Sibirya ve Azor Yüksek Basınç alanlarının geniş alanlara yayılmasıyla hava önemli ölçüde soğumuştu. Hatta İstanbul adeta kara teslim olmuştu. Bu yıl yine aynı senaryo gerçekleşebilir mi?
Bu soruma Dr. Deniz Demirhan “Kış döneminde kar yağışının miktarı ortalamaların altında olabilir” cevabını verdi ve şöyle devam etti:
-- Geçen yıl kış dönemi, ortalamaların (1971-2021) 2.6 derece üzerindeydi. Ancak sıcaklığın ortalamalardan yüksek olması, kuvvetli sağanak yağışların ve fırtınaların olmadığı anlamını taşımıyor. 2021 yılında 1000’in üzerinde meteorolojik karakterli doğa kaynaklı afet görüldü. Bu afetler içinde sayısı en fazla olanlar şiddetli yağış, sel ve fırtına.
-- Bu yıl kış döneminde ise kar yağışının miktarı ortalamaların altında olabilir. Ancak deniz suyu sıcaklıklarının özellikle Karadeniz ve Akdeniz’de ortalamaların üzerinde olma beklentisi, bu bölgelerdeki kuvvetli sağanak yağışa bağlı su bakını, sel, yıldırım, şimşek, sis, deniz etkili kar yağışı ihtimalini artırıyor. Ayrıca bunların hepsi afet niteliğinde olabilir.
Geçen yıl Ocak ayında İstanbul adeta kara teslim olmuştu. Kentin üç ana arteri TEM, E-5 ve Kuzey Marmara Otoyolu, kış lastiği olmayan araçların karıştığı kazalarla kilitlendi. Araçların kıpırdamadan saatlerce beklediği yollara kar küreme araçları da giremeyince binlerce kişi mahsur kalmıştı.
Geçen yıl Ocak ayında İstanbul adeta kara teslim olmuştu. Kentin üç ana arteri TEM, E-5 ve Kuzey Marmara Otoyolu, kış lastiği olmayan araçların karıştığı kazalarla kilitlendi. Araçların kıpırdamadan saatlerce beklediği yollara kar küreme araçları da giremeyince binlerce kişi mahsur kalmıştı.
KARADENİZ VE AKDENİZ’DE KAR YAĞIŞI GÖRÜLME OLASILIĞI YÜKSEK
Geçtiğimiz yıl Antalya şehir merkezine 30 yıl sonra kar yağdı. Muğla’da da yoğun kar yağışı görüldü. Hatta en ilginci Sahra Çölü’nde de kar yağışı oldu. Peki, geçen yıl yaşananlar artık kış döneminde buralarda karlı bir havanın hâkim olacağını mı gösteriyor?
Bu ekstrem durumun Akdeniz üzerinden bölgeye Ocak ayında soğuk ve nemli hava girişinden kaynaklandığını söyleyen Dr. Deniz Demirhan, “Bu münferit olaylar artık buralarda sürekli karlı bir havanın hakim olacağını göstermez ama bu yıl da kar görme ihtimalimiz var” dedi ve ekledi:
“İklim değişikliği ile birlikte, çok hızlı gelişen hava koşullarını daha sık yaşıyoruz. Örneğin ani gelişen dolu olayları, şiddetli sis ve sağanak yağış gibi hava koşullarının oluşma ihtimali gittikçe artıyor. Bu yıl da özellikle Karadeniz ve Akdeniz’de çok hızlı gelişen sistemlere bağlı olarak kar yağışı, dolu, kuvvetli sağanak yağış, fırtına ile karşılaşabiliriz. Çünkü özellikle Akdeniz ve Karadeniz’de deniz suyu sıcaklıklarının ortalamaların üzerinde olması bekleniyor. Bu durum ani hava olaylarının oluşma ihtimalini artırıyor.”
Antalya'ya 1993 yılında düşen, şehir merkezinde 5, kentin yüksek noktalarında ise 10 santimetreye kadar ulaşarak dünya çapında haber olan kar yağışı, geçen yıl kendi rekorunu kırdı. Yapılan ölçümlere göre kar kalınlığı ortalaması kent genelinde 7 santimetreye kadar çıktı.
Antalya'ya 1993 yılında düşen, şehir merkezinde 5, kentin yüksek noktalarında ise 10 santimetreye kadar ulaşarak dünya çapında haber olan kar yağışı, geçen yıl kendi rekorunu kırdı. Yapılan ölçümlere göre kar kalınlığı ortalaması kent genelinde 7 santimetreye kadar çıktı.
‘AKDENİZ DE HORTUM SAYISI ARTIYOR, BU YIL ÇOK FAZLA GÖREBİLİRİZ’
Bir-iki hafta önce Burdur'un Yeşilova ilçesinde oluşan hortum korkuttu. Sonrasında Bitlis’te de hortum gözüktü. Hortum denince akla hep ABD gelir ama artık ülkemizde de sık gözükmeye başladı.
Artan hortum sıklığının nedenini sorduğum Dr. Deniz Demirhan, “Bölgenin iklimi ısındıkça hortumu besleyebilecek enerji kaynağını da ortaya çıkarıyor. Şu anki gözlemlere göre 2010-2017 yılları arasında oluşan hortum sayısı 10 civarındayken, 2017 yılı itibariyle bu sayının 15-20 arasına yükseldiği dikkati çekiyor” ifadelerini kullandı ve şu bilgilerin altını çizdi:
“Ortalama sıcaklıklar daha da artarsa bu sayının ne şekilde değişeceğini henüz bilmiyoruz ancak şu bunu biliyoruz ki, ülkemizde Antalya, Mersin illerimiz başta olmak üzere Akdeniz bölgesinde gözlenen hortum sayısı yıllar içinde artıyor. Özellikle Aralık ve Ocak aylarına dikkat edebiliriz çünkü 2010-2021 yılları arasında en fazla bu aylarda hortum gözlenmiş. Bu yıl da Akdeniz ve Karadeniz’de deniz suyu sıcaklıklarının ortalamaların üzerinde olması beklendiğinden, hortumun oluşması için gerekli koşullardan biri olan ‘sıcak ve nemli ortam’ gerçekleşmiş olacak."