Toygun ATİLLA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2010 00:00
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, aylarca gündemden inmeyen ‘Islak imza’ olayının bir numaralı sanığı Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek’in yerine 6 ay boyunca inşaat işçisi Dursun Çiçek’in telefonlarını dinlemiş.
Mahkeme kararlarıyla dinlenen işçi Dursun Çiçek, dinlendiğini Hürriyet’ten öğrendi ve “Abi ne Ergenekon’u! Ben inşaat işiyle uğraşan kendi halinde bir adamım. Demek uçağa binerken o yüzden bekletiyorlardı” dedi.
DENİZ Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek’in yargılandığı Islak İmza davasına gönderilen telefon dinleme kararlarının içinden skandal çıktı. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, Albay Dursun Çiçek yerine 6 ay boyunca mahkeme kararı ile inşaat işçisi Dursun Çiçek’in telefonlarını dinlemiş. Islak İmza davasını yürüten İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Kurmay Albay Dursun Çiçek ile ilgili telefon dinleme kararlarını İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nden talep etti. Şube Müdürlüğü, 28 Temmuz’da Dursun Çiçek ile ilgili telefon dinleme kararlarını mahkemeye gönderdi. Buna göre, Çiçek’le ilgili ilk telefon dinleme kararı 9 Mart 2009’da alındı. Albay Çiçek’in dinlenmesini İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü talep etti. Ayrıca Subaylar Özgür Eken, Levent Açıkalın, Nerim Bitlislioğlu, Muharrem Nuri Alacalı ve Murat Önder Bektaş’ın da dinlenmesi isteniyordu.
Gerekçe, Ergenekon
Gerekçe olarak ise Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik 2006’da 3 kez düzenlenen bombalı saldırı, Danıştay 2’nci Dairesi’ne yönelik düzenlenen ve Hâkim Mustafa Yücel Özbilgin’in öldürüldüğü saldırı ile Eskişehir’de emekli binbaşı Fikret Emek’in evine düzenlenen operasyonda ele geçirilen bomba ve silahları gösterdi. Müdürlük talep yazısında bu eylemlerin Ergenekon örgütü tarafından düzenlendiğine yönelik kuvvetli suç şüphesi bulunduğu, aralarında Dursun Çiçek’in de bulunduğu bu 6 subayın Ergenekon örgütü ile irtibatı bulunduğu öne sürüldü.
Rekortmen hâkimin kararı
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün bu talebini Balyoz soruşturması sırasında 33 kişiyi tutuklayan İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerinden Ali Efendi Peksak değerlendirdi ve telefonların 3 ay süre ile dinlenmesine onay verdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 3 ay sonra yani 8 Haziran 2009’da, 6 kişi hakkında telefon dinlemelerinin uzatılmasını talep etti. Bu seferki talep yazısında telefon dinleme kararının gerekçesi farklıydı. Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazeteci Ünal İnanç’ta ele geçirilen bir dokümanda “Takip Edilecek Liste” başlıklı bir yazının içeriğinde 71 subay ve astsubayın ismi yazılıydı. 6 subayın ismi bu dokümanda da vardı. 3 ay süre ile uzatma talebine bu defa onay veren İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerinden Nejat Ede oldu.
Sadece isim doğru
4 Haziran 2009’da Ergenekon’un tutuklu sanıklarından Levent Göktaş’ın avukatı Serdar Öztürk, Ergenekon örgütü üyesi olduğu gerekçesi ile gözaltına alındı. Avukat Öztürk’ün bürosunda bulunan İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın altında Dursun Çiçek’in ismi ve imzası yer alıyordu. Telefonları dinlenen Dursun Çiçek için 16 Haziran 2009’da, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tekrar telefon dinleme kararı talep edildi. Bu sefer telefon dinleme gerekçesi Serdar Öztürk’ün bürosunda bulunan plandı. İstanbul 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerinden Tuncay
Aslan, telefon dinleme kararına onay verdi. Fakat daha önce telefon dinleme kararlarında ismi bulunan Dursun Çiçek ile son dinleme kararındaki Dursun Çiçek’in telefon numaralarından adresine, adresinden TC kimlik numarasına kadar tüm bilgileri farklıydı.
Dinlendiğini bizden öğrendi
Bu çelişkiler üzerine ilk 2 telefon dinleme kararında yazılı olan Dursun Çiçek’e ait olan telefon numarasını aradık. Karşımıza çıkan kişi “Dursun Çiçek’le mi görüşüyoruz” sorusuna “Evet” diye yanıt verdi. Telefonlarının dinlendiğini de ilk kez bizden öğrendi. Yani devlet, telefonları dinlenen inşaat işçisi Çiçek’e “Pardon” da dememişti. Ergenekon soruşturması kapsamında dinlendiğini söyleyince ise “Abi ne Ergenekonu! Ben inşaat işiyle uğraşan kendi halinde bir adamım” dedi. Şaşkınlığını atlatınca da, “Demek kimliğime bakınca, bu yüzden benden şüpheleniyorlar” diye devam etti. “Birkaç kez uçağa bindim. Beklettiler. Kimliğimi sorguladılar. Demek ki bundanmış. Ben o Dursun Çiçek” değilim” dedi.
Oteldeki Çiçek de başkası çıkmıştı
ERGENEKON iddianamesinin 47. sayfasında ise 2009 yılı yerel seçimleri döneminde Erzincan’a gelen Albay Dursun Çiçek’in Erzincan Orduevi’nde Başsavcı İlhan Cihaner ile toplantı yaptığı belirtiliyordu. Gizli tanık Munzur ise ifadesinde Albay Dursun Çiçek’in 2009 yılının Mart ayında Erzincan’daki Mazlum Konak Oteli’nde kaldığı iddia etmişti. Ancak kanıt gösterilen müşteri listesindeki Dursun Çiçek’in Albay değil 33 yaşında bir işadamı olduğu ortaya çıkmıştı. 28 Mart’ta Mazlum Otel’in 202 numaralı odasında kaldığını belirten Dursun Çiçek, “O otelde kalan Dursun Çiçek benim. Konak Mazlum Otel’de iş ortağım Ferhat Murat Polat ile kaldım. Bizim bir inşaat şirketimiz var. İş ortağım Erzincanlı olduğu için sık sık birlikte seyahate gideriz. Ayrıca iş bağlantılarımız da olduğu için birçok otelde kaldım.” demişti.