Bu kan davası 80 yıldır sürüyor sebebini bile unuttular

Güncelleme Tarihi:

Bu kan davası 80 yıldır sürüyor sebebini bile unuttular
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2003 00:00

Burası Urfa'nın en büyük ilçelerinden Siverek. Türkiye'deki 28 ilden daha geniÅŸ topraklara ve nüfusa sahip. Yukarı Mezopotamya uygarlığının önemli duraklarından, 7 bin yıllık geçmiÅŸi var. Ä°mparatorlar, krallar, padiÅŸahlar, ÅŸahlar konaklamış üstünde. Tertemiz sokaklara, modern altyapıya, eÄŸitimli, sevgi dolu, güleryüzlü insanlara sahip ilçe merkezinden 10 kilometre ötede farklı bir dünya var. Tepelerin yamacında, evlerin damında eli silahlı kadınlar, erkekler nöbette. Kan davalılarının saldırısından korkan yoksul köylüler hasta olduklarında bile ilçeye inemiyor. Ä°nenlerin hali ortada: Aileler ve aÅŸiretler arasında süren kan davalarında yaralanmış delikanlılar, sakat kalmış genç kızlar... Ve hiç okul yüzü görmemiÅŸ çocuklar... Siverek daÄŸlarının kuytu bir yamacına yerleÅŸmiÅŸ aileler arasındaki çatışmalar bundan 80 yıl önce baÅŸladı. Türkiye'de, ‘‘Yurtta sulh, dünyada sulh’’ ilkesini ÅŸiar edinmiÅŸ genç cumhuriyet henüz yeni kurulmuÅŸtu. Ardından Ä°kinci Dünya Savaşı yaÅŸandı, barış geldi, Berlin Duvarı inÅŸa edildi, yıkıldı, SoÄŸuk SavaÅŸ bitti. Avrupa'daki sınırlar, Kıbrıs'taki YeÅŸil Hat fiilen ortadan kalktı. Fakat Siverek'in köylerindeki kan davası bitmedi, çizilen sınırlar silinmedi. Siverek'te 80 yıldır çatışmaların sürdüğü üç ayrı bölgeye gittik. Taraflarla konuÅŸtuk. Hikayelerini, yakınmalarını, isteklerini, geleceÄŸe dair düşlerini, özlemlerini dinledik.AÅŸağı BeÅŸyamaç ile Yukarı BeÅŸyamaç köyleri arasındaki çatışma Türkiye'nin en eski kan davalarından birine dayanıyor. ÇoÄŸunluk neden çıktığını bile unutmuÅŸ. AÅŸağı BeÅŸyamaç'ta okulun önündeki çimenlikte oturup çaylarımızı yudumlarken ‘‘Nasıl baÅŸladı?’’ diye sorduk:Muharrem Ä°pekli, ‘‘Valla beyim, yıl ben deyim 1921, sen de 1925...’’ diye anlatmaya baÅŸlıyor. Bir baÅŸka köylü araya girip, ‘‘Bunun ortasını bulsak da 1923'te anlaÅŸsak’’ diyor. ‘‘Peki 1923 olsun’’ diyerek kaldığı yerden devam ediyor öteki: ‘‘İşte o tarihlerde, babamın babası tütün, ÅŸeker ve çay almak için Siverek'e inmiÅŸ. Çarşıda dolaşırken, Åžamanlar'dan biri üzerine BMW kamyon sürüyor.’’ Araya girip, kamyon mu, dedim. Bu sefer bir baÅŸkası araya girip, ‘‘Ne kamyonu lo, o devirde kamyon mu vardı? Ãœstelik BMW kamyonmuÅŸ!’’ diyor. Bu sefer müdahale eden köylü hikayeyi devam ettiriyor: ‘‘Beyim, ÅŸimdi aslında köyde bir alacak verecek davasından bu iki adam birkaç kez atışmış. Bunun üzerine karşı tarafın dedesi bizim dedemizin üzerine Siverek'te atını sürmüş. Bizimki düşüp kolunu kırmış. O da atıyla üstünden geçmiÅŸ. Dava böyle baÅŸlamış.’’ KÖYÃœN ADINI BÖLÃœP YUKARI, AÅžAÄžI YAPTILARSiverek Kaymakamı Hayrullah Sun'un yaptığı araÅŸtırmaya göre kan davasının baÅŸlangıç tarihi 1927. O devirlerde BeÅŸyamaç tek köyden ibaretmiÅŸ. Köyde Karahanlılar aÅŸiretine mensup Åžaman Ailesi'yle Kırvar aÅŸiretine baÄŸlı Aybekkan Ailesi ikamet ediyormuÅŸ. 1927'nin baharında su kuyusunun başında silahlar patlamış. Bu çatışma sırasında Aybekkan Ailesi'ne mensup Sefer Tanrıverdi, önce Åžaman Ailesi'ne baÄŸlı Recep DelibaÅŸ'ı, ardından DelibaÅŸ'ın annesini ve Aybekkanlar'ın çobanını öldürmüş. Sefer Tanrıverdi hapse mahkum olmuÅŸ, ailesi mezrayı terkedip Büyüktepe Köyü’ne göçmek zorunda kalmış.On yıl sonra iki aile arasındaki buzlar erimiÅŸ, barış tesis edilmiÅŸ ve Tanrıverdiler köylerine geri dönmüş. Ä°ki aile arasında yıllarca ciddi bir tartışma çıkmamış ama ufak tefek sürtüşmeler de hiç eksik olmamış. Sonuçta bir arada yaÅŸayamayacağını anlayan köy ikiye bölünmüş. Aralarına 500 metre mesafe koyarak AÅŸağı ve Yukarı BeÅŸyamaç isimlerini alan köylerde özellikle kadınların kışkırtmasıyla kan davalarının ateÅŸi sürekli harlı tutulmuÅŸ.Kan davalarına karşı olan Cemil Tanrıverdi, köyde çıkan bir kavga sonrası doÄŸduÄŸu yeri terk edip çok uzaklara gitmiÅŸ. Ama kan davası 27 yaşındaki genç adamı Almanya'da yakalamış. 1992'de Almanya'da oturduÄŸu evi basan Sedat Åžaman, Ramazan, Cuma ve Mine DelibaÅŸ tarafından bıçaklanarak öldürülmüş. Bu olaydan sonra eski milletvekili ve Kırvar AÅŸireti reisi Ahmet Kırvar, köylüler arasında barış saÄŸlamış ve bu sayede altı yıl çatışma yaÅŸanmamış. Yukarı BeÅŸyamaç köylülerinden Abdülhamit BaşıbaÅŸ 6 Nisan 1998'de AÅŸağı BeÅŸyamaçlı Muzaffer Tanrıverdi tarafından vurularak öldürülmüş. Bu cinayetten sonra kan davası yeniden alevlenmiÅŸ. Bugüne kadar meydana gelen olaylarda toplam 10 kiÅŸi hayatını kaybetmiÅŸ 20 kiÅŸi yaralanmış, yaralılardan 4'ü sakat kalmış.Köydeki çatışmalar 80 yıldır sürmesine karşın ölü ve yaralı sayısı az. Nedeni, Åžaman ve Aybekkan ailelerinin mensup olduÄŸu Kırvar ve Karahan aÅŸiretlerinin bu davada taraf olmaması. Ä°ki aÅŸiret çatışmalarda töre bozulduÄŸu, kadınlar hedef alındığı için çatışmadan uzak duruyor. Bu kural tanımaz savaÅŸta dört kadın hayatını kaybetti, sekiz kadın da yaralandı.1999'daki çatışmalarda önce Yukarı BeÅŸyamaç Köyü’nden 12 yaşındaki Feride Güldiken, ardından yine Yukarı BeÅŸyamaçlı 25 yaşındaki Kevser DelibaÅŸ öldürüldü. Siverek'in merkezinde bulunan bir eve yapılan baskın sırasında hayatını kaybeden Kevser DelibaÅŸ'ın yedi aylık hamile olması ilçede infiale yol açtı. Cinayetin intikamını almak için harekete geçen Yukarı BeÅŸyamaçlılar, 14 Aralık 1999'da yani son olaydan üç gün sonra AÅŸağı BeÅŸyamaç'tan yine 12 yaşındaki Ferda Tanrıverdi'yi öldürmüşler.Bu olayların ardından bölge halkı her iki aileyi adeta aforoz etmiÅŸ. Siverek merkeze ya da Urfa'ya gittiklerinde ne selamlarına doÄŸru dürüst karşılık alabiliyorlar ne de kimseyle söyleÅŸme, halleÅŸme imkanı buluyorlar. Zaten zorunlu kalmadıkça ilçeye inmiyorlar. Ä°ndiklerinde ise bir hayalet gibi kısa zamanda iÅŸlerini halledip soluÄŸu köylerinde alıyorlar.OKUL AÅžAÄžIDA YAPILDI SU YUKARIDA KALDIÄ°ki köy arasında örülen bu kin duvarından, katliam fırtınasından en fazla etkilenenler kadın ve çocuklar. Özellikle de kız çocukları. Yukarı BeÅŸyamaç'ta okul var ama su yok. AÅŸağıda ise durum tam tersi, su var okul yok. AÅŸağı köyde 800, yukarıda ise 750 kiÅŸi yaşıyor. AÅŸağının çocukları çatışmaların kızıştığı 1998'den bu yana okula gidemiyor. Köyleri dış dünyaya baÄŸlayan yol yukarı köyün denetiminde. AÅŸağıdakiler, bu yolu kullanamıyor. Hastalarını bile sırtlarında taşıyarak beÅŸ kilometrelik patikadan baÅŸka bir beldeye götürüp oradan Siverek'e ulaÅŸtırıyorlar.Siverek Kaymakamı Ä°brahim Hayrullah Sun, önceleri iki köyün barışarak okulu, suyu ve yolu eskisi gibi ortak kullanmasını ister. Ama barışın en azından ÅŸimdilik mümkün olmadığını anlayınca yetiÅŸkinlerin inadından en fazla zarar gören çocukları kurtarmak için harekete geçer. Okul bulunmayan köye okul, su olmayana da su götürmek için kolları sıvar.Ama Ankara'daki resmi belgelere göre köyde bir okul vardır ve bir ikincisini yapmak lükstür. Uzun süre izin çıkmaz. Kaymakam kapı kapı dolaşıp okulun neden gerekli olduÄŸunu anlatmak zorunda kalır. AÅŸağı köyde okul inÅŸaatı baÅŸlayınca yukarıdakiler inÅŸaat araçlarının geçiÅŸini engellemeye koyulur. Bu sürtüşmenin yeniden kan dökülmesine sebep olacağını anlayan Kaymakam, yukarı köye de artezyenle su çıkartma projesini baÅŸlatır. AÅŸağıya okul, yukarıya su giriÅŸimi geçici de olsa sulh ve sükunu saÄŸlar.AÅŸağı BeÅŸyamaç'ta yıllardır kitap yüzü görmeyen 150 çocuk yeni yapılan okulu doldurmuÅŸ, cıvıl cıvıl dış dünyaya hazırlanıyor. Öte tarafta ise yıllardır hayvanlarla aynı suyu içmek zorunda kalan, sık sık salgın hastalıkların pençesinde kırılan çocukların yüzüne renk gelmiÅŸ. Onlar bu anlamsız katliamın bitip, özgürce ÅŸehirlere inecekleri, kırlarda oynayacakları zamanı özlüyorlar.Ä°ÅŸin ilginç yanı bu iki aile birbiriyle yakın akraba. Zaman zaman çatışsalar da yüzyıllardır bir arada yaÅŸayan Åžamanlar'la Aybekkanlar birbirinden kız alıp vermiÅŸ, karma aileler oluÅŸturmuÅŸ. Her iki köyün çocuklarının birbirine benzemesinden akrabalık derecesinin ne denli köklü olduÄŸu daha iyi anlaşılıyor.Aklımız barış diyorAÅŸağı BeÅŸyamaç'ta köylülerle sohbet ederken ‘‘Bu kan davası ne zaman bitecek’’ diye sorduk. Eyüp Tanrıverdi, ‘‘Allah ne zaman emrederse’’ diye cevap verdi. ‘‘Size, öldürün diye Allah mı emretmiÅŸti ki?’’ diye üsteleyince, Muharrem Ä°pekli sözü alıp, ‘‘DoÄŸru söylüyorsun. Bize kalp ve akıl verilmiÅŸ. Allah emirlerini insanın aklına ve kalbine ulaÅŸtırır’’ dedi. Sohbetimize katılanların çoÄŸu bu çatışmanın sürmesinden yana deÄŸilmiÅŸ gibi görünüyordu. Ama geçmiÅŸ biraz deÅŸince köylülerin çoÄŸu karşı tarafa yönelik kinlerini haykırmaya baÅŸladı. Köylüler devletin ağırlığını koyması halinde kan davalarının biteceÄŸine inanıyor. Ä°ki aile arasındaki çatışmalarda bugüne kadar kaç kiÅŸinin öldüğünü sorduk. On kiÅŸinin öldüğünü, ölenlerin beÅŸinin Aybekkanlardan, beÅŸinin de Åžamanlardan olduÄŸunu söylediler. ‘‘Yetmez mi; bir kiÅŸinin daha katledilip dengenin yeniden bozulmasını mı arzuluyorsunuz’’ diye takıldık. Grubun en yaÅŸlısı Muharrem Ä°pekli, ‘‘Aklımız bize barışı emrediyor. Kalbimize de söz geçirip barışı saÄŸlamamız lazım’’ dedi.46 yetimli köyde kadınlar nöbetteSiverek'e 40 kilometre uzaklıkta bulunan Yeniköy'deki çatışmalar 1979'dan bu yana sürüyor. Tarla sınırı yüzünden çıkan ilk çatışmada 10 yaşındaki Halil Gürkan ölmüş. Birbirleriyle amcazade olan Gürkan ve Gökmen aileleri arasındaki kan davasında bugüne kadar 15 insan hayatını kaybetmiÅŸ. Halil Gürkan'ın öldürülmesinin üzerinden on yıl bile geçmeden babası Hacı Gürkan ve amcası aile içi bu anlamsız savaşın kurbanı olmuÅŸ. Bu iki adamın katili olan Mizbah Ökmen, Urfa Jandarma Alay Komutanlığı'nın 45 günlük takibinden sonra ele geçmiÅŸ. Hapse girmiÅŸ ve afla birlikte salıverilmiÅŸ. Kan davasının önüne geçilememesi köydeki hayatı da altüst etmiÅŸ. 15 yılda, 130 hanelik köyden geriye 7-8 hane kalmış. Köydeki erkeklerin büyük bölümü öldürüldüğünden erkek çocuklarını korumak için kadınlar siperlerde nöbet bekliyor. Yeniköy'de tam 46 yetim var. DoÄŸdukları yeri terketmeyenler sadece yoksullar, dullar ve yetimler. Ne gidecek bir yerleri, ne sığınacak güvenli bir yuvaları var. Köyde okul da yok. Çocukların büyük bölümü taşımalı eÄŸitimin yapıldığı 1998-2000 yılları arasında sadece iki yıl okul yüzü görebilmiÅŸ. KaracadaÄŸ Beldesi'ne baÄŸlı Avuçata ve Savucak köylerinde okul var. Ama o köylerle de Yeniköy arasında kan davası bulunuyor. Bu yüzden çocuklar yakındaki okula da gidemiyor. Köyü asfalta baÄŸlayan yol o denli bozuk ki traktörler bile zor hareket edebiliyor.PARALARINI SÄ°LAHA YATIRIYORLARAÅŸağı ve Yukarı BeÅŸyamaç köylüleri kan davasının bitirilmesinde istekli gözüküyor. Kazançlarının büyük bölümünü silah ve mermiye harcadıkları için periÅŸan bir hayat süren bu insanlar, tarafları barıştıracak tek kiÅŸinin Kırvar aÅŸireti reisi Ahmet Kırvar olduÄŸunda birleÅŸiyor. Ahmet Bey, 1998'de tarafları bir araya getirmiÅŸ ve bir barış saÄŸlanmış. Ama bir yıl sonra çatışmalar yeniden baÅŸlamış. Yukarı BeÅŸyamaç köylülerinden Şükrü Güldiken, geçtiÄŸimiz günlerde iki oÄŸlunu yanına alıp Ahmet Kırvar'ın konağına gittiÄŸini söyledi. OÄŸullarımı Ahmet AÄŸa'nın önüne atıp, ‘‘Barış için bu çocuklarım feda olsun’’ demiÅŸ. 30 senedir, bu iÅŸi halletmesi için devletin kapısını aşındırdığını belirten Güldiken'e göre devlet bu katliama göz yumuyor.HİÇ UÄžRUNA ÖLDÃœLERRecep DelibaÅŸ, DelibaÅŸ'ın annesi ve çobanı (Annenin ve çobanın adı bilinmiyor), su kuyusunun başında çıkan anlaÅŸmazlık yüzünden 1927'de katledildi. Köy ikiye böyündü.Yukarı BeÅŸyamaçlı Cemil Tanrıverdi, kan davalıları tarafından 1992'de Almanya'nın Hamburg kentinde öldürüldü.AÅŸağı BeÅŸyamaç Köyü’nden Muzaffer Tanrıverdi ile Yukarı köyden Abdülhamit BaşıbaÅŸ, 6 Nisan 1998'de çıkan çatışmada hayatlarını kaybetti.Yukarı BeÅŸyamaçlı Yakup Arpacık, 2 Temmuz 1998'de öldürüldü.AÅŸağı BeÅŸyamaçlı Hüseyin Tanrıverdi 15 Ocak 1999'da katledildi.Yukarı BeÅŸyamaçlı Feride Güldiken, 18 Mayıs 1999'da öldürüldü.Yukarı köyden Kevser DelibaÅŸ, 11 Aralık 1999'da ilçe merkezinde öldürüldü. KatledildiÄŸinde hamileydi.AÅŸağı BeÅŸyamaç'tan Ferda Tanrıverdi, henüz 12 yaşındayken 14 Aralık 1999'da hayatını kaybetti. Kanlı gömlekler sandıkta saklanıyorKan davalarının sona erdirilmesi için Urfa Valisi Şükrü Kocatepe, Siverek Kaymakamı Hayrullah Sun ve Siverek Belediye BaÅŸkanı Hasan Çelebi olaÄŸanüstü çaba sarfediyor. Siverek'i Ä°l Yapma DerneÄŸi, Ä°stanbul'daki Siverekliler DerneÄŸi de onlara destek veriyor. 1995'te kan davalarının sona ermesi için büyük bir kampanya baÅŸlatılmış. Önce bölgenin en büyük aÅŸiretleri olan ve yıllardır çatışan Bucak ve Kırvar aÅŸireti barışmış. Hoca Zülfikar Balkan ve Ahmet Ersin Bucak'ın öncülüğünde devam eden kampanya döneminde 62 aile barıştırılmış. Ama barış görüşmelerinin bir kısmı baÅŸarıya ulaÅŸmamış.Üç ay önce göreve baÅŸlayan Vali Kocatepe, ildeki tüm mülki amirleri ve ileri gelenlerin kan davalarını görüşmek için toplantıya çağırmış. Siverek'i Ä°l Yapma DerneÄŸi BaÅŸkanı Koçali Aymaz, silah kaçakçılığı yapanların bu çatışmaları körüklediÄŸini söylüyor. Bazı evlerde roketatar da dahil ağır silahlar bulunduÄŸunu belirten Aymaz, ‘‘Evlerde tuvalet yok. Çocuklar tifoya, koleraya yakalanıyor, can veriyor ama bu insanlar paralarını çocuklarının saÄŸlığına deÄŸil silaha yatırıyorlar’’ diyor. Kan davalarının bitmesinin tek çaresinin bölgedeki kültürel yapının deÄŸiÅŸmesi olduÄŸunu savunan Aymaz, öldürülenlerin kanlı gömleklerinin intikamları alınana kadar sandıklarda saklanması geleneÄŸinin hálá sürdüğünü söylüyor. Çatışmaların Siverek'in kentleÅŸme ve modernleÅŸme sürecini de kesintiye uÄŸrattığını öne süren Aymaz, ‘‘Adam gelip kanlısını ÅŸehrin çarşısında başından vurarak öldürüyor, böylece ortaçaÄŸdan modern zamanlara geçiÅŸimiz akamete uÄŸruyor’’ dedi.Kaymakam Hayrulah Sun ise şöyle diyor: ‘‘Kan akıp düşmanlık ortaya çıkınca tarafları barıştırmak için araya giren feodal güçler bu sonucu oya, egemenliÄŸe tahvil ediyor. Biz ne zaman barış için harekete geçsek, savaÅŸ yanlıları bizden önce davranıp kan döküyor. Zamansız ve sistemsiz atacağınız barış adımı bile bir insanın canına mal olabiliyor.’’Erkekler üç yıldır ÅŸehre inmiyor alışveriÅŸi kadınlar yapıyorSiverek'in 40 kilometre kuzeyinde, ovaya hakim bir tepe üzerinde kurulmuÅŸ BaÅŸekin Köyü’nün manzarası dereler, küçük mavi göller, yemyeÅŸil çayırlar ve rengarenk çiçeklerle baÅŸdöndürücü.Ama 1993'ten beri süren çatışmalar yüzünden hiç kimsenin çiçeklere bakacak hali yok. BaÅŸlangıçta yine basit bir arazi uyuÅŸmazlığı var. Çatışan köylüler Bab aÅŸiretine mensup Özbay ailesi. Hepsi birbiriyle akraba. Ä°lk sürtüşme iki amca oÄŸlu arasında olmuÅŸ ve biri hayatını kaybetmiÅŸ. Mehmet Emin Özbay etrafında toplanan bir grup aile, 300 hanelik BaÅŸekin mezrasının 500 metre aÅŸağısında yeni bir mezra oluÅŸturmuÅŸ. Bu mezra AÅŸağı BaÅŸekin adını almış. Sözde bir barış anlaÅŸması imzalanmış ama iki köydeki keskin niÅŸancılar özellikle geceleri hedef gözeterek atışlar yapmaya devam etmiÅŸ. Ortalık Saraybosna'ya dönmüş. 2001'de yaÅŸanan olaylarda aÅŸağıdan 2, yukarıdan 3 kiÅŸi ölmüş, 3 köylü de yaralanmış.BÃœYÃœK KOMPLOBu sırada Yukarı BaÅŸekin mezrasındaki köylüler de kendi aralarında üçe bölünmüş. Aziz Özbay'ın etrafında toplanan grup gizlice aÅŸağı köydekilere destek vermeye baÅŸlamış. Bu gizli anlaÅŸmadan istihbarat operasyonlarına bile taÅŸ çıkaracak cinsten bir komplo ortaya çıkmış. 27 Temmuz 2001'de aÅŸağı köye yönelik çatışmalarda baÅŸrolü oynayanlardan biri olan Resul Özbay'ın evinde misafir olan Bucak aÅŸireti mensubu DerviÅŸ Gözen, tuvalet ihtiyacını görmek için dışarı çıktığında tek kurÅŸunla öldürülmüş. Gözen'in öldürülmesinin ardından Bucak aÅŸiretiyle Bab aÅŸireti arasında gerginlik yaÅŸanmış. Bucak ve Bab aÅŸiretinin ileri gelenleri köyde bir keÅŸif gezisi yaparak yılların tecrübesini konuÅŸturmuÅŸlar ve sonunda bu cinayeti köyün içinden birinin iÅŸlediÄŸine karar vermiÅŸler. Tam o günlerde Aziz Özbay'ın aÅŸağı köydekilerle gizlice buluÅŸtuÄŸu da ortaya çıkınca cinayetin sırrı çözülmüş. Amaç Bucaklar'a mensup bir misafiri öldürerek, suçu Yukarı BaÅŸekinlilerin üzerine yıkmak ve Bucakların onlara saldırmasını temin etmekmiÅŸ. Oyun tutsaydı yıllardır barış içinde yaÅŸayan bölgenin en büyük iki aÅŸireti karşı karşıya gelebilirdi. Bu olaydan sonra Yukarı BaÅŸekin Köyü’nde de bir içsavaÅŸ yaÅŸanmaya baÅŸladı. Bugüne kadar meydana gelen çatışmaların bilançosu 14 ölü, 27 yaralı. 21 kiÅŸi ise hapsi boyladı. AÅŸağı BaÅŸekinliler de köyü terkedip Siverek'e yerleÅŸmek zorunda kaldı. Bundan dolayı da Yukarı BaÅŸekin mezrasında yaÅŸayan erkekler son üç senedir Siverek'e inemez oldu. Köyün alışveriÅŸini kadınlar yapıyor. Siverek'e inen kadınlar yalnızca kız çocuklarını yanlarında götürüyor. Köyün erkekleri hastalandığında doktora gidemiyor. Ä°STANBUL’DA BULDULARAÅŸağı BaÅŸekin Köyü’nde Ä°stanbullu diye çağırılan iki çocuÄŸa rastladık: Serhat ve Ayhan Bayraktar. Babaları kan davalarından nefret ettiÄŸi için yıllar önce köyü terkedip Ä°stanbul'a gitmiÅŸler. Önce seyyar satıcılık sonra da ticaret yapmış, BaÄŸcılar, Bahçelievler ve Sirkeci'de marketler açmışlar. Evlenip çoluk çocuÄŸa karışmışlar. Ama kan davası onları Ä°stanbul'daki yeni hayatlarında da rahat bırakmamış. Düşmanları onları Ä°stanbul'da bulmuÅŸ. Tetikçilerin yola çıktığını haber alan Bayraktarlar evlerini, iÅŸlerini terkedip kaçmış. Nereye giderlerse gitsinler düşmanlarının nefesini enselerinde hissedeceklerini anlayan Bayraktarlar çözümü köylerine geri dönmekte bulmuÅŸ. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!