'Bu kağıt parçasını kim hazırladı bulunuz'

Güncelleme Tarihi:

Bu kağıt parçasını kim hazırladı bulunuz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2009 10:29

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Karargâhı'nda tüm kuvvet komutanlarının da katıldığı bir basın toplantısı düzenledi. Başbuğ, Taraf Gazetesi'nin gündeme taşıdığı 'İrtica ile Mücadele Belgesi'ni “kağıt parçası” olarak değerlendirdi ve “Bu kağıt parçasının, kimler tarafından, ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması görevinin, devletin istihbarat organlarıyla, ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunu istiyoruz” dedi.

Haberin Devamı

BAŞBUĞ'UN BASIN TOPLANTISINDAN KARELER

AKP: GÖRÜŞLERİMİZDE FARK YOK

CHP: BAŞBUĞ BAŞBAKAN'I YALANLADI

MHP: HÜKÜMETE BİZİM ÜZERİMİZDEN RANT SAĞLAMA ÇIKIŞI

İşte Başbuğ'un açıklamasından satırbaşları:

- Türkiye’de etrafımızda ve dünyada cereyan etmekte olan gerçek olaylara bakarsak, ciddi bir çok sorunun bulunduğunu ve yaşandığını görürüz.Dünya ülkelerinin hemen hemen hepsi, küresel ekonomik kriz ve bunun doğurduğu ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşmaktadır.

- Türkiye bunun yanında terör ve bölücü terör örgütüyle mücadelesine devam etmektedir.

 

Haberin Devamı

- Çevremizde başta İran’daki son gelişmeler olmak üzere, Irak, Afganistan ve Pakistan’da ciddi olaylar yaşanmaktadır. Kıbrıs görüşmeleri de bir tarafta sürmektedir.

 

TÜRKİYE BİR KAĞIT PARÇASI ETRAFINDA ENERJİSİNİ HARCADI

- Şimdi bütün bunlar yaşanırken Türkiye neredeyse iki haftadır Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın elinde bulunan topladığı vetalep ettiği bütün bilgiler çerçevesinde yürüttüğü hazırlık soruşturması neticesinde ulaşmış olduğu kararla ortaya çıkan bir kağıt parçası etrafında gereğinden fazla enerjisini tüketmiştir, harcamıştır.

 

YARGI SÜRECİ BEKLENMEDİ

- Ayrıca yargı sürecine sabırla ve sükunetle bekleme basiretini de gösterememiştir. Her şeyden önce bunlardan dolayı gerçekten biz TSK olarak üzgünüz.

- Şu anda elimizde olan hukuki anlamda bir kağıt parçasıdır. Yargıtay içtihadına göre belge hukuki ifade eden bir hakkın dolmasına ve bir olayın ispatına yarayan bir yazıdır.

 

HEMEN SORUŞTURMA BAŞLATILDI

- 12 Haziran günü belge olduğu iddia edilenin bir gazete yer alması yazılanların ciddi olması ve TSK’nın hedef alındığının görülmesi üzerine hiç zaman kaybedilmeden belge olduğu iddia edilenin, gerekten belge olup olmadığının hukuk ve yargı yoluyla ortaya çıkarılması için Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından soruşturma başlanılmıştır.

 

Haberin Devamı

- Bu durumda bizim tarafımızdan yapılması gereken tek ve doğru hareket tarzı da budur. Soruşturma aynen adli yargı teşkilatı içerisinde cumhuriyet başsavcılıkları gibi anayasal teminatlar altında bağımsız bir şekilde yargısal faaliyetlerde bulunan Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülmüştür.

 

- Askeri savcılık kanunlar çerçevesinde incelenmesi gereken tüm hususları mevcut bilimsel ve teknik imkanlarını kullanarak bu karara ulaşmıştır.

 

- Askeri savcılığın verdiği kararı beğenebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz. Ancak bu karara karşı saygısız küçümseyici tavırlar içerisine giremezsiniz. Bu tip davranışlar askeri yargıyı küçültmez bu şekilde davrananları küçültür.

 

Haberin Devamı

KURGULANMIŞ OLAYLAR TSK'YI YIPRATMAYA YÖNELİK

- Son dönemlerde artan bir şekilde ve örgütlü olarak gerçekleştirdiği değerlendirilen kurgulanmış bazı olaylar TSK’yı yıpratma ve karalama kampanyasına dönüştürülmektedir.

 

- Hukuk açısından yaşadığımız olayda bugün gelinen nokta olduğu iddia edilen bir kağıt parçası olduğunu, yani bir belge olmadığını bize göstermektedir. Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı ve asker savcılık elindeki mevcut bütün bilgiler ışığında ve hukuk kuralları çerçevesinde gerekeni yerine getirmiştir.

 

- Bugün biz bu kağıt parçasının birileri tarafından TSK’yı yıpratma amacıyla hazırlandığını değerlendirmekteyiz. Bunun kimler tarafından ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılması göreviyse devletin istihbarat organlarıyla ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ediyor ve bunun yerine getirilmesini istiyoruz.

 

Haberin Devamı

- Çünkü bu konunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bu ve buna benzer olayları devlet bu millet ve ordu içinde fitne ve fesat çıkartma eylemleri olarak görüyoruz.

TSK demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlıdır ve saygılıdır.

 

BENİM İFADEM EN BÜYÜK TEMİNATTIR 

- Bu ilkelere aykırı düşünce içinde olan davranışlarda bulunan ve bulunabilecek personelini TSK bünyesinde barındırmaz. Bunu kim söylüyor? Bunu Anayasamızın 117. maddesine göre, TSK’nın komutanı olan Genelkurmay Başkanı ben söylüyorum.

 

- Artık TSK’nın komutanı olan Genelkurmay Başkanı’nın bu ifadesi en büyük teminattır. Daha bunun dışında başka şeyler aranmasının anlamını anlayamıyorum.

 

- Bakın bütün bu söylemlere rağmen TSK’yla artık hiçbir neden haklı neden, ve haklı bir gerekçeye dayanmadan çeşitli nedenlerle ve çeşitli şekillerde, darbe ve muhtıra söylemlerinde bulunanların iyi niyette olmadıklarını ve halkımızın da bundan usanmış olduğunu düşünüyoruz.

 

TSK'NIN ÜZERİNDEN ELİNİZİ ÇEKİNİZ

- Onun için TSK’nın komutanı olarak açıkça söylüyorum ki, artık silahlı kuvvetler üzerinden elinizi çekiniz.

TSK üzerinden kendinizi siyasi tanımlama düşüncesinden ve gayretlerinden vazgeçiniz.

 

- TSK’ya karşı medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yürütmeye son verininiz.

 

- TSK tarihsel misyonu, kurumsal kültürü ve devlet adamlığı ve tecrübesinin gereği olarak kendisine karşı asimetrik olarak medya üzerinden yürütülen psikolojik harekata her zaman ve özellikle kamuoyu önünde cevap vermekten kaçınmaktadır.

 

- Ayrıcabize askeri okullarda şu da öğretildi. Bize dendi ki komutanlarımız tarafından, akıllı insan her şeyin farkına varır, akılsız insan ise her konuda fikrini söyler. Bu nedenlerle bizlerin olayları takip etmediğimiz, anayasa çerçevesinde gereken yer ve zamanda rahatsızlıklarımızı dile getirmeyeceğimiz şeklindeki değerlendirmeler doğru değildir.

 

- TSK hiçbir gerçeğe dayanmayan hukukdışı davranışlarla yıpratılması faaliyetlerinin devam ettirilmesine, katlanamaz.

 TSK bütünlüğünün her türlü dış etkilere maruz bırakılmasına seyirci kalamaz.

 

- Unutulmamalıdır ki TSK’nın bütünlüğünün korunmasını ve haksız yere yıpratılmasını aynı zamanda ülkemizin bir beka sorunu olarak görüyoruz. Lütfen bu noktanın iyi anlaşılmasını istiyorum.

 

- TSK üzerinden oynanan ve oynanacak oyunlar bizim görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmedeki kararlarımızı etkileyemez. Kimsede bu şekilde beklentilerin içinde bulunmasın. Daha öncede ifade ettiğimiz gibi TSK’nın güvenlik boyutunda ilgilenmek zorunda olduğu ülke konulara ilişkin görüş düşünce ve tekliflerimizi yasal platformlarda iletmeye devam edeceğiz.

 

YAŞANANLARI MGK'YA GETİRECEĞİZ

- Tahriklere kapılarak, kamuoyu önünde tartışmalara girmeyi uygun bulmuyoruz. Bu çerçevede son yaşanan olayları da MGK’ya getireceğiz. Benim başlangıç olarak sizlere söylemek istediğim hususlar bunlardır.

 

SORULAR:

 

- Bu çerçevede Sayın Başbakan’ın bir açıklaması oldu. Bu konuda daha yapılması gerekenler odluğunu sizin bu konuyu çok iyi bildiğinizi ve bir çalışmanın yürütüldüğüne de inandığını söyledi. Bu çalışma nedir?

Şimdi bu konuyu biraz önemli olduğu için biraz daha geniş makro seviyeden bakarak cevap vermek istiyorum. Birincisi burada tekrar altını çizme ihtiyacı duyduğum husus, TSK’da demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşüncede olanlar barınamaz. Bunu TSK’nın komutanı olarak ben açıkça ifade ediyorum. Böyle durumlar olursa TSK, Genelkurmay Başkanlığı, gerekeni anında yerine getirir, bu konuda başka yerlerden işaret almamıza gerek yoktur. Şimdi bugüne kadar yaşanan süreçte neler oldu, neler yapıldı, bundan sonra neler olabilir sorusu soruluyor. Bu konuyu doğru anlayabilmeniz için ilk önce askeri mahkemelerinin yetki ve sorumluluklarını anlamanız lazım. Maalesef rahmetli Uğur Mumcu’nun dediği gibi, bu konuda da hukukçularda dahil, dışında olanların farklı yorumlar yapması doğal fakat hukuk tahsili görenler bile yanlış yorumlarda bulunuyor. Mumcu’nun dediği gibi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyoruz.

 

ASKERİ MAHKEMELER

Askeri mahkemelerin yetki ve sorumlulukları çok açık. Merak ediyorsanız Askeri Yargı Usul Kanunu'nun 9. maddesini okuyun. Orada derki, “Askeri kişilerin askeri suçları varsa ortada bunlar askeri mahallerde askerlik hizmetleriyle ilgiliyse buna bakacak olan yargı makamı askeri yargıdır” çok açık. Söz konusu iddiada nedir karşımıza gelen? İddia edilen suçun Genelkurmay Karargahı’nda iddia ediyor. Kim işledi? Askeri kişiler. Bu kadar açıkken hala yok efendim askeri mahkeme mi bakar sivil mahkeme mi bakar yaklaşımı abesle iştigaldir.

 

CAHİLCE BEYANLAR

İkincisi askeri mahkemelerle ilgili olarak çok yanlış değerlendirmeler yapılıyor. Bazı akademik ünvana sahip kişiler artık dünyada Avrupa’da askeri mahkemelerin bile kalmadığını söyleyecek kadar cahilce belki de maksatlı beyanlarda bulunuyorlar. Askeri mahkemeler bugün geçerli. Hangi ülkelerde şu anda askeri mahkemeler var? İngiltere, Belçika, İtalya, Lüksemburg, İspanya, Yunanistan, Polonya'da askeri mahkemeler var. Şimdi Türkiye’de yargının iki başlı olduğunu iddia edenler, niye kamuoyuna bunu söylerken, şunu da söylemeleri lazım. Evet ama AB ülkelerinde de askeri mahkemeler var demek lazım. Bunu söylemiyorlar, o zaman maksatlı. ABD’de de askeri mahkemeler var, Rusya’da da, İsrail’de de askeri mahkemeler var. Askeri mahkemeler tarafsız değildir diye suçlamalar var. Bu askeri mahkemeler çatı sokak mahkemeleri mi? Siz nasıl askeri mahkemeleri bu şekilde tanımlarsınız. Askeri mahkemeler bağımsız değildir. Ben size bir örnek vereyim. Şu anda askeri mahkemelere baktığınız zaman hakimler subaylar vardır.

 

Genelkurmay askeri Mahkemesi, yani benim mahkemem, askeri mahkemelerde subayların bulunmasının, anayasaya aykırı olduğu düşüncesiyle, Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Anayasa Mahkemesi de kabul etti. Ben bunu söyleyeyim, siz de kalkın deyin ki askeri mahkemeler bağımsız değildir. Böyle şey olur mu? Bir şey daha söylüyorlar, soruşturma askeri mahkeme kıta komutanının soruşturma emriyle başlıyor. Emir verdik ya, emirle başlattık. Biz bu emri, olayın akabinden yarım saat sonra verdik. Soruşturmaların açılması sadece, kıta komutanının soruşturma emri vermesiyle olmaz. Savcı aciliyet görürse soruşturmayı açar. Şimdi bunlar varken nasıl “bağımsız değildir”e gidersiniz. Bu binada yanınızdaki bir salonda yarbay Mustafa Dönmez’in mahkemesi bugün başladı. Her zaman söylüyoruz, yargı kesin karara ulaşmadan evvel herkes bir kere suçsuzdur.

 

ASKERİ MAHKEMELERE YÖNELİK SUÇLAMALAR GERÇEK DIŞI

Ama Yarbay Dönmez ile ilgili iddianameyi kim hazırladı? Yine bu savcılar hazırladı ve iddianamede Yarbay Dönmez’e yönelik suçlamalar oldukça ciddi.

Böyle gerçekler varken, askeri mahkemelere ve savcılara yöneltilen suçlamalar gerçek dışı ve maksatlıdır.

 

SORUŞTURMA 12 GÜN SÜRDÜ

12 Haziran günü bu haberin gazetede çıkması üzerine askeri savcılık, yetkisi dahilinde olduğu için soruşturmaya başladı. Bu andan itibaren bu belgenin bulunduğu ki İstanbul Başsavcılığı’nın dosyasındaki bir belgedir, Başsavcılıkla işbirliği yaptılar. Bizim amacımız burada bu belge doğru mudur değil midir, bunu bulmak mecburiyetindeyiz.  Biz İstanbul Başsavcılığı’na, elinizde ne kadar bilgi belge varsa verin dedik ve soruşturma 12 gün sürdü. Diyeceksiniz ki soruşturma yetersiz diyeceksiniz, bir taraftan niçin 12 gün sürdü diyeceksiniz. Bu kadar çelişki olur mu?

 

SORUŞTURMA TEKRAR AÇILABİLİR

Şimdi Genelkurmay Askeri Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığını kararını vermiştir. Bu karar kesin değildir. biz hukuk devletiyiz, ilkelerine sadığız. Kesin değildir evet. Önemli olan şu, bu belgenin doğru olduğuna ilişkin yeni delil bilgi emare çıkarsa, bu soruşturma tekrar açılabilir. Burada önemli olan şudur, soruşturma şartlarında değişiklik olmaması durumunda, bu soruşturma tekrar burada açılır. Bunun aksini düşünmek hukuka aykırıdır. Olayda bir müştereklik bulunabilir. Müştereklik demek, sivil ve askerin beraber yapması gerekmektedir. Ancak tekrar altını çiziyorum, soruşturma şartlarında değişiklik olmadığı takdirde, elbette soruşturma açılabilir. Bizim hiçbirşeyden, TSK olarak bizim her şeyimiz açıktır, hukuka saygılıyız. Hiçbir şekilde hiçbir olay örtbas yapma gibi ne niyetimiz nede hareketimiz vardır. Ancak bizim silahlı kuvvetler olarakta delil toplama üzerinde yetki ve sorumluluğumuz yoktur.

 

BU KAĞIT PARÇASINI KİMLER HAZIRLADI BULUNSUN

Şimdi bu konunun bu şekilde net olarak ifade ettiğimi zannediyorum. Şu ana kadar bize ulaşan bilgi ve deliller çerçevesinde, Genelkurmay ve Askeri Savcılık olarak biz üzerimize düşen görevi yerine getirdik. Biz bundan sonra ne istiyoruz? İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istiyoruz. Bu belgenin gerçek olmadığı noktasından hareketle, bu kağıt parçası kimler tarafından ne amaçla hazırlandı. Bunu bulunuz.  Biz bu belgenin doğru olmadığı noktasından hareket ederek, kimler tarafından ne amaçla hazırlandığını istiyoruz. Yoksa İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan doğru mudur yanlış mıdır noktasında, soruşturma şartları çerçevesinde istemiyoruz bu bizim işimiz.

 

SAVCILARLA DİREKT İLİŞKİMİZ YOK

- Basında değişik yaklaşımlar oldu. Ama soruşturma sonucu açıklandıktan sonra dile getirilen soru, soruşturmaya konu olan albayın 20’den fazla imzasıyla ifadesinde verdiği imzanın çok farklı olduğu iddiası yer aldı. Bu imza farklılığını neden soruşturulmadı? Sizin bir bilginiz var mı?

Şimdi elbette bu soruşturma Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından yürütülmüştür. Bağımsızdır. Samimi söylüyorum. Şimdi şuraya 20 tane hakim albayı getirin ve bana sorun Genelkurmay Başsavcısı kim, tanımıyorum. Ha tanımış olabilirim, başka bir görevde benim yanımda çalışmıştır.Bizim prensip olarak savcılarla direkt ilişkimiz yoktur.

 

ALBAY'IN DEĞİŞİK İMZALARI

Gelelim değişik imza konusuna. Askeri savcılık elbette bu konunun üzerinde durdu. Durmadığını nereden çıkartıyorsunuz? Ama gelinen değerlendirme, sonuç şudur ki bende bu konuyu bildiğim ve takip ettiğim kadarıyla, imza değişikleri kriminal inceleme sonucu değiştirmiyor. Bilimsel olarak yapılan bu incelemelerde teknik kriterler kullanılıyor. Siz nasıl şekilde imza atarsanız atın, şeklini değiştirin isterseniz, imza ıslak ise, elinizin mahsulü olduğu anlaşılabilir. Yani bir noktada çizgilerinin, elinizi el hareketleri parmak izi gibi sonuç veriyor. Burada ıslak imzaya sahip belge yok. Elbette askeri savcılık bu konunun üzerinde durmuştur. Ancak belgenin aslı ıslak imzaya sahip bir belge olmadığı için sonuca ulaşılması mümkün değildir.

 

NEDEN HİCAP DUYAYIM

-Başbakan Erdoğan’ın, doğruluğu kanıtlanmamış bir kağıt parçasından itibarla Şanlıurfa’daki konuşmasında TSK’yı hedefe oturtmasından hicap duyuyor musunuz?

Niye hicap duyayım ki? Kesinlikle böyle bir düşünceye sahip değilim. Düşüncemi soruyorsanız, ben düşüncelerimi Başbakan’a ilettim.

 

FİTNE-FESAT KARIŞTIRMAK İSTEYENLER

- Konuşmanızın başında sert bir tonda dediniz ki fitne fesat karıştırmak isteyenler var dediniz, Türkiye’nin bekasına karşı tavırlardan bahsettiniz. Bu konuda bir incelemeniz söz konusu mu?

Coğrafya ortada problemler ortada, TSK’nın güçlü bir TSK’nın ve bütünlüğüne sahip bir önemi ortada. Siz buna zarar verirseniz kime zarar veriyorsunuz? Ülkenizin bekasını da riske atıyorsunuz. TSK'da haklı gerekçelere dayalı olarak arkasında ön yargı olmayan elbette tenkitlere açığız. Biz demiyoruz ki TSK hiçbir şekilde tartışılamaz. TSK’yla ilgili olarak hiçbir şekilde yorum yapılamaz demiyoruz. Ama bizim karşı olduğumuz hiçbir gerçeğe dayanmayan, ön yargılı, yıkıcı faaliyetler. Elbette bunları geldiğimiz noktada, bunları biz fitne ve fesat olarak görüyoruz. Devlet içinde millet içinde öyle görüyoruz.

 

AKP'NİN YARGIYA BAŞVURMASI

- AKP bu kağıt parçası dediğiniz belge çıktığı zaman yargıya başvurdu. Bu yargıya başvurması askeri savcılığın kararından sonra olsaydı iyi olmaz mıydı efendim?

O konuda ben yorum yapmayı uygun görmüyorum. Elbette Türkiye’de hukuk sistemi var. Her müessese verdiği kararı doğru görüyorsa onların takdiridir.

 

HUKUKA SAYGILIYIZ

- 15 Haziran’da yapmış olduğunuz açıklama vardı. Belge sahte çıkarsa Türkiye görecek şeklinde. TSK’nın hiçbir şekilde bu yıpratma faaliyetlerine katlanamayacağını vurguladınız. Türkiye ne yapacağımızı görecek dediniz. Bu konuda ne gibi bir yöntem metod izleyeceksiniz?

İzliyorsunuz işte. Biz hukuk devleti ilkelerine saygılıyız. Bu süreçte de bunu gösterdik. Bir konuyu askeri savcılığa verdik, savcılık karara gelmeden biz bir kelime bile yapmadık. Bu hukuka olan saygımızdır. Biz hukuka bağlıyız saygılıyız. Elbette hukuk devleti ilkeleri karşısında ne yapılabilirse yapılacaktır. Elbette bu konulara ilişkin görüş ve düşüncelerimizi yasal platformlarda getiririz. Dedim ki MGK’ya bunu getireceğiz. Bu konularla ilgili olarak bazı sorunlar var. Bunlarla ilgili Genelkurmay Askeri Savcılığı suç duyurusunda bulundu nedir bunlar? Bakın söz konusu belge, esasında kağıt. Mevcut bilgiler kapsamında kağıt.

 Ayın 4’ünde bulundu, ayın 6’sında İstanbul’daki mahkemenin oturumunda bu dosya açıldı. Ayın 6’sı. Bir takım evraklar var. Peki 6’sında açıldı 12’sinde bir gazeteye servis edildi açık ve şimdi bunu sormaya bunu sorgulamaya hem hukuk hem şekil yoluyla hakkımız yok mu? Acaba bir özel kast mı var?

 Şimdi o belgelere bakıyoruz tuhaf. Bir yığın belgeler var. O belgeler hakikaten usulüne göre hazırlanmış uygun. Bu iddia edilen belge ise onlarla hiçbir ilişkisi olmayan içerik olarak, artı hazırlanış şekil olarak farklı bir belge. Olabilir mi olabilir ona da itirazımız yok.  Şunu sormaya hakkımız yok mu, Bu belgenin Nisan 2009’da hazırlandığını kim tespit etti? Belgenin üzerinde hiçbir tarih yok. Kim tespit etti?

 

ASİMETRİK-PSİKOLOJİK HAREKAT

Soruşturma kapsamında kriminal raporlar hazırlandı. 17’sinde hazırlandı özel kuryeyle gönderildi, bu kriminal raporun bazı parçaları, bazı basın yayın organlarında yer aldı. Niçin? Belgenin tümü de değil, arzu edilen noktalar. Nedir bu istenen? Bir kamuoyu oluşturma. İlk defa bir tabir kullandım. Medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yapılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bir rapor hazırlandı. 20 Haziran. 22 Haziran’da gazetelerde. Niçin?

 

DOĞRU NEYSE ÇIKSIN, İTİRAZIMIZ YOK

Bunlar şimdi tabi ki elbette bizi de düşündürüyor. Biz düşünmeyle kalmadık, aynı zamanda Genelkurmay Askeri Savcılığı hukuki süreci başlattı. Bunlar yanlış. Bırakın bir hukuk süreci normal mecrasında gitsin. Doğru neyse çıksın bizim ona hiç itirazımız yok. Ama siz doğruyu çıkmasını beklemeden, devamlı bunu dinamitlerseniz ne olacak Türkiye’nin düzeni? Gelin hep beraber düşünelim. Bazen trajik durumlar yaşıyoruz, kara mizah örneği.

 

ALIN METNİ OKUYUN

Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın açıklaması Çarşamba günü 14.50’de ajanslara verildi. Uzun bir açıklama. 15’ten itibaren bütün televizyon kanallarımız, son dakika haberlerine başladı. 14.50’de verildi, 15’te bu görüşler başladı. Ben birini takip ettim, saat 15.00. Ve yorumu yapanlar inanın daha o askeri savcılığının raporunu, görmemiş elinde yok. O anda televizyonlarda da yok ve 15.00’te çıkıyor deniliyor ki “olacağı buydu başka bir şey beklemiyorum” ayıptır bu ayıptır. Alın şu üç sayfalık metni açın okuyun. Katılmadığınız yerler olabilir tenkit edin. Artık herkes çıkıyor yorum yapıyor ve üzülüyorum açıklamanın başlığını bile görmemişler. Televizyonları o programı yürütenlerinde önünde yok. Bu çirkin, bu olmaz. Burada bende tabi ajanslara da çağrıda bulunmak istiyorum. Bu tip önemli şeyleri parça parça vermeyin. Ajanslar parça parça veriyor. Elbette televizyondaki arkadaşlarımız sıkıntıya düşüyor. Bir satır görüyor anlamıyor. Yorum yapanlar daha metni görmemiş. Ne oluyor o zaman arkadaşlar? İnsanlar o televizyonları izliyor. İşte bu asimetrik savaş.

 

KURGULANMIŞ OLAYLAR BİRİLERİ TARAFINDAN HAZIRLANIYOR

Artan şekilde ve örgütlü olarak kurgulanmış bazı olaylar ve birileri tarafından hazırlandığını düşünüyoruz. Yıllardır TSK bundan bahseder, kamuoyuyla paylaşmayı düşünürseniz memnun oluruz ama, bunun kim kimler hangi yapılar olduğuna dair fikirleriniz var mı? Bizle paylaşmasanız da ilgililere aktardığınız oldu mu? Elbette elinizde ciddi bir delil belge olmadan yargı kararı olmadan, kamuoyu önünde herhangi bir kişiyi ve kurumu suçlamak değil. Bu konuyla ilgili bizim de bazı duyduklarımız bildiklerimiz var. Bizde bunları uygun zaman yerlerde paylaşmaya devam edeceğiz.

 

KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI KESİN DEĞİLDİR

- Bu konunun aslında sizin açınızdan da kapanmadığını çıkardım?

Kovuşturmaya yer olmadığı kararları kesin değildir. bu kararlar ancak yeni bir belge yeni bir emare bulaşırsa elbette soruşturma tekrar açılır. Bu belgenin doğru olup olmadığına yönelik açılacak soruşturmanın, bu soruşturma kapsamı değiştirmediği takdirde, biz Genelkurmay Askeri savcılığı olarak düşünüyoruz.

 

KAALE BİLE ALMADIM

- Bir önceki basın toplantısında demokrasiye ve hukuka inancı olmayanların barınamayacağını belirttiniz. Bu süreç içerisinde sizin şahsınıza yönelik değerlendirmeleri oldu. İstifalarınızı isteyen çağrılara da muhatap oldunuz. Bu sizi incitti mi düşünceleriniz nelerdir?

Hiç kaale bile almadım.

 

KUSUR YOKSA O PERSONEL ÜZERİNDEN TASARRUF YAPILMASINA GEREK YOK

- Albay Dursun Çiçek’in şu andaki durumu nedir? Kendisine yine atfedilen, Nisan 2008’de yine sivil toplum kuruluşlarına yönelik iddialar gündeme gelmişti. Bu konuda araştırıldı mı?

Genelkurmay ve silahlı kuvvetler, biz bize gelen duyum belge emare bir şey varsa, ciddiye de alınması gereken bunların hepsini ciddi şekilde inceleriz. Gerekirse idari gerekirse yasal süreci başlatırız. Ancak yapılan idari soruşturmalarda eğer ortada herhangi bir kusur işleyen bir personel yoksa o personel üzerinde de tasarruf yapılması söz konusu değildir. Elbette Türkiye demokratik laik sosyal hukuk devlet, hukuk devleti demek herkesin hukuk devleti ilkelerine uyması demek, TSK’da aykırı bir davranış zaten söz konusu değil. Ancak şartlar bizim bunu tekrarlamamıza neden oluyor. Tabiî ki biz TSK’da demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine, aykırı düşüncelerde olanları, aykırı faaliyetlerde bulunanları barındırmayız.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!