Güncelleme Tarihi:
Mahkemenin kararını açıklamasının ardından Dink Ailesi’nin avukatı Fethiye Çetin, adliye önünde bir açıklama yaparak karara tepki gösterdi.
"YERLEŞİK GELENEK BOZULMADI"
Cinayetin üzerinden 5 yıl geçtiğini belirten Çetin, "Bu 5 yıl içerisinde Arat Dink ne demişti? ’Bizimle dalga geçtiler.’ Dalganın en büyüğünü meğerse en sona saklamışlar. Onu da bugün öğrendik. Meğer Hrant Dink bütün o planlı eylemlerden değil 3-5 kendisini bilmez tarafından öldürülmüş. Burada örgüt yokmuş, bu kadarını beklemiyorduk. Bu karar ne anlama geliyor? Bu karar yerleşik bir geleneğin bozulmadığı ve hiçbir şekilde bozulmasına izin verilmediği anlamına geliyor. Nedir bu gelenek? Devletin siyasi cinayetler geleneği ve devletin bir kısım vatandaşını ötekileştirerek düşmanlaştırma geleneğidir. Bu gelenek devam ediyor. Bugün bu kararla bunu bir kez daha tescil ettiler. Bu devletin katil, halkını bombalayan, imhacı, suikastçı, katliamcı, kundakçı gibi sıfatlarla yan yana anılmasından ve bu sıfatlarla birlikte çok rahatsız olanlar devleti bu sıfatlardan arındırmak için hiçbir çaba sarf etmediler. Ellerindeki fırsatı da ellerinin tersiyle ittiler. Kanlı ve acılı tarih ve bu yaratan gelenekte yüzleşmek, arınmak, böyle yeni cinayetlere bir daha asla diyebilmek ve demokratikleşmek için Hrant Dink davası eşsiz bir fırsattı, ama onlar bu fırsatı kullanmadılar" dedi.
GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
"Daha düne kadar devletin ötekisi ve hedefi olanlar yani bugünün egemenleri, bugünün siyasileri, bugün kendilerini ötekileştiren gelenekle ittifak kurmuş görünüyorlar. Ama bilsinler ki bu ittifakları geçicidir" diyen Çetin, açıklamaları sırasında gözyaşlarını tutamadı. Çetin, şunları söyledi;
"Tarihte biz biliyoruz ki bu gelenek önce geçici müttefiklerini yiyerek ve yok ederek yoluna devam etmiştir. Bugün burada bu kararla cinayet tetikçilerinin yargılandığı dosyanın ilk safhası kapandı ama bu dava bitmedi. Biten bir komedi dosyasıdır, bizim için bu dava yeni başlıyor. Karanlıkta saklanmaya çalışan gerçek fail ve failler aslında bütün çıplaklığıyla ortaya çıktılar. İşte bu nedenle bu dava yeni başlıyor. Gideceğimiz pek çok yol kullanacağımız çok sayıda alan var. Bunların her birini büyük bir kararlılıkla kullanacağız. Karanlıkların sorgulanmasına faillerin yargılanmasına bu dava biz bitti diyene kadar bitmeyecek."
GÜLTEN KAYA: "HUKUK ÇÖKMÜŞTÜR"
Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya ise, "Şu arkamızda görmüş olduğunuz binada bugün hepinizin tanık ettiği biçimde hukuk çökmüştür. Dolayısıyla bu hukuk sistemiyle cinayeti sadece "Kör birisi kayıkçı gördü" şairin deyimiyle. Biz bitti diyene kadar bu dava bitmeyecek. Dolayısıyla bu hukuk sistemiyle geleceğe yürüyemeyecek. Biz şu andan itibaren kardeşimizin vurulduğu yere doğru yürüyüşe geçiyoruz" dedi.
Açıklamalar sırasında Rakel Dink’in gözyaşlarını tutamadığı görüldü.
Öte yandan, adliye önünde yapılan açıklamaların ardından Dink Ailesi ve adliye önündeki grup, Taksim’e doğru yürüyüşe geçti.
KARARA TEPKİLER
Hrant Dink davasının kararının açıklanmasının ardından tepkiler gelmeye başladı. Türkiye'den ilk tepki Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'dan gelirken, Uluslar arası Af Örgütü de bir açıklama yaptı.
"BU KARARLA TÜRKİYE'DE ADALET KENDİ KENDİNİ MAHKUM ETMİŞTİR"
Uluslararası Af Örgütü tarafından Dink davasında alınan karar için yapılan açıklamada, "Devletin ihlal ve ihmali görmezden gelindi ve cinayette rolü olanlar yargılanmadı" denildi.
İstanbul Uluslararası Af Örgütü, Hrant Dink davasında alınan kararla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada;
"Aslında bu kararla Türkiye'de adalet kendi kendini mahkum etmiştir. Bu karar Türkiye'de iktidardakilerin her zaman korunacağı ve insan hakları ihlallerinin sorumlusu devlet görevlilerinin de cezalandırılmayacağını söylüyor. Devletin ihlal ve ihmali görmezden gelindi ve cinayette rolü olanlar yargılanmadı. Bu kararın, Hrant Dink için adaleti yerine getirmekle hiçbir ilgisi yoktur" denildi.
ERTUĞRUL GÜNAY: BU VAHİM BİR GELİŞME
Karar ile ilgili olarak ilk değerlendirmeyi yapan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Failler bu işi örgütlü yapmak suçlamasından beraat ettiler. Bu vahim bir gelişme bence" değerlendirmesini yaptı.
Hrant Dink cinayetiyle ilgili mahkemenin verdiği kararı hükümet kanadından ilk yorum, Kültür ve Turizm Bakanı Günay’dan geldi. Günay, Bakanlık’ta gazetecilerin, Hrant Dink kararıyla ilgili sorusuna şu karşılığı verdi: "Hrant Dink davası sonuçlandı. Failler ağır cezalara çarptırıldılar ama ondan ne ölçüde teselli bulunabilir bilmiyorum. Ama hemen ilk haberlerden izlediğim kadarıyla bütün failler bu işi örgütlü yapmak suçlamasından beraat ettiler. Bu vahim bir gelişme bence. Yargının bu kararı sonuçlandığına göre eleştirme hakkımız var. Şu anda yargı süreci bu noktada durdu. Bundan sonra Yargıtay’a gidecek zannediyorum. Burada örgütlü suç olduğu noktasında bir kamu vicdanı hükmü oluşmuştur. Mahkemenin beraat kararını hepimiz dikkatle izleyeceğiz. Burada üstelik belki de başka mekanizmaları katan bir örgütlülük olduğu konusunda baştan itibaren hepimizin gözlemleri ve vicdani kanaati var. Yasa dışı örgüt üyeliğinden beraat ettirilmiş olmalarını çok büyük bir şaşkınlıkla karşılıyorum, Hukukçu sıfatımla".
"AKP BU KARARIN ALTINDA KALACAKTIR"
CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada verilen kararı değerlendirirken, “Adalet ve Kalkınma Partisi, bu kararın ve bu vicdani yükün altında kalacaktır. Bu kararın, bugün bu şekilde sonuçlanmasında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de birinci derece sorumluluğu vardır” dedi.
Tanrıkulu, ayrıca açıklamasında şu sözlere yer verdi; “Adalet ve Kalkınma Partisi, bu kararın ve bu vicdani yükün altında kalacaktır. Bunun sorumluluğunu tarih boyunca taşıyacaktır. Zira gerçekten yargı süreci içinde ve dışında bu cinayet şebekesinin aydınlatılmaması noktasında elinden ne geliyorsa yapmıştır. Etkili ve idari soruşturma yapmamıştır, adli soruşturmanın yürütülmesi noktasında yargıya gerekli desteği vermemiştir. Bu kararın, bugün bu şekilde sonuçlanmasında Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de birinci derece sorumluluğu vardır. Bu cinayet, herkes tarafından bilindiği üzere Trabzon'da bir araya gelmiş, üç-dört gencin bir şekilde karar verip, gerçekleştirdikleri cinayet değildir.”