Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2004 00:00
CİNNAH FISILTILARI’nı (Pazartesi, 18 Ekim 2004) zevkle, sevinçle ve gururla okudum. ‘Gündüz Diplomat, Gece Edebiyatçı’ başlıklı yazıda AB Büyükelçimiz Oğuz Demiralp’in edebiyatçı kimliği anlatılıyordu.Bir diplomatın edebi, kültürel yanını, birikimini, donanımını yazdıkları için Ankara Temsilcimiz Sedat Ergin ile Ankara Bürosu’ndaki arkadaşlara teşekkür ediyorum.Çünkü Cinnah Fısıltıları’ndaki selim
magazin anlayışını savunuyorum, bilirsiniz ben habis magazinden nefret ederim.Eğer dünkü Hürriyet’i okumadıysanız, ister internetten arayın, ister o nüshayı isteyin; ama o yazıyı mutlaka okuyun.Edebiyatın siyasetteki izdüşümünün diyaloglardaki etkileyici gücünü fark edeceksiniz.Brüksel’deki serginin açılış töreninden sonra o gece büyükelçilikte verilen yemekte Oğuz Demiralp’le konuştum, tahmin edersiniz ki konuştuklarımız ne yazık ki edebiyat değildi.Bu vesileyle Oğuz Demiralp’in bazı kitaplarını anarak, okurlara salık verelim.Saydığım kitaplar YKY tarafından yayınlandı:Kutup Noktası - Ahmet Hamdi Tanpınar Üzerine Eleştirel Deneme.Kör Okur - Sadık Hidayet Üzerine Kör Baykuş Merkezli Okuma Denemesi.Tanrı Bakışlı Çocuk - Walter Benjamin Üzerine 49’a Parçalanmış Deneme.Eminim ki Oğuz Demiralp’i dinleyenler, tanıyanlar, Türkiye’nin AB’ye girmesini biraz daha onaylamışlardır.* * *AB yolundaki çalışmalarda artık edebiyatın gücü öne çıktı. Sanırım bu işe edebiyat el attığına göre gerçekleşecek.Son günlerdeki yazılar, küçümsenen ya da yok sayılan edebiyat dünyasının borsasını yükseltti.‘Edebiyyat’ ile edebiyatı karıştıranlar, bu kez ikisinin anlamını iyi bellesinler.Zeynep Göğüş, ‘Yaşar Kemal Legion d’Honneur’u Geri Versin!’ diye bir yazı yazdı, ardından Ertuğrul Özkök, ‘Yaşar Kemal Geri Vermeli mi?’ başlıklı bir yazıyla, konuyu sürdürdü.Ben nişanın geri verilmesinden yana değilim. Ertuğrul Özkök’ün dediği gibi, Yaşar Kemal, bu güzel halkı konuşmalarla, söyleşilerle, yazılarla Avrupa’ya tanıtsın. Onun Avrupalılar üzerinde ne kadar etkili olacağını söylemeye gerek yok.Bir ülke her zaman edebiyatçılarına, sanatçılarına manen muhtaçtır.Ayrıca Yaşar Kemal’i DGM’de yargılandığı günlerde unutanların, boş verip geçenlerin bugün yüzlerinin kızaracağını umuyorum.AB’ye giriş yolundaki, edebiyat destekli ikinci adımı da bir Fransız parlamenter Alain Bocquet attı.O da Názım Hikmet’in bir şiirini okudu.* * *ULUSLARARASI itibarımızda edebiyatın, edebiyatı bilenlerin, edebiyatçıların işlevini, etkisini, gücünü belleğimizden çıkarmayalım.
button