Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2005 00:00
TÜRK Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu geçenlerde müjdeliyordu: ‘50 bini aşkın belge incelemişler. Türklerin Ermenilere karşı soykırım uyguladığını gösteren bir tek belgeye rastlamamışlar.’Kelime kelime söyledikleri bu değil ama gazetelere yansıyan mesajın özü bu idi. İçimizden tebrik etmek (!) geçti.Bizim Türk Tarih Kurumu demek ki olaya hálá ‘Biz suçlu muyuz, değil miyiz?’ diye bakıyor, ‘Suçlu olan onlar değil mi’ demiyor.Galiba hiç eğilmedikleri konu şu:Türklerin (daha doğrusu İttihat Terakki yönetiminin) suçlanmasına sebep olan türden olaylar sadece Türkiye’de mi cereyan etmiş? İkide bir karşımıza ‘soykırım yaptınız’ iddiasıyla çıkan ülkelerin kendi tarihlerinde neler yaşanmış?Bizim Tarih Kurumu bunları ortaya çıkarmazsa... Konuya suçluluk kompleksi ile değil... Savunma stratejisiyle değil... Aktif davranarak, davacı olarak yaklaşmazsa kime sesini nasıl duyuracak?Oysa öte tarafta Türkiye’yi suçlayanlar hiç de boş durmuyorlar:Hürriyet’e dün Almanya’dan gelen Ali Varlı imzalı haberde şu bilgiler veriliyordu:Almanya’nın Potsdam kentinde, Protestan Akademisi ile Tehdit Altındaki Halklar Grubu, Türkiye aleyhindeki kampanyanın bir halkası olarak, ‘Ermeni ve Suriyeli Hıristiyanların Soykırımı’ başlıklı bir toplantı düzenlemişler. Toplantıda konuşmacıların arkasına asılan haritalardan birinde, Türkiye’nin Yozgat’ı da içine alan Doğu Anadolu Bölgesi ‘Ermenistan’ olarak gösterilmiş.Toplantıda konuşan Georg August Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Martin Tamcke, ‘Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde yaşayan Süryanilere yönelik toplu katliamın ilk kez 19. yüzyılın son yıllarında Hakkári’de Türk ve Kürtlerden oluşan Osmanlı ordusu tarafından başlatıldığını ve yaklaşık 10 bin Süryani’nin öldürüldüğünü’ ileri sürmüş.Daha bizim bilim adamları suçlu muyuz, değil miyiz diye çekmece karıştırırken karşımıza bir de ‘Süryani katliamı’ çıkıyor.Geçenlerde gösterime giren bir filmde de Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Karadeniz Bölgesi’nde 500 bin Rum’un katledildiği ileri sürülmemiş miydi?Görüldüğü gibi Türkiye’yi bunaltmayı ve ‘pes’ ettirmeyi amaçlayan bir çevirme stratejisi uygulanıyor. Bunu kırmanın yolu öyle ‘Belge verdik almadılar’lı, ‘Aradık bir şey bulamadık’lı cılız itirazlar değildir. Bu basit gerçeği artık anlamak zorundayız. Bunun yolu atak yapmaktır.Ali Hikmet Özdemir, başında bulunduğu araştırma ekibinin Haziran 2001’den beri görev yaptığını söylüyor.Dört yıla yakın zamandır ne yaptınız bir zahmet söyleyin de, başkalarına duyuramadığınızı bari biz duyalım.
button