Dünyada 13 sayısının uğursuz olduğu inancı çok yaygın. Bazı ülkelerde evlerin kapılarına 13 numarası verilmiyor. Bu inanç bir fobi, yani bir çeşit korku hastalığı olarak da kabul ediliyor ve adına da “triskaidekaphobia” deniliyor. Triskaidekafobi Yunanca'da “üç ve on, fobi” sözcüklerinden oluşuyor. Sözcüğe, yazılı kaynaklarda ilk kez 1911 yılında I. H. Coriat'ın “Abnormal Psychology” adlı yapıtında rastlandı.
Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesinden önceki son yemeğinde toplam 13 kişi bulunuyordu; İsa ve 12 Havari. Sonraları 13 sayısını çağrıştıran bu sayının geçtiği herşey lanetli, kötü, korkunç olarak nitelendirilmeye başlandı. İbraniler'e göre 13 sayısının uğursuz olmasının nedeni İbrani alfabesinin 13'üncü harfinin “mavet” (ölüm) sözcüğünün ilk harfi olan “m” olmasıydı. Hammurabi kanunları listesinde ise 13 sayısı atlanmıştı. Kimi ülkelerdeki bir çok otel müşterisi 13 numaralı odada kalmayı reddeder; bu nedenle kimi otellerde oda numaraları 12, 12A, 14 olarak devam eder.
Kimi toplumlarda ise 13 sayısının uğuruna inanılıyor. Örneğin Meksika'da, Keltik ve Germen toplumlarında bu sayı genelin tam tersine önemli, kutsal ve şans getiren bir sayı olarak görülüyor. İslam dünyasında da genel inanışın aksine 13 rakamına ayrı bir değer veriliyor. Müslümanlar için önem taşıyan bazı önemli tarihlere ait rakamların toplamının 13 çıkması bunun nedeni olarak gösteriliyor. Örneğin Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in doğduğu yıl olan 571 tarihide bu örnekler arasında yer alıyor.
Yolda kara kedi görülmesi ve merdiven altından geçilmesi de uğursuzluk olarak görülüyor. Eski Mısır'da herhangi bir üçgenin içinden geçmek, inanca göre Tanrı'nın kutsal alanını işgal etmek anlamı taşıyordu. Bu sebeple insan cezalandırılabilirdi. Duvara dayanan merdivenin de bir üçgen oluşturması ve altından birisinin geçmesi de Tanrı'nın kutsal alanını işgal etmek anlamına geleceği için tehlikeli sanılıyordu. Bu düşünce giderek yaygınlaştı.
“BUNLARIN İSLAM DİNİNDE KARŞILIĞI YOK”Eskişehir Müftü Yardımcısı Ali Osman Orum yaptığı açıklamada, 13 rakamı, merdiven altından geçmek, baykuşun ötmesi, iki bayram arası düğün yapmak ve köpek uluması” gibi çok sayıdaki yaşamsal olayın uğursuzluk olarak görülmesinin İslam dininde karşılığının bulunmadığını kaydetti.
İnsanların başlarına kötü bir olay geldiğinde “baykuş pencereme konmuştu”, “karga bahçedeki ağaca konup ötmüştü. Demek ki bunun habercisiymiş” dediğini ifade eden Orum, “Hayvan ötecek, bağıracak tabii. Bunu, olaylarla ilişkilendirmek son derece yanlıştır. Ama yüzde bir tutabilir. Aynı zamana denk gelebilir. Bozuk bir saat bile günde iki defa doğru gösterir” dedi.
“İSLAM DİNİNDE UĞURSUZ SAYILAN HİÇBİR ŞEY YOK”Uğursuzluğuna inanılan olayların halk arasındaki söylentilerden ibaret olduğunu belirten Orum, sanılanın aksine İslam dininde uğursuz sayılan hiçbir şeyin olmadığını ifade etti.
Halk arasında “İki bayram arası düğün yapılmaz, uğursuzluk getirir” diye bir düşünce olduğunu ifade eden Orum, birçok alimin iki bayram arasında evlendiği ve düğünlerinin yapıldığını hatırlattı. “Peygamber Efendimiz hayattayken iki bayram arası nikahlar yapılmıştır' diyen Orum, şöyle devam etti:
“Burada iki bayram denen Kurban ve Ramazan bayramları arası değildir. Zaten diğer açıdan bakıldığında 10 ay iki bayram arasıdır. Cuma günü Müslümanların bayramıdır. Ramazan ya da Kurban bayramları cuma gününe tesadüf ederse cemaatin o gün iki kez toplanması söz konusudur. Birincisi bayram, ikincisi de cuma hutbesi için. Paygamber Efendimize biri geliyor. 'Efendim iki bayram arası nikah olur mu' diyor. Peygamber Efendimiz de 'öğle namazı geçtikten sonra nikah olabilirsiniz' diyor. Yani bayram namazından sonra bayramlaşma ve akabinde öğle namazında tekrar cuma namazı için camide toplanma söz konusu olduğu için öyle deniliyor. Onun dışında dinimizde 'iki bayram arası düğün yapılmaz' diye bir durum söz konusu değildir.”
UĞURSUZ GÖRÜLEN BAZI OLAYLAR-Ziyaret yerlerindeki ağaçları kesenler çarpılır.
-Türbeden dışarıya bir şey, bir nesne götüren kişiler çarpılır.
-Mezarlığı parmağı ile işaret etmek iyi değildir. Parmakları
ile işaret eden kişilerin parmakları kurur.
-Kurban kesilirken hayvan dilini dışarı çıkarırsa kurban sahibi
o yıl içinde ölür.
-Bir çocuk sürekli ağlarsa o evde mutlaka ölüm meydana gelir.
-Yatarken çorapları baş tarafa koymak iyi değildir, insan çabuk ölür.
-Mezarlıktan taş, toprak alınmaz.
-Köpek uluması ölüme işarettir.
-Kefen makasla veya bıçakla kesilmez.
-Yılan öldürülüp, suya atılırsa ve yılan suda kaybolursa yağmur yağar
ve durmaz, seller olur.
-Kurt uluyunca ya ayaz olur ya da kar yağar.
-Bir evin önünde baykuş öterse, o evde biri ölür ya da bir yıkım
olur.
-Baykuş ötmesi uğursuzluktur, yanan bir odun alınarak baykuşa
atılmalıdır.
-Bir kişinin önüne tavşan çıkması uğursuzluktur, mümkünse gidilen
yoldan geri dönülür.
-Çakal uluyunca yere tükürmek gerekir, yoksa insanın başına bir yıkım
gelir.
-Bir evin önünde karga öterse o eve
haber gelir.
-Köpeğin vakitsiz, gece havlaması, horozun vakitsiz ötmesi, öküzün
gece böğürmesi kötü şeylere işarettir.
-
Ezan okunurken köpek uluması uğursuzluktur.
-Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek
uğursuzluk getirir.
-Ateş yanan yere cinler girmez.
-Külün üstüne su dökülmez, işenmez.
-Gece kül dökülmez, evin bereketi kaçar.
-Ateşin çıkardığı ses, ateşi yakan kişi hakkında dedikodu yapıldığına
işarettir.
-Karaağaçtan düşen yaşamaz.
-İncir ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür.
-Üzümün tanesini, karpuzun sap kısmındaki kabuğunun içini yiyenler
yetim kalır.
-Gelin alayı kırkı çıkmamış kadının evinin önünden geçerse gelinin
çocuğu olmaz.
-Kırkı çıkmamış kadının bulunduğu eve değirmenden un getirilmez.
-Hıdrellez günü dikiş dikilmez, ağaç, bitki kesilmez, canlı
öldürülmez.
-Arife günü, yakını ölen kişi dikiş dikmez.
-Arife ve bayram günü ağaç kesilmez.
-Gece göle girmek iyi değildir. Geceleri cinler, peri kızları gölde
yıkanırlar. Girenlerin ruhlarını periler çalar.
-Geceleri su üzerinden atlanmaz. Su birikintileri ecinnilerin ve
perilerin mekanıdır.
-Kaynayan suya bıçak sokulmaz.
-Suya tükürmek uğursuzluk getirir.
-Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.
-Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur.
-Gece ıslık çalmak günahtır.
-Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır.
-“Bismillah” demeden
yemek yiyen kişi doymaz. Şeytan da onunla
birlikte yemek yer.
-Gökkuşağının altında bir erkek geçerse kız, kız geçerse erkek olur.
-Dolu yağdığında dolunun kesilmesi için dışarıya sacayağı atılır.
-Salı günü çamaşır yıkanmaz, yıkanan çamaşırı giyen kişi onu
kirletemez, ölür.
-Salı günü düğün yapılmaz.
-Yarım çay içen kadın dul kalır.
-Yola giderken tükürmek insana yıkım getirir.
-Üç yol ağzında yatmak uğursuzluktur.
-Ayakkabının ters gelmesi hastalığı işarettir.