Güncelleme Tarihi:
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Akıncı Hava Üssüne götürülen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a “Kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürelim” dediği iddia edilen Üs komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim savunma yaptı. Evrim, darbenin yönetildiği 143. filoda FETÖ’nün sivil imamı Kemal Batmaz’a verdiği asker selamıyla ilgili olarak “Ben öyle bir selam vermedim” iddiasında bulundu.
Hakan Evrim, darbenin sivil yöneticileri Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç, Harun Biniş'in üsse alınmasını sağlamakla suçlanıyor. Kamera kayıtlarda 143. filo koridorunda FETÖ'nün sivil imamı Kemal Batmaz'la da karşılaştığı görülüyor. Batmaz da sorgusunda Adil Öksüz gibi Kazan’a arsa bakmaya gittiğini öne sürmüştü. Telsizden "Uçak var mı havada, Ankara üzerinde. Devamlı uçak olacak. Tamam süratli, şey geçsin. Tacize devam" talimatı verdiği iddialar arasında.
Evrim, iddianamede Hava Kuvvetlerinin darbe planı içindeki organizasyonunu yapan ekibin içinde bulunmak, Akar'ı, Mehmet Dişli, Kubilay Selçuk ve Ömer Faruk Harmancık ile birlikte darbe girişiminin başına geçmesi için ikna etmeye çalışmakla da suçlanıyor.
'KEMAL BATMAZ'I TANIMADIĞINI SAVUNDU
Evrim savunmasında, 15 Temmuz darbe girişiminin acemice, amatörce ve başarısızlık üzerine kurulduğunu savundu, “Hiçbir TSK mensubu böyle bir planlama yapamaz” iddiasında bulundu. Evrim, 15 Temmuz gecesi, FETÖ’nün sivil imamlarından Kemal Batmaz’a verdiği selamla ilgili olarak “Ben öyle bir selam vermedim. Kemal Batmaz’ı tanımıyorum” dedi. Evrim, darbe girişimi sırasında Akıncı Üssünde kullanabilir durumda 71 tane uçak olmasına rağmen sadece 12 tane uçak kullanıldığını savunarak “Kullanılan uçaklar kamuoyu oluşturmak için kullanılmıştır” dedi.Evrim, Genelkurmay Başkanı’na “Dilersiniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürebiliriz” şeklinde bir ifade kullanmadığını iddia etti.
Planlamada harp prensiplerine riayet edilmediğini, darbede insansız hava araçları, roller gibi araçların kullanılmadığını, envanterdeki tank, ZPT gibi araçların ise ancak yüzde 10'unun kullanıldığını savunan Evrim, "Darbe faaliyeti, Hollywood'da çekilecek bir komedi filmi için mükemmel bir senaryo olurdu" şeklinde konuştu. Sanık Evrim, MİT Müsteşarlığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a darbe girişimini önceden haber vermemekle suçladı.
Atama listesinde, kendisine "Milli Eğitim Müsteşarlığı" görevi verildiğini belirten Evrim, böyle bir listeden cezaevinde avukatı aracılığıyla haberdar olduğunu iddia etti.
Evrim, şu savunmayı yaptı: "Bu darbede Ankara ağırlık merkezi olması gerekirken diğer şehirlerde gereksiz faaliyetler yapılarak kısıtlı kuvvetler dağıtılmış, merkezde başarısız olmanın önü açılmıştır. Darbeye akşam saatlerinde başlanması da bu darbenin ne kadar amatörce planlanıp uygulandığını gösteriyor. İddianamede darbe girişimine 8 bin kişinin katıldığı belirtiliyor. Bu sayı TSK'daki personelin yüzde 2 veya 3'üne tekabül ediyor. Bu kadar hayati faaliyette tüm herkesin kullanılması gerekmez miydi? Emniyet teşkilatında sayıları 10 binleri bulan personelin de darbede kullanılması beklenmez miydi? Darbeyi planlayanlar bu kadar FETÖ'cü olduğunu bilmiyorlar mıydı? Kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir örgütün, ölüm kalım mücadelesi için uyuyan hücreleri uykularında bırakması da yine planlamaya ait amatörlüğü göstermektedir. Bu darbeyi planlayan herhangi bir TSK personeli bu hataları yapmazdı. Darbede asli muharebe aracı tank, Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) veya Zırhlı Muharebe Aracı'dır (ZMA). Ankara'da iddianameye göre 15 tank ve iki ZPT kullanılıyor. Bu sayılar Ankara'da bulunan tank ve ZPT sayısının yaklaşık yüzde 10'u. 29 Ekim tören geçişlerinde bile daha fazla tank ZPT ve ZMA kullanılıyor. Acaba planlayıcılar F 16'ların özelliklerini, imkan ve kabiliyetlerini bilmiyorlar mı? Sadece uçakların bombalamasıyla hangi darbe başarıya ulaşmıştır? Bu darbe gerçekten iş bilmeyen kişilerce mi planlanmıştır, yoksa gerçekten başarısız olmak üzerine mi bina edilmiştir?"
'BEĞENMİYOR MUSUN?'
Evrim'in, "Ben, eğer darbenin yöneticisi, Yurtta Sulh Konseyi üyesi isem bu görevlendirme listesinde en fiyakalı, en etkin göreve kendi adımı yazdırmam gerekmez miydi?" sözleri üzerine, Başkan Dik, "Ne o etkin görev sizce?" diye sordu. Evrim'in, "Onu bilmiyorum ama MEB Müsteşarlığı kesinlikle değil" sözlerine Başkan Dik, "Beğenmiyor musun? Öğretmenler kızar vallahi sana." dedi. Terörist olmadığını, hakkındaki suçlamaların hiç birisini kabul etmediğini belirten Evrim, konsey üyelerini tanımadığını, iddianamede hakkındaki suçlamalarla ilgili herhangi bir somut delil bulunmadığını ileri sürdü.
Evrim savunmasında şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanının darbeciler tarafından ele geçirilmesi şah, mat hamlesidir. Dolayısıyla en mükemmel planlamanın bu faaliyetlerde olması gerekirdi. Cumhurbaşkanının Marmaris’te tatil yaptığı, yer konusunda sıkıntı yaşanacağı durumda Amerikalılardan yardım alınacağı belirtiliyor. Daha planlamanın başında yer konusunda sıkıntı yaşandığı ortadadır. Yer tespitinin yapılmadığı, İHA sistemleri ile bölgenin havadan gözetlenmediği, tatil köyüne giriş çıkışların kontrol altında tutulmadığı, herhangi bir dinleme faaliyeti yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu tedbirleri ortalama düzeydeki bir vatandaşın bile düşünmesi gerekirken, bu önemli harekatın eksik yapılması anlaşılır bir durum değildir. Cumhurbaşkanının yeri bulunmadığı zaman Amerikalılardan yardım talep edilmiş midir? Bu konu iddianamede yer almıyor. Bu darbenin Amerikalılar ile bağlantısı nedir? Hangi Amerikalılar bu darbeye yardım etmek istemiştir? Darbenin en kritik hamlesi Hollywood yapımı bir komedi filmine benzemektedir"